ғᴏʀ | linowya
465 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________"Ah ne diyorsun sen..?"
Heeseung okula doğru yürürken üzgünce mırıldandığında Sunghoon omuz silkmişti.
"1 hafta sonra 2. sınıf zaten bitiyor. Okuldan ayrılman mantıklı değil!"
"Vay canına Heeseung, bunun mantıklı olmadığını gerçekten bilmiyordum! Aileme de bunu söylemek ister misin?"
Agresif tavrı Heeseung'ın göz devirmesine neden olurken bir iç çekmişti.
"Bak, ayrılmayı ben de istemiyorum tamam mı?"
"Elbette istemiyorsun yoksa Sunoo'ya kim göz kulak olacak."
Ona sert bakışlarını attıktan sonra devam etti.
"Her neyse, dediğim gibi ben de istemiyorum. Ama ailem o okulun daha iyi olduğunu ve kontenjan açılmasının benim için bir şans olduğunu söyledi."
"Öyle mi, hangi okul?"
"Sanırım Jongseong ve Jaeyun'un okulu."
Sıkıntıyla konuştuğunda Heeseung, arkadaşının sırtını sıvazlamıştı.
"Tanrı yardımcın olsun."
"Ah... O kadar da kötü değillerdir!"
Olumlu davranmaya çalışsa da Heeseung'ın ona olan 'zavallı Sunghoon...' bakışlarını gördüğünde yüzü düştü.
"Yani değillerdir... Değil mi..?"
"Dostum, bence onlarla aynı okulda olmak 20 kişilik bir anaokul sınıfında olmakla aynı şeydir. Küçük çocuklar gibiler ve sürekli kavga ediyorlar! Dua et aynı sınıfta olmayasın."
Daha cümlesini tamamlayamadan Sunghoon ellerini birleştirip gökyüzüne bakarak Tanrı'ya dua etmeye başlamıştı bile. Yanlarından gelen müzik sesiyle oraya döndüklerinde bir grup dans eden genç görmüşlerdi. Heeseung birkaç saniye onlara baktıktan sonra fazla ilgisini çekmediğini düşünüp önüne döndü.
"Hey, bu grup başka bir yerde dans ediyordu. Buraya mı gelmişler?"
Sunghoon onun aksine oldukça ilgiliyken Heeseung, dikkatinin dağıldığını anlayıp kendi telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı.
"Bana neden sorduğun hakkında hiçbir fikrim yok."
"Sana sormuyorum, kendi kendime konuşuyorum."
Ona ters bir bakış attıktan sonra önlerinden geçip gittiklerinde tekrar Heeseung'a döndü.
"Yazık... Sen son senende yalnız başına mı yürüyeceksin bu yolları şimdi..?"
"Kafamı şişirecek biri olmayacağı için memnunum."
"Kafa şişirmek mi? Ben hiç konuşmuyorum bile!"
Umursanmadığında sinirle ofladı.
"Kulağına kulaklığını takıp öylece yürüyüp gidiyorsun! Bu grup 1 aydır burada ve ben 1 aydır ilgini çekmek için onları söyleyip duruyorum!"
"Bak, dans ilgimi çekmiyor tamam mı? Ayrıca onlar hakkında konuşmayı madem bu kadar istiyordun, söyleseydin ya direkt!"
Heeseung isyan ederken Sunghoon kollarını önünde bağlayıp omuz silkmişti.
"Sanki beni takardın ya."
"Sen bir aptalsın."
"Eyy~ Senin de benden bir farkın olduğun söylenemez."
Dil çıkarıp adımlarını hızlandırdıktan birkaç saniye sonra arkasını dönerek Heeseung'a baktı.
"Belki de okul değiştirmem iyi olur."
"Defol Sunghoon."
Sunghoon gülüp önüne döndüğünde Heeseung da gülmüş ve ona yetişip kolunu omzuna atarak yanında yürümeye başlamıştı.
"Gitmeden önce küçüğüne bir açılsan mı?"
"Küçüğümeymiş..."
Heeseung'ın sessizce söylediği şeyden sonra Sunghoon göz devirip onun omzuna vurdu ve kolunu kendi omzundan indirdi. Önüne hızla döndüğünde Heeseung onun yüzündeki küçük ama kısa gülümsemeyi çoktan fark etmişti.
"Mutlu mu oldun? Ah küçüğün olarak düşünmeyi seviyorsun değil mi?"
"Sonuç olarak benden küçük yani evet, küçüğüm."
"Tamam aptal olduğunu söyledim ama bu kadar değilsin."
"Pekâlâ Lee Heeseung buraları yalnız yürümeye alışman lazım, önden gideceğim."
Hızlı adımlarla önden yürümeye başladığında aralarındaki mesafe gittikçe açılıyordu. Heeseung istese de aralarını elbette kapatırdı ama sonuçta arkadaşının arkasından dalga geçmek daha eğlenceliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ꜱɪʟᴇɴᴛ ʙᴏʏ ✓
Fanfiction| ᴇɴʜʏᴘᴇɴ | | ʟᴇᴇ ʜᴇᴇsᴇᴜɴɢ × ʏᴀɴɢ ᴊᴜɴɢwᴏɴ | Heeseung, sokak dansçılarının grubundaki sessiz çocuktan etkilenir. | sɪᴅᴇ sʜɪᴘs | | sᴜɴsᴜɴ ➳ ᴘᴀʀᴋ sᴜɴɢʜᴏᴏɴ × ᴋɪᴍ sᴜɴᴏᴏ | | ᴊᴀʏᴋᴇ ➳ ᴊᴀʏ ᴘᴀʀᴋ × ᴊᴀᴋᴇ sɪᴍ | | ! | Zorbalık, şiddet ve bıçak kullanımı gibi has...