" Yine mi sen?"
"Ee hadi gidelim"
"Ne diyon la ben senle bi yere geldigimi sanmıyorum geri beyne bak ya"
"Kabul etmesen niye geldin o zaman?"
Güzel soruydu ama ben sadece merakımdan inmiştim
"Eve gidiyorum Bay Geri rahatsız oldugunuz bi durum mu var?"
"Bende bi an ümitlemiştim ama neyse bunun sözünü almış oluyum ve sonra yapalım bişeyler"
"He heee kesin ben söz veriyorumdur"
"Evine bırakma mı ister misin?"
"Sence ordan bakınca sahibinin kapının önüne koydugu ve yolunu bulamayan köpek yavrusu gibi mi duruyorum?"
"Hayır estagfurullah ne haddime?"
"Afferin adam ol. Ya da merak ettim ya hadi beni evime götürmeyi dene eger yanlış yere dönersen sana tekme atıp kaçarım"
"Bana uyar" deyip sırıtmaya başladı. Acaba eline koz mi verdim diye düşünmedimde degil yani
*****
Evin önüne gelmiştik yolu hiç şaşırmadan sanki kendi eviymiş gibi geldi bide sıpa ya. Yol boyunca o konuşmak istesede agzımı bıçak açmadı pas vermeyim diye. Falcıların durumuna düşmeyim diye daha dogrusu.
O degilde bi ara yanlış geliyo gibi oldu tam vurucam bu yol daha kısa demesin mi resmen lafı yapıştırdı.
Kapının önünde
"Dayagımı yemedigime göre bi öpücügü hakettim dimi ama" demesin mi. Sizce naptım. Bacak arasına "Al sana öpücük" diyerek tekmemi atıp kaçtım. Enson yere oturmuştu yazık ya bi an acıdım(!).
Eve gittigimde yatagıma uzandım ve müzik dinlemek üzere kulaklıgımı taktım ve yaklaşık bir saat dinledikten sonra içimi tuhaf bi korku kapladı şuana kadar pek ödev yaptıgım görülmemişti daha dogrusu lisede ama fizik ödevini yapmazsam o adamın beni sınıfta bırakıcagına garanti verebilirdim.
Kalktım ve birikmiş olan bütün ödevlerimi masanın üstüne yıgdım.
Yığmaz olaydım bir haftada bitecek 1078 soruluk fizik testleri ve yarına gidicek olan bissürüde matematik ödevi çıktı karşıma tamam zekiydim ama soru yetenegi bende pek yok bu aralar kardeşim ya.
Bu soruların kesinlikle birileri tarafındam çözülmesi gerek.
Bi kaç tane fizik testi çözdükten sonra çatlak hocanın kazık soruları beni döver olmuştu resmen bende pes edip elime tek yaptıgım ödev olan hocaların zorla okutturdugu edebiyat kitabını alıp kafa dagıtmaya çalıştım okudugum kitap 966 sayfa ve ben böyle bi kitabı okumayı bırak elime bile almaya korkmuştum. Hatta ilk gün sadece önsözünü okuya bilmiştim. Türkler önsöz okumaz diye bi kesinlik yok sonuçta.
Kafamın aldıgı kadar Servet-i fûnun yaptıktan sonra uykuya daldım.
Her zamanki gibi gece annem geldi ve üstümü örttü demek isterdim ama öyle olmadı çogunlukla oldugu gibi beni bagırarak uyandırdı küfürler etti ve en sonunda 'tamam artık geri yat' deyip gitti alışmıştım artık bu duruma ve annmin ne dedigini takmıyodum bile o uyku sersemi halimle. Bu olay genellikle annem gittikten sonra yatagımın kenarına sıkıştırdıgım telefonumu çıkarıp baktıgımda dakik olarak hep 03.30 oldugunu fark ediyodum.
Ertesi sabah okulda herzamanki gibi kantinde özel olarak her oturdugumuz duvar dibindeki yerde Merve, ben ve Rüzgar oturuyoduk.
Okulun popileri olmak böyle bi durum.
Aslında ben bile nasıl bu kadar popiler oldugum konusunda şüpelerim var ki tek popiler oldugum yer burası degil ama bunu Rüzgar ve Merve bilmiyo bilseler agzıma etmekte hiç çekinmezler.
Derse girdik ve saçları konusinda hep dalga geçtigim müdür yardımcısı edebiyat dersinde sevgili çizgili kas dedigimiz Bilal Kas hocamızın dersinde geldi ve yanında bi veletle. Dikkatli bakmamla anladımki bu o dünkü sıpaydı. Süper saçlı(!) müdür yardımcısı Kadir hoca gelen çocugun adının Bartu oldugunu söyledi. Soyadı İlhandı sanırsam o kadarda dikkatli dinlemememiştim o sırada arka sıralarda Rüzgar, Ege , Merve ve ben kopuyoduk. Tanıtmak gerekirse Ege bizden biri ama cinsiyet konusunda özünde erkek ama tercihi kız yani gay demek en dogrusu. Annemin arkadaş olarak bizim eve girebildigi iki erkektn biri tahmin etmiş olacagınız üzre digeri Rüzgar ama o bile daha odamı görebilecek kadar evimize girmiş sayılmaz.
Yeni gelen Bay Geri tek boş yerin benim yanım olmasını fırsat bilerek yanıma geldi tabi ben o sırada yayılıyorum sıraya.
"Kaya bilir misin?"
"Zorunda mıyım?" resmen yüzüne bile bakmadan gayet sakin bi şekilde söylemiştim ama hoca çocugun hala ayakta oldugunu gördügünden muhattabı olarak beni buldu.
"Deniz kay kenarada otursun sonra yerini ayarlarsınız."
"Peki hocam" deyip minnak bir gülücük gönderdim hocaya şaşırmayın sadece aram fizikçiyle kötü onda da dersi dinliyorum ama katılmadıgımdan sorunlu yani benle bi alakası yok.
Her neyse Bartu malı yayıla yayıla geldi oturdu yanıma.
Merve be niye bu ders yanıma oturmadın ya la.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek mi?
Genç Kız EdebiyatıSevdigi kişiye karar veremiyen psikopat kızımız Deniz Demirkan. Asi tavırları, igrenç düşünceleri, ailevi problemleri, degişik arkadaşları ve aklına koydugunu yapan tavrıyla kaç kişinin gönlünü kazanıp kaç kişinin başını belaya sokucak. Bence bu kız...