Dinner

11.2K 513 1.3K
                                    

Sınır: 25 oy + 250 yorum


İş çıkışında eve gidip akşamki yemek için hazırlanmaya başladım. Hızlı bir duşun ardından, eteğinin kenarları ve askıları taşlı, üstü büstiyer şeklindeki siyah takımımı giydim.

Saçlarımı kurutup düzleştirdikten sonra at kuyruğu yaptım. Boynuma kağıttan yapılmış uçak modelinde bir kolye takmıştım. Bu kolyeyi seviyordum, sanırım babam almıştı. Çocukken hep uçak yapmaya çalıştığımı ve iki senenin sonunda öğrenebildiğimi anlatırdı. Parmağıma birkaç yüzük ve bileğime de eteğimdeki gibi taşlara sahip bir bileklik taktıktan sonra hazırdım. Küpelerimin biri küçük pırlanta şeklinde, diğeri ise sarkan uzun bir pırlanta dizisi görünümündeydi. Ayağıma giydiğim stilettoların özellikle rahat olmasına dikkat ettim çünkü sabahtan beri yeterince yorgundum ve ayaklarım ağrıyordu. Londra'nın serin havasını düşünerek üzerime kısa bir blazer ceket almayı da ihmal etmedim.

Restorana geldiğimde arabamdan iner inmez yan tarafıma bir araba yaklaştı ve bunun Harry olduğunu fark ettim. O da benim gibi erken gelmeyi tercih etmişti. Kabalık olmasın diye bekledim ve arabasından indiğinde gergin görünüyordu.

"Bu kadar seksi olmana ne gerek vardı Dora? Alt tarafı bir yemek!" Ben selam vermesini beklerken sevgili patronum şiddetli bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Teşekkür ederim Bay Styles, siz de gayet hoş görünüyorsunuz!" Birinin bana sesini yükseltmesinden nefret ediyordum ve suratım düşmüştü.

"İçeriye geçelim isterseniz." Adım attığımda kolumdan tutup kendine çekti. Çıplak belimde hissettiğim parmakları içimi gıdıklasa da bir şey belli etmeyecektim çünkü ona sinirliydim.

"Güzel olman benim suçum değil Do." Neden bu kadar yakındı ki? Japon misafirlerimize yakalanacaktık. 'Şirkette böyle şeyler yok'a ne olmuştu? Burası şirket değildi ama iş için buradaydık. Boynuma kafasını gömdü ve ben hareketsiz kaldığımda birkaç öpücük kondurdu ki bu nefesimi tutmama sebep olmuştu.

"Benim olanı başkalarıyla paylaşmaktan nefret ederim." Biraz uzaklaşıp yanağımı da öptü.

Benim olan mı? Neydim ben mal falan mı? İtiraf etmem gerekirse bu sözleri içimde bir şeyleri eritti ama yine de benim kafamı karıştırmaya hakkı yoktu. Sonunda beni serbest bırakmaya karar verdiğinde rahat bir nefes almıştım.

"Hadi girelim de şu gecenin sonuna gelelim artık." Geçmem için bekledi ve içeriye girdik.

Güzel bir yemek oluyordu. Japonlar bize karşı fazla iyiydi. Beni övmeye başladıklarında Harry de onlara katıldı ve ben kızarmıştım. Harry'nin ceketi ise bacaklarımın üzerindeydi gece boyu. Bir şey söylememiştim ama kıskandığını görmek beni biraz mutlu ediyordu.

Gecenin sonunda Japonlarla vedalaştık. Onlar gittiğinde Harry bana döndü.

"Bizim kutlamamız yeni başlıyor, hadi bana gidiyoruz." Tam bir şey diyecektim ki,

"Arabanı aldırırım merak etme hadi atla." diye kendi arabasını gösterdiğinde ses çıkarmadan yanına oturdum.

•••

"Sarhoş olmak istemiyorum Harry!"

"Neden güzelim?" Biraz daha yaklaşıp kulağına eğildim. Sarhoş değildim ama çok ayık olduğumu da söyleyemezdim.

"Yarın tüm her şeyi hatırlamak istiyorum çünkü." dedim fısıltıyla. Geri çekildiğimde istemsizce kahkaha attım. Sanırım akşam yemeğinde ve şimdi içtiğim alkol yavaş yavaş kanıma karışmaya başlamıştı. Harry ise bir anda ciddileşip gözlerimin içine baktı.

The Boss | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin