Lisa

6K 315 893
                                    

Sınır: 70 oy + 500 yorum


DORA

Son birkaç gündür şirkette sadece işle ilgileniyordum. Harry'ye sadece patronum olarak davranmış ve onun varlığını çoğu kez yok saymıştım. Bunu istemiyordum, yani Harry ile böyle olmayı ve itiraf etmeliydim ki onu özlemiştim. Sabah, siyah takım elbisesi içinde odasına ilerlerken onu gördüğümde gözlerimi üzerinden ayıramasam da bunu belli etmemeyi başarmıştım.

Her ne kadar böyle olmak zor olsa da fazlasıyla kırılmıştım. Sinirlendiğinde gözü hiçbir şey görmüyor ve ben de dahil olmak üzere etrafına zarar veriyordu. Bu şekilde bir ilişkiyi yürütemezdik; her kızdığında benim kolumu veya herhangi bir yerimi morartamazdı. Ona ne kadar aşık olursam olayım her seferinde buna müsaade edecek kadar aptal değildim.

Evrakları ayarladıktan sonra toplantı salonuna ilerlerken ismimin seslenilmesiyle duraksadım ve arkama döndüm. Harry birkaç adımda yanımda olurken öncelikle baştan aşağıya beni süzdü ve ardından gözlerime bakışlarını sabitledi.

"Bu kadar güzel giyinmenizin özel bir sebebi var mı Bayan Morrison?" Suratındaki gülüş iyice yayılırken hem onu öpmek istiyor hem de suratının ortasına yumruk atmak istiyordum. İkisini de yapmadım ve omuz silktim.

"Her zamanki halim Bay Styles." Bir şey söylemesine izin vermeden yürümeye devam ettim. Arkamdan bir süre beklese de gelen adım seslerini duyuyordum. Salona girdiğimde sadece iki sandalyenin boş olduğunu görünce o tarafa doğru ilerledim ve oturdum. Harry de peşimden geldi ve yanıma oturdu. Burnuma dolan kokusu kalbimin deli gibi atmasına sebep olsa da onun olduğu tarafa bakmamaya özen göstererek yansıtılmış slayta odaklandım, daha doğrusu odaklanmaya çalıştım. Harry kendine bakan adama el işareti yaparak,

"Başlayabilirsiniz Bay Warner." dedikten dakikalar sonra, toplantı neredeyse bitmek üzereyken, kulağımda hissettiğim fısıltı ile tüylerim diken diken oldu ve bir an ona dönünce resmen burun buruna geldik. Yeşillerinin beni hapsetmesine izin vermeyip hızla önüme dönünce elim ayağıma dolanmış ve masadaki su dolu bardağı üzerime devirmiştim.

"Kahretsin!" diye fısıldayıp ayağa fırladığımda tüm salon bana odaklanmıştı. Kimisi peçete uzatırken ben toplantıyı böldüğüm için sürekli özür diliyordum. Harry'ye bakıp çıkmak için izin isteyeceğimde herkesin aksine gayet sakin bir şekilde benim telaşlı hallerimi izliyordu. Film mi çekiyordum burada? Üzerimdeki etkisinin farkında olmasına sinir oluyordum. Bir kez daha ona yumruk atma isteğim güçlenirken,

"Bay Style-"

"Tabii ki de Bayan Morrison çıkabilirsiniz." diye beni böldüğünde dalga geçer gibiydi. İçinde bulunduğum durumdan resmen zevk alıyordu. Bazen sevgilimin ne kadar sinir bozucu bir insan olduğunu unutuyordum.

Eteğimin tamamen ön kısmı ve gömleğimin de bir kısmı ıslanmıştı. Lavaboda peçeteleri üzerine bastırıp suyunu aldırdıktan sonra el kurutma makinesine doğru ilerledim ve elimi gösterip gelen havayla kıyafetlerimi kurutmaya çalışacaktım ama tabii ki de makine kıyafetlerimin konumuna göre yukarıda kalıyordu. Mecburen kıyafetlerimi çıkartıp kurutmak zorundaydım. Sıkıntıyla nefes verdikten sonra önce gömleğimi sonra eteğimi çıkardım. Birisi gelse bile burası içeri kısımda kalıyordu ki bu halimi gören biri de bana sadece acırdı sanırım.

Gömleği tutarken yan taraftaki aynada kendime baktığımda sırıttım. Neden jartiyer giyme ihtiyacı duymuştum bugün? Seksi görünmek hoşuma gidiyordu işte ne yapabilirdim?

Gömleğin kuruduğuna emin olduktan sonra eteği tutarken lavabonun kapısı açıldı. Normalde işi olan dış kısımda halledebilirdi. Ayak seslerinin kesilmesini bekledim ama gittikçe yakınlaştı ve aynada bu haldeyken en son görünmem gereken kişinin görüntüsü vardı. Şaşkınlıkla bir an duraksasam bile birden elimdeki etek ve gömlek ile üzerimi kapatmaya çalıştım ve onun da gözlerini kapatmasını ya da ne bileyim geriye dönmesini filan bekledim ama o bir an bile gözlerini kırpmadı. Gözlerini benimkilerle birleştirdikten sonra bana doğru adımlamaya başladı. Elimdekileri hala üzerimi kapatmak için kullanırken tam önümde durdu. İkimiz de konuşmamakta kararlı gibiydik. Burada ne işi olduğunu ve neden o lanet olası yeşillerini vücudumdan ayırmadığını sorabilirdim ama sormadım. Elimdeki gömleği tutup çektiğinde başta kendime daha çok bastırsam bile ikinci kez çektiğinde pek şansım kalmamıştı. Sertçe çektiği gömleği düzeltti ve kollarından birini giymem için uzattığında fazlasıyla şaşkındım. 

The Boss | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin