2 A.M.

18 3 10
                                    

Sumin'in Bakış Açısı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sumin'in Bakış Açısı

"Buradan birlikte çıkacağız."

Yutkundum, "Nasıl?" diye sorarken sesim titredi.

Gardiyanlar bize adım adım yaklaşırken Jimin önümdeki kırık tuğla parçasını işaret etti. Konuşmadan ne demek istediğini anladım. Tuğlayı ses çıkarmadan elime aldım. Gerindim ve gardiyanların arkasına doğru fırlattım.

"O neydi?!"

Gardiyanlar arkasını döner dönmez Jimin beni belimden kavrayarak kaldırdı ve beraber yanımızdaki yıkık dökük evin bahçesine atlayıp içeri girdik. Girdiğimiz yer daha çok çamaşır odası ya da zemin kat gibi bir yerdi. Kapısı ve duvarının yarısı olmayan bu odadan çıktık. Jimin elimi tutup beni ahşap merdivenlere yönlendirdi.

"Hala görünmüyoruz, değil mi?" diye sordum korku içinde.

Jimin merdivenlerde duraksayıp bana döndü, "Evet." dedi hızlıca "Hala güvendeyiz."

Üst kata çıktığımızda dışarıdan sesler geliyordu. Jimin beklememi işaret edip yere eğildi ve ana kapının yanındaki pencerenin kenarından dışarı baktı. Olduğum yerde durdum, ellerimi ağzıma kapatmıştım. Nasıl bu kadar aptal olabilirdim? Neyime güveniyordum?

"Ön tarafta çok fazla gardiyan var." dedi Jimin bana doğru gelerek. "Arkadan çıkmalıyız."

Kafamı salladım. Ayağa kalkmadan ve de ses çıkarmadan mutfak olduğunu tahmin ettiğim odaya ilerlemeye başladım. Dökülen duvarların arasından sızan ışık dışında başka hiçbir ışık kaynağı yoktu. Her yer toz toprak içindeydi ama eşyalar olduğu gibi duruyordu. Burada yaşayan ne olduğunu merak etmeden edemedim.

Jimin mutfak kapısını kontrol etmek için ileri atılınca onu durdurdum. Bunu ben yapmalıydım. Sürünerek ilerledim ve kapıyı yavaşça araladım. Bahçe boştu. Jimin'e dönüp gelmesini işaret ettim.

Kapıyı tamamen açtığımda Jimin'in elini sıkıca tuttum ve onu da gücümün etkisi altına alarak koşarak çıktım. Gardiyanlar hala ön taraftaydı. Kaçmak için harika bir zamandı.

"Koş." diye fısıldadım ve kendimi öne atarak olabildiğince hızlı koştum.

Arkama hiç bakmadım. Korktuğumdan mıydı bilmiyordum ama arkama bakarsam iyi şeylerin olmayacağına emindim. Tanıdık apartman karşımıza çıkana dek koşmaya devam ettik. Binaya girene kadar ikimiz de kan ter içinde kalmıştık.

Binanın beton merdivenlerinden çıktık. Şifreyi girip kendimizi içeri attık. Girişin ortasında öksürerek yere yığıldım.

"Sumin! Sumin iyi misin?" diye bağırdı Jimin.

Elimi salladım, "İyiyim. Sadece..ciğerlerim yanıyor—"

"Siz neredeyd—Sumin! Neyin var?"

Kafamı halsizce kaldırdım. Dayım karşımda dikilmiş endişeli gözlerle beni ve Jimin'i izliyor, bir cevap bekliyordu.

victory «book 2»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin