15 •.° ғɪɴᴀʟ

518 56 131
                                    

Sizce ben Jungwon'un konuşamadığını unutup karşılıklı konuşma yazdıktan sonra ne halt yediğimin farkına vardığım zaman kendi kendime gülmüş müyümdür?

3037 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

"Söylesene şu an arkadaşların senin için endişeleniyor mudur?"

Jisung önünde diz çöktüğü gence gözlerini dikerek sorduğunda Jungwon yerinde zıplayıp duruyordu. Neden bu halde olduğunu bilmiyordu ya da Jisung'un onu neden tehdit olarak gördüğünü. Ama sebebi ne olursa olsun onun şu an sandalyeye bağlı olmasını kesinlikle açıklamıyordu.

"İnsanlar neden seni seviyor bilmiyorum. Senden daha iyiyim, senden daha sosyalim, en azından neler düşündüğümü söyleyebiliyorum."

İşaret parmağını küçük olanın kafasına bastırıp hafifçe ittirdiğinde Jungwon kafasını çekmişti. Güldü ve ayağa kalktı.

"Bana minnettar olman gereken yerde hak ettiğim yeri çalıyorsun. Bu hoş değil Jungwon-ah. Seni başta her ne kadar sevsem de keşke hayatımda hiç olmasaydın diye çokça dua ediyorum. Keşke hayatımızda hiç olmasaydın Yang Jungwon."

Yüzündeki küçük gülümseme silinip ciddiyetle gözlerine bakarken elindeki bıçağı Jungwon'un kafasının yanında sandalyeye saplamıştı. Jungwon kafasını anında korkuyla öbür yana yatırırken Jisung'un sert bakışlarını hâlâ üzerinde hissedebiliyordu.

"Kes şunu Han."

Oldukları yerde bulunan gençlerden biri konuştuğunda Jisung bir süre daha küçük olana tehditkâr bir şekilde baktıktan sonra bıçağı çekip çıkartmış ve ondan uzaklaşmıştı.

"Onu sevmediğini sanıyordum Hwang."

"Bayılmıyorum ama öldürmeyi isteyecek kadar kafayı sıyırmadım."

"Komiksin Hyunjin, onu öldürmek istemiyorum."

Hyunjin'e güldükten sonra bıçağın keskin yerine parmağını hafifçe sürttü.

"En azından bu kadar kolay değil."

Kendi kendine mırıldandığı sırada odadan çıktığında Hyunjin arkasından bakıp iç çekmişti. Gelen seslerle önüne döndüğünde Jungwon'un yerinde zıpladığını ve kurtulmaya çalıştığını gördü.

"Boşuna uğraşma, Chan hyung çifte düğüm attı ve bir bıçakla kesmen bile en az 10 dakika sürer."

Küçük olan kafasını kaldırıp ona baktığında gözlerindeki korku ve yalvarışı görmüştü Hyunjin. Yine de onu umursamadı ve odada ona göz kulak olacak kişiye küçük bir baş onaylaması vererek odadan çıktı.

**•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*˚*•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*

"Polise haber vermeliyiz."

Sunghoon aradığı yerden bir şey bulamayıp koşarak diğerlerinin yanına gelirken konuştuğunda Jeongin ona bakmıştı.

"24 saat geçmesi gerekiyor. Yoksa kayıp olarak almıyorlar geri döner diye."

"Niye böyle aptalca bir kural var?! Ya şu an ona bir şey oluyorsa?!"

Heeseung sinirle bağırdığında Minho elini omzuna koydu ve sakinleştirmeye çalışmasına rağmen genç olan onun elini ittirdi.

"Sakin ol-"

"Sakin olamam, ne demek sakin ol?!"

"Changbin hyung, Jungwon'un telefon sinyalini bulamaz mı? Bunlarla ilgileniyor sanıyordum, belki yardımcı olabilir."

ᴛʜᴇ ꜱɪʟᴇɴᴛ ʙᴏʏ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin