640 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________4 gün.
Onu görmeden geçen 3 gün daha.
O çocuğu görmeden pazartesi hariç bir hafta geçirmişti ve nedensizce endişeleniyordu. Tamam, uzun zamandır tanımıyordu. Sadece okul başladığından beri onları takip ediyordu ama sonuçta hiç gelmediğini daha önce görmemişti.
Hafta sonu o saatlerde ne Heeseung uyanık oluyordu ne de dansçılar geliyordu. Ama Heeseung oradan saat kaçta geçerse geçsin onları zaten göremiyordu. Başka yerde olmalıydılar, belki de onu da Minho'dan öğrenebilirdi. Yapması gereken tek şey pazartesiyi beklemekti. Ve bu her ne kadar kolay gözükse de Heeseung'ın içini kemiren endişe duygusu yüzünden 2 gün, 2 yıl gibi geliyordu.
Sonunda pazartesi günü geldiğinde Heeseung daha önce hiç yapmadığını yapıp ilk alarmda yataktan fırlamış ve diğer 5 alarmı kapattıktan sonra üzerini hızlıca giyinmişti. Kahvaltılık bir şey ağzına bile atmadı ama okulda almak için yanına haftalık harçlığını aldı. Koşarak evden çıkarken kendine gelmiş ve adımlarını yavaşlatıp sakinleşmeye çalışmıştı. Ona bir şey olmazdı, yani olamazdı. Olsaydı Minho kesin bir şey derdi veya en azından üzgün gözükürdü. Belki de gruptan atılmıştı ve bunu isteyen kişi de Minho olduğu için mutlu gözüküyordu.
Başını iki yana salladı ve yavaşça yaklaştığı yere kafasını kaldırıp baktı. Oldukça erken çıkmıştı bu yüzden yalnızca kameralar hazırlanıyor, dansçılar ısınıyordu. Minho, arkadaşının gerinmesine yardım ederken onlara yaklaşan genci görmesiyle gülümseyerek selam vermişti. Heeseung da karşılık verdiğinde önündekine birazdan geleceğini söyleyip onu bıraktı ve Heeseung'ın yanına ilerledi.
"Günaydın! Erken gelmişsin."
"Evet, bugün geç kalma telaşım yok."
Birlikte güldükten sonra Minho, karşısındakinin sürekli etrafa bakındığını fark etmişti.
"Birini mi arıyorsun?"
"Oh? Oh, evet..."
Onaylaması dudaklarından fısıltı gibi çıkarken Minho ona biraz daha yaklaştı.
"Ve? Kimi arıyorsun?"
"Uhm, adını bilmiyorum. Sizden biri. Siyah saçlı, kısa boylu yani en azından bana göre kısa, büyük gözleri ve yanaklarında-"
"Gamzeleri var?"
Heeseung kafa salladığında diğeri gülümsemişti.
"Jungwon'dan bahsediyor olmalısın."
"Bilmiyorum, olabilir. Onu geçen hafta göremedim?"
Bir cevap istercesine konuştuğunda Minho onun geçen hafta olmadığını belirtti.
"Bir sorunu mu var?"
"Hayır, sadece birtakım kişisel problemler. Sanırım okuluyla alakalı."
"Okul demişken siz okula gitmiyor musunuz?"
Aklındaki sorular birden ağzına gelmeye başlarken karşısındaki onun bu kadar meraklı olmasını anlayışla karşılayıp cevaplandırmaya başlamıştı.
"Açıkçası birkaç kişi bıraktı ama diğerleri, ben de dahil, okula devam etsek de dansa öncelik veriyoruz. Bir şirkete katılıp idol olmayı ya da en azından arka dansçı olmayı istiyorum. Üniversite fazla önemli değil."
Omuz silkip konuştuğunda Heeseung kafasını salladı.
"Bu arada dans videolarımız için bir YouTube kanalımız var bu yüzden kaydetmene gerek yok."
"Oh şükürler olsun... Kanalı açabilir misin?"
Minho güldükten sonra onun uzattığı telefonu almış ve kanal adını girdikten sonra sayfaya girerek ona vermişti.
"Oldukça çalışmanız var. Abone oldum."
"Teşekkürler! Kalacak mısın yoksa bu seferlik erken gitmeyi mi istersin?"
"Sanırım gitsem iyi olur. Arkadaşlarımı şaşırtırım."
Vedalaştıktan sonra yürümeye başlarken kulaklığını telefonuna taktı ve videolarını izleyerek ilerledi. İzlediği her videoda adının Jungwon olduğunu öğrendiği gence daha da hayran oluyordu.
**•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*˚*•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*
"Lee Heeseung?"
Sınıfa giren öğrencinin adını söylemesiyle herkes Heeseung'a döndüğünde o da kafasını kaldırıp gence bakmıştı.
"Müdür seni çağırıyor."
Öğretmenin izniyle beraber yerinden kalkıp sınıftan çıktı ve onu yalnız bırakan öğrenciye lanet ederek müdürün odasına ilerlemeye başladı. Yanlış bir şey mi yapmıştı? Genelde tebrik için çağırırdı ama şu anlık herhangi bir sınav başarısı yoktu. Belki de derslere geç gelmeye başladığı için olabilirdi, yine de evde çalışarak öne bile geçmişti.
Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı ve kapıya birkaç kere hafifçe vurdu. Gel talimatı aldığında kapıyı açarak müdüre eğilerek selam vermişti. Kapıyı arkasından kapatırken müdürün masasının önündeki iki koltuktan birinde arkası ona dönük oturan bir genç olduğunu fark etti.
"Merhaba Heeseung, biraz işim var bu yüzden hızlı konuşacağım. Öğretmeninin dediğine göre ders konularında sınıftan öndeymişsin, doğru mu? Dersinin şimdi kimya olması lazım."
Heeseung gözlerini siyah saçlı gençten çektikten sonra müdüre bakıp kafa sallamıştı.
"Evet hocam."
"Bu yüzden seni dersten almanın sorun olmadığını düşündüm. Yeni öğrencimize okulu gezdirir misin? Adı..."
Müdür konuşurken Heeseung yavaşça onun önüne adımladı ve çocuğun yüzüne baktı. İkisi göz göze geldiği anda ise Heeseung şok olmuştu.
"... Yang Jungwon."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛʜᴇ ꜱɪʟᴇɴᴛ ʙᴏʏ ✓
Fanfiction| ᴇɴʜʏᴘᴇɴ | | ʟᴇᴇ ʜᴇᴇsᴇᴜɴɢ × ʏᴀɴɢ ᴊᴜɴɢwᴏɴ | Heeseung, sokak dansçılarının grubundaki sessiz çocuktan etkilenir. | sɪᴅᴇ sʜɪᴘs | | sᴜɴsᴜɴ ➳ ᴘᴀʀᴋ sᴜɴɢʜᴏᴏɴ × ᴋɪᴍ sᴜɴᴏᴏ | | ᴊᴀʏᴋᴇ ➳ ᴊᴀʏ ᴘᴀʀᴋ × ᴊᴀᴋᴇ sɪᴍ | | ! | Zorbalık, şiddet ve bıçak kullanımı gibi has...