ᴛʜᴇ ꜱɪʟᴇɴᴛ ʙᴏʏ ✓

2 •.° ᴛʜᴇʏ ᴡᴇʀᴇ ʀᴇᴀʟʟʏ ɢᴏᴏᴅ

530 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

Genç oğlan tatilin verdiği rahatlığı henüz üstünden atamamışken günler sonra erken uyanmanın yorgunluğuyla sokakta yavaşça yürümeye başlamıştı. Acıyan gözlerini ovuşturdu ve geriye doğru biraz gerindikten sonra dikleşerek adımlarını hızlandırdı. Okulun ilk gününden bir şey eksik gibi hissediyordu.

Ah, evet. Park Sunghoon.

2 yıl boyunca her gün birlikte okula gittiği arkadaşının gürültüsü şimdi yoktu ve onu ayakta tutan bir ses veya kişi olmadığı için her an yere yığılıp tekrar uyumaya başlayacağını düşünmüştü. Onu oyalayacak bir şey lazımdı ya da en azından canlandıracak.

Boynunu kütlettikten sonra çantasını önüne aldı ve küçük cepten kulaklığını çıkartıp geri omzuna attı. Arka cebinden telefonunu alıp kulaklığı takarken ileride duyduğu ooolama sesleriyle kafasını kaldırarak oraya bakmıştı. Toplanan kalabalıktan ötürü neye tepki verdiklerini göremezken kaşlarını çattı ve biraz daha hızlanarak onlara yaklaştı. Özür dileyerek birkaç kişinin arasına girmeye çalışmış ve sonunda kalabalığı geçmişti. İnsanların oluşturduğu daire içerisinde iki genç vardı ve Heeseung'ın anladığına göre bir tür dans kapışması içerisindelerdi. Sarı saçlı, kıvrak bedeniyle etkileyici hareketler yaptıktan sonra yaklaşıp karşısındaki gencin burnuna dokunduğunda diğeri gülmüştü. Meydan okumasını kendince kabul etti ve sarı saçlının onun için açtığı dairenin tam ortasına geldi. Taklalar atıp abartılı hareketler yaparak ayaklarını hızlı ve arkada çalan müziğin ritmine uygun şekilde hareket ettirmesi herkesin etkilenmesine sebep olmuştu. İnsanlar yüksek sesle tezahürat yapıp alkışlarken o güldü ve sarışın olana kollarını açıp 'işte ben' tarzı bir hareket yaparak su almak için kenara yöneldi. Heeseung ise bakakalmıştı. O genç gerçekten iyi dans ediyordu.

Birkaç dans mücadelesi daha izledikten sonra saatin farkına yeni varmış ve ilk dersine koşarak yetişmeye çalışmıştı. Ne yazık ki başaramadı ve kimya dersinin hocası olan Bay Seo'nun onu derse almamasıyla kantinde dersin bitmesini beklemeye başladı. Bugün fazla dalgın olmalıydı ki ne çalan zili ne de yanına gelen arkadaşını fark etmemişti.

"Ya, ne yapıyorsun sen? Okulun ilk gününden ilk derse alınmıyorsun, okulun en iyi öğrencisi olarak okulumuzu böyle mi göstereceksin?"

Genç oğlan parmağıyla onu işaret edip azarlarken Heeseung gözlerini telefonundan ona kaldırıp boş boş baktı, sonra da sırtındaki çantasını çıkartıp ona uzattı.

"Şunu sırama koysana Jeongin."

"Niye ben hiç dinlenmiyorum?"

Jeongin onun çantasını çekip alırken ve sinirli adımlarla sınıfa giderken Heeseung telefonuna geri dönmesine rağmen ona gülmüştü.

"Hyung günaydın!"

"Günaydın Sunoo-ah."

Sunoo her zamanki kocaman gülümsemesiyle hyungunun yanındaki sandalyeye oturduğunda Heeseung gözlerini telefondan çekti ve cebinden para çıkartıp Sunoo'ya uzattı. Küçük olanın ise gülümsemesi şaşkınlığıyla giderken paraya bakmıştı.

"Bu ne hyung?"

"Sunghoon artık gelmeyeceği için bir şeyler alman için para vermemi istedi."

Küçük olanın bu sefer daha büyük gülümsemesi ile yüzü aydınlanırken elindeki parayı yavaşça aldı.

"Siz ikiniz cidden... Her neyse, bir şey demeyeceğim."

Heeseung güldükten sonra Sunoo da sevimli bir şekilde ona gülümsemişti. Hislerini dile getirmese de büyük olanın anladığını biliyordu. Bunu sözlü bir şekilde açıklamak onun için oldukça zordu.

"Jeongin hyung geç kaldığını söyledi. Neden geciktin? Uyanmak için 6 alarm kurduğun ve bu yüzden geç kalmanın mümkün olmadığını bildiğim için soruyorum."

Heeseung ona göz devirdikten sonra telefonuna geri dönmüştü.

"Sadece sokakta bir dans kapışmasına rastladım ve ilgimi çekti."

"Dansa ilgin olduğunu bilmiyordum."

"Yok ama merak ettim. Gerçekten iyilerdi."

Sunoo fazla uzatmayarak kafa sallarken Heeseung'ın aklına o çocuk yine geldi. Bir süre dalmış şekilde ekrana baktıktan sonra kulaklığını takıp aklını uzaklaştırmak için bir şarkı açmıştı. Belki de artık hafta içinde sabahları nasıl kendine geleceğini bulmuştu.
___________________________________________

sᴛʀᴀʏ ᴋɪᴅs ➳ ʏᴀɴɢ ᴊᴇᴏɴɢɪɴ | ɪ.ɴ |