3 •.° ɪ ᴡᴀɴᴛ sᴏᴍᴇ ʟᴏᴠᴇ ɪɴ ᴍʏ ʟɪғᴇ

501 67 50
                                    

561 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

Okulun başlamasından bu yana 3 hafta geçmişti ve Heeseung bu yıl edindiği rutininden şaşmıyordu. Dans ekibine o kadar dalıyordu ki ilk derslere sürekli 5 - 10 dakika geç kalıyordu ve eğer şansı varsa o dersin hocası izin veriyor, derse girebiliyordu. Ama ne yazık ki genelde ilk dersi kantinde oturup telefondan şarkı dinleyerek geçiriyordu.

"Sana bir daha not almayacağım."

"Senden bunu hiç istemedim."

Jeongin'in masanın üzerine koyduğu kağıtlara bakarak konuştuğunda takılı olan tek kulaklığını da kulağından çıkarmıştı.

"İyi bir arkadaş olmaya çalışıyorum."

Kafasını kaldırıp arkadaşına baktığında gülümsediğini gördü. Heeseung'a karşı atarlı görünse de iyi niyetli ve yardımsever bir arkadaştı.

"Teşekkür ederim."

"Rica olarak bana sürekli geç kalma sebebini gösterebilirsin."

Yanındaki sandalyeye oturduğunda Heeseung telefonuna dönmüştü.

"Videolarını hiç çekmedim."

"Okulun birincisi olarak biraz salak gibisin. Sonraki sefer çek, merak ettim. Hem ilgini bu kadar çektiyse tekrar izlemek için fırsatın olur."

"Madem benden daha zekisin sen birinci olsaydın."

Yüzündeki sırıtışla konuştuğunda Jeongin sabır diler gibi gözlerini kapatıp bir iç çekti.

"Sen böyle devam edersen olacağım, dert etme."

"Yah yah, Heeseung hyung! Dün Sunghoon hyung benim hakkımda bir şey dedi mi?"

Sunoo yanlarına gelip ellerini masaya koyarak heyecanla sorduğunda Heeseung bir süre düşünmüştü.

"Hatırladığım kadarıyla hayır. Neden?"

"Ah, sadece benim hakkımda konuştunuz mu merak ettim."

"Hadi ama Sunoo bu kadar merak ediyorsan sen onunla konuş. Ayrıca Sunghoon'un da seni sevdiğini sanıyordum."

Jeongin küçük olana bakarak konuştuğunda Sunoo da kendine bir sandalye çekip masaya oturdu.

"Sonuçta bundan emin değiliz."

"Yani? Ne kaybedersin?"

Diğerleri onun üzerine gelirken Sunoo oturduğu sandalyede yavaşça aşağıya kaymış ve kafasını bıkkınlıkla arkaya atmıştı.

"Sadece beni bırakamaz mısınız? Bu şekilde iyiyim."

"Elbette bırakırız. Hayatımızda senden daha önemli konular var."

"Öyle mi? Mesela?"

Jeongin yanındaki arkadaşına dönüp sorduğunda Heeseung omuz silkti.

"Dersler?"

"Çok da ilgileniyor gibi gözükmüyorsun. Ya, bak ne diyeceğim. O dans ekibinde hoşuna giden biri var mı?"

Gülümseyerek yüzünü yaklaştırdığında Sunoo da merak edip yerinde dikleşmiş ve gözlerini karşısındaki gence dikmişti. Heeseung ise bir süre sessiz kaldı.

"Hoşuma gitmek değil, sadece diğerlerine göre daha iyi olduğunu düşündüğüm biri var."

"Harika! Tanışırsınız."

"Seni neden ilgilendiyor?"

"Hayatımda biraz aşk istiyorum, drama istiyorum, trajedi istiyorum. Ama kendim yaşamayayım."

"Oldu Jeongin hazretleri."

Sunoo onlara gülerken Heeseung yüzünü eline yaslayarak diğer elinin parmaklarını masaya vurup ritim tutmaya başlamıştı.

"Aslında biliyor musun? Neden olmasın? Belki o grupla-"

"'O çocukla', devam et."

Jeongin onu kesip kendince düzelttiğinde ona bir bakış atmasına rağmen devam etti.

"... Tanışabilirim."

"Neden olmasın? Bizi de tanıştırırsın."

"Tabii, elbette."

Arkadaşıyla alay ederken Sunoo ayağa kalkmıştı.

"Sizinle takılmak çok sıkıcı. Şimdiden Sunghoon hyungu özledim. Onu arayacağım."

Telefonunu çıkartıp uzaklaşmaya başladığında diğer ikisi arkasından baktı. Kendileriyle takılmasını zaten istememişlerdi ama Sunoo birkaç haftadır en yakın arkadaşlarmış gibi davranıyordu ve bundan sıkılmış olmalıydı.

"Kötü tarafı olmadığı için iyi tarafından bakacağım, artık daha az para harcayacağız."

Heeseung, Jeongin'in dediğine güldükten sonra bugünün cuma olduğunu hatırladığında yüzü düşmüştü.

"Ah... Bugün cuma..."

"Cuma olduğu için üzülen tek kişisin."

"Hafta sonu o dans grubunu göremiyorum. Çok saçma, asıl okul olmadığı için dışarıda olmaları daha mantıklı değil mi? Ayrıca ben onları izlerken geç kalıyorum, onların okulları yok mu?"

"Bizim yaşlarımızda olduklarını söyledin ve lise zorunlu değil, bu yüzden..."

Jeongin konuşmasının devamı olarak dudak büzerek omuz silktiğinde diğeri kafa salladı.

"Doğru olabilir."

"Her neyse insanların seçimlerine karışmıyorum. Önemli olan onları görmem."

Heeseung ona hak verdikten sonra telefonunu elinde çevirmiş ve zilin çalmasıyla cebine koymuştu. Çantasını omuzuna alarak Jeongin ile beraber sınıfa giderken 2 günün geçmesi için sabırsızlanmaya başladı çünkü artık onları izlemek vazgeçilmez bir alışkanlık olmuştu.

ᴛʜᴇ ꜱɪʟᴇɴᴛ ʙᴏʏ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin