7 •.° ɢɪᴠᴇ ʜɪᴍ ᴄʜᴀɴᴄᴇ ᴛᴏ ɢᴇᴛ ᴜsᴇᴅ ᴛᴏ ɪᴛ

434 57 12
                                    

582 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

"Pekâlâ, son olarak eğer bir sorun olursa sınıfım 3-1. Aklında bulunsun, tamam mı?"

Gülümseyerek küçük olanı sınıfının önüne getirip durduğunda Jungwon yavaşça kafa sallamış ve bir şey demeden yeni sınıfına girmişti. Heeseung o girdikten sonra yüzündeki gülümsemeyi sildi ve bir iç çekti.

Hayal ettiği gibi bir tanışma olmamıştı.

Açık konuşmak gerekirse bir tanışma bile olmamıştı.

Heeseung'ın ona okulu gezdirdiği süre boyunca hiç konuşmamıştı. Sadece büyük olanın dediklerini anladığını belirten kafa sallamalarla yetiniyordu. Belki de utangaçtı belki de konuşmayı sevmiyordu ya da düşünebileceği en kötü ihtimal olarak Heeseung'dan hoşlanmamıştı.

"Müdür niye çağırmış?"

Jeongin, arkadaşının yanına geldiğini fark ederken gözlerini oynadığı oyundan çekmeden sorduğunda Heeseung yerine oturdu.

"Yeni biri gelmiş."

"Her gelene böyle mi yapılıyormuş? Bana yapılmadı."

Dudak büzerek konuştuğunda diğeri omuz silkmişti. Elbette herkese böyle yapılmazdı belki de Jungwon müdürün bir tanıdığıydı.

"Özel bir yanı olmalı ki istedi."

"Okulun en iyi öğrencisinden bir de."

"Beni övüyor musun yoksa bununla dalga mı geçiyorsun anlamıyorum."

Jeongin kaybedince telefonu masaya sakince bıraktı sonra da havaya birkaç yumruk atıp sinirini çıkarttı. Telefona bir şey yapamazdı. Eğer ki yapsaydı ne yaptıysa ailesi aynısını onun üzerinde uygulardı.

"Cevabı ben de bilmiyorum o yüzden boş ver."

Sakinleştikten sonra arkadaşına cevabını verdiğinde yanındaki genç onu hareketlerine gülmüştü.

"Asıl komik olan ne, biliyor musun?"

"Hm?"

Jeongin masanın üzerindeki telefonunu eline alıp yeni oyuna başlarken umursamazca sorduğunda Heeseung yüzünü eline yaslayıp gülümsedi.

"O çocuğun şu sokak dansçıları arasındaki beğendiğim kişi olması."

'Game Over!'

Ekranda yanan kırmızı yazıyla gözleri birkaç saniyeliğine oraya kaymış, sonra da telefonun sahibine bakmıştı. Arkadaşı donmuş gibi ekrana baktıktan sonra ağır çekimdeymişçesine ona döndü.

"Sen. Ne. Dedin? O çocuğu bana göster! ŞİMDİ!"

Heyecanla ayağa kalkıp bağırdığında Heeseung onu omzundan tutup geri oturtmuştu.

"Sakin olur musun?"

"Hoşlandığın çocuk bu okula geldi ve benden daha az mı heyecanlısın?! Onunla artık tanışabilirsin! Üstelik ona okulu sen gezdirdin!"

"Birincisi, hoşlandığım çocuk diye bahsetme. Sadece hoş buluyorum, herkes bulur. İkincisi ise fazla ilgili gibi gözükmüyor."

"Yah, yeni bir ortama geldi. Alışması için şans ver."

Heeseung onun dediğini mantıklı bulup kendi kendine kabul ederken Jeongin gözlerini kısarak gülümsedi.

"Bari camdan, kenardan ona baksam olur mu? Çok merak ediyorum."

Bir süre süren ısrarlar sonucu istediğini elde ettiğinde onun sınıfının olduğu kata gelmişlerdi.

"Sadece geçerken göz ucuyla bak tamam mı? Sana nerede oturduğunu söyleyeceğim."

Heeseung ellerini cebine sokup doğal davranmaya çalışıyor ve yanından geçenlere küçük bir gülümseme gösteriyordu. Jeongin ise ona ayak uydurmaya çalışırken kafasını hızla sallamıştı. Sınıfın önünden geçerken Heeseung camdan sınıfa göz gezdirdi ve aradığı kişiyi bulunca hafifçe gülümsedi.

"Cam kenarında, sondan 3. sıra."

Jeongin sınıfın önünden geçerken esner gibi yapıp boynunu kütletiyormuş gibi gösterirken sınıfa dönmüş ve onun dediği yere bakmıştı. Jungwon bir elini çenesinin altına koyup kafasına destek sağlarken diğer elindeki kalemle defterinin üzerindeki yarı tamamlanmış resmi karalamaya devam ediyordu. Gözlerini tam olarak göremese de çocuğun yan profili bile oldukça etkileyiciydi.

"Şu grupta herkes geleceğin modeli falan mı? Neden bu kadar harikalar?"

Geçip gittiği sınıfa hâlâ arkasını dönerek şaşkınlıkla bakmaya devam ettiğinde Heeseung kafasını tutup öne çevirmişti.

"Sen de onlar kadar iyisin."

"Kötü hissetmemem için yaptığın şey çok tatlı Heeseung-ah! Teşekkürler!"

"Yah! Ciddiyim!"

Jeongin ona güldükten sonra adımlarını hızlandırdığında Heeseung bir şey yapacağını tahmin edip onunla beraber hızlandı.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiçbir şey, sadece Sunoo'ya haber vereceğim."

En sonunda koşmaya başladıklarında öndeki Jeongin'in, karşısına çıkan gence çarpmamak için yavaşlaması ve Heeseung'ın ona çarparak ikisinin birlikte yere düşüp kendilerini tam da Bay Seo'nun ayaklarının önünde bulması onlar açısından pek de iyi olmamıştı. Bay Seo kollarını önünde bağlayıp bir ayağıyla zeminde ritim tutarken ikiliye üstten üstten baktığında yerdeki iki arkadaş yutkunmuştu.

Hiç, hiç iyi olmamıştı.

ᴛʜᴇ ꜱɪʟᴇɴᴛ ʙᴏʏ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin