Gerçek mi?

20. Bölüm

Uzun oldu bu bölüm iyi okumalar vote vermeyi unutmayın...

O günden beri bir hafta geçmişti ve ben okulda sadece Ege, Batu ve Bartuyla konuşuyodum sanki beni tek dinleyen onlarmış gibi hissediyodum. Evet yanlış duymadınız Bartuyla Ege hala birbirlerinden nefret ediyolardı ama benim için bir birlerine katlanıyolardı ve Bartu şimdiye kadar beni rahatsız edicek hiç bi tavırda bulunmadı ve bu aramızda bi dostluk oluşturdu. Batu da bizim üst sınıflardan bi arkadaşımdı onu çok seviyodum bana abilik yapıp gerektigi yerde arkamı kollardı ama tabi ben anlatırsam ki çogu şeyimi anlatmıyodum ona. İkimizi çok benzetiyolar hatta kardeş sanan bile oldu herşeyimiz aynı sadece o gözlük takıyo.

Merve nedensizce bana küsmüştü. Arkadaş dedigin bôyle olmamalıydı. Ona niye benimle küstügünü sordugumda

"Arkadaş seçenken daha seçici olmalıymışım" dedi sırf küsmek için bahane bulamayanların sözü resmen "Sen daha iyilerine layıksın" dese galiba bu kadar klişe olamazdı. Nedensizce küsen birinin arkasından koşamam ben kusura bakmasın. Rüzgarda benimle konuşuyodu ama Merve gelince bana karşı biraz durgunlaşıyodu. Zaten okulda kaç tane kız arkadaşım var ki toplamaya kalksan bir elin parmaklarını geçmez. Eskiden öyle miydi hepsi götümde pire gibi gezerdi 'Deniz beni şunla tanıştırsana, knk çok güzel olmuşsun bugün hadi şunların yanına gidelimde bana yanındakini ayarla, Deniz sen bu kadar kişiyi nasıl tanıyosun?' gibi bissürü soru sorarlardı. İnsan yeni yeni anlıyo yanında kimlerin kalması gerektigini.

Ben böyle düşünceleri bir kenera bırakarak Ezgi ve Eminin yanında duruyodum. Baya yakın arkadaşlarım hatta Emin hocalar bizi yanlış anlamasın diye kuzenim diye tanıtmışlıgı var. Neyse bu arkadaşlar bizim karşı sınıfa geçtiler bu sene. Üçümüz kapının önünde dikiliyoduk. Gırgır şamata havalarda uçuyo yanıma Kübra geldi. En nefret ettigim kişi diye biliriz. Kız beni kıskanmaktan agzı götüne döndü hala uslanmadı. Zaten okul bu aralar benim bana dalanan bi oglana niye dalmadıgımı konuşuyo. Bilmiyolarki Fatigin sözünü tutuyorum.

Kız galiba bu olaydan kuvvet bularak yanıma geliyo. Bide tam kalkamamış bi yerleri zaten beş kişiyle beraber geliyo ezik bunlardan iki taneside bizim sınıftan vay dönekler vay

"Deniz bi gelsene sen"

Bana emir veren agzına ederim senin gibisinden kendi kendime küfürler savuruyorum içimden o an gözüm Ezgi gile kaydı Eminle koyu bi sohbete dalmışlar beni gördükleri yok. Seslensem korktum sanar bi yerleri kalkar bu kızın

"Tabi" deyip yanına geldim. Benim kolumdan tutup tualete çekti. Tabi ben o zaman gülüyorum çünkü daha yeni o kız kendini bişey sanıp hem bana dokunup hemde emir mi verdi ben kendimi tuttukça bunlara bi haller oluyo. Tabi ben bunu dinliyomuş gibi yapıp içimden sayıyorum o ara ama bu sövme seansımı kızın elini kolunu sallamaktan nerdeyse gözüme gircek olan parmagı bozdu

"O elini konulu indir" ama bunu gülerek söylüyorum. Bi yerde okumuştum bi yerde en kötü küfür yarışması yapılmış ve gülmek birinci gelmiş. Gerçekten haklılar gülmek en kötü küfürden bile daha etkili.

"İndirmezsem nolur lan"

Kavga etmiycen Deniz kavga etmiycen Deniz...

"İyi sen bilirsin"

"Ben kaç gündür uyuyamayıp geceleri aglıyorum biliyo musun sen? Bi daha Egeyle o kadar yakın oldugunu görmiycem anladın mı beni?"

"Agla agla için açılır.Bunu onun nesi sıfatında söylüyosun ki sana ne"

"O benim arkadaşım ve senin gibilerle takılmasını istemiyorum bi düşmedin çocugun yakasından"

"Sen ne zamandır onun arkadaşısın ayıptır sorması. Bende senin gibi piçlerle konuşmasını onaylamıyorum şahsen"