KİMLİKLERİN ARDINDA

LUKA COUFFAİNE

*************KARA KEDİ***************

Yaza yaklaşıyorduk. Babamın gizemli bir şekilde okula gitmeme tekrar izin vermesinin üzerinden bir ay geçmişti. Bunun nasıl olduğunu sorsamda babamdan ele gelir bir cevap alamamıştım.

Bugün yine Uğur Böceği'nin mucizelerini gazetede okurken o güzel ihtişamı aklıma geldi. Bunca zamandır beni sevmese bile kendime âşık etmenin yollarını arıyordum. Ama bana hiçbir şekilde yüz vermiyordu. Ne yapabilirdim ki? Marinette'ye bir şans mı vermeliydim? Ama ben hâlâ Uğur Böceği'ne aşıktım bu durumda onun duyguları ile oynamış olmaz mıydım?

Hayır! Bunları kafamdan atmalıydım. Yatağımdan kalktım. Yüzüme su çarpmak için şahsi banyoma yöneldim. Bir yandan da Plagg ile didişiyordum.

************

Okuldan içeriye girdiğimde Lila yanımda bitti. Her zamanki yalanlarını uydurmaya geldiği belli idi.

"Ne var Lila?"

"Hiiç sadece seninle sohpet etmek istedim."

"Pekâlâ."

...

**********UĞUR BÖCEĞİ****************

Bugün okula 5 kala uyanıp yataktan fırladım. Hayır yani bir kez geç kalmasam olmaz mıydı? Bir yandan dişlerimi fırçalayıp , bir yandan da saçlarımı tararken Tikki'de çantama defter ve kitaplarımı koyuyordu. Hızlıca üzerime bir şeyler geçirerek evden çıktım.

Fizik öğretmenimize mükemmel bahanemi anlatırken kılıktan kılığa girdim. Bu sırada Adrien , Alya  , Nino ve Juleka bıyık altından kıkırdıyordu. Onlara çok komik bakışı atarak Alya'nın yanına geçtim.

Dersler her zamanki gibi ilerlerken Adrien'nın sarı saçlarını izliyordum. Onu her düşündüğümde kalbim ağırlaşıyordu. O yüzden aklıma getirmemenin en iyisi olduğunu düşünüp kafamdan atmaya çalışıyordum.. 

Bugün Juleka'ların küçük konserine gidecektim. Adrien'ı da çağırmışlardı. Juleka , Rosie , Iven ve Juleka'nın ağabeyi küçük bir grup kuruyorlardı. Bu çok heyecanlı olacaktı.

Juleka , benim Alya kadar olmasada yakın bir arkadaşımdı. Mor uzun saçları ve perçemleri ile çok güzel bir kızdı. Genel olarak utangaç yapıda olsada onunla çok iyi anlaşıyordum. Rosie ve Juleka daha yakınlardı birbirlerine ama genel olarak grup halinde takılıyorduk.

Rosie ise pembeyi çok severdi insanları kırmaktan nefret eden , hassas bir kızdı. Ayrıca çok da kibardı. Sarı kısa saçları hep ona çok yakışıyordu.

**********

Zaman gelip çatmış , bizim küçük konserimiz yaklaşmıştı. Saçlarımı açıp maşaladıktan sonra Tikki'nin onayını alıp evden çıktım.

Juleka , ağabeyi ve annesi bir teknede yaşıyorlardı. Ağabeyini hiç tanımıyordum. Sadece isminin Luka olduğunu biliyordum. Ne kadar da garip bir isim diye düşündüm. Ama garip olduğu kadar da güzeldi.

Ben konser için tekneye geldiğimde herkes gelmişti bile.

"Geç kaldım sanırım.."

"Mari gerçekten nerede kaldın?" diye güldü Alya.

"Geldim işte aa" dedim. Alya ile 1-2 fk gülüştükten sonra önümüze döndük. O sırada karşıdan gelen çocuğu fark ettim.
Koyu mavi saçları , beyaz teni ve Mavi gözleri ile gerçekten yakışıklıydı. Tahmini 1,80 boylarındaydı. Üzerinde siyah amblemli t-shirti ve mavi ceketi ile muhteşem gözüküyordu.

"Umh.. Sen Luka olmalısın?"

"Ah evet ben Luka.. Sen?"

"B-ben Marinette"

"Merhaba Ma-Marinette" diyerek güldü. Ben ise gülerek ona karşılık verdim.

"Eh.. Biraz utangaç bir yapım var.."

"Benim tam aksime yani.. Olsun bence iyi anlaşırız. Memnun oldum Mari.."

Gülümsemekle yetindim. O sırada Adrien karşıdan göründü. Tabi ben onu gördüğüm anda mükemmel sakarlıklarımı sergileyerek elimdeki kutuyla beraber yere devrildim.

Her zamanki gibi... Hızlıca kalkarak selam verdim. Bu sayede konser başlamıştı.

Juleka , Rose , Iven , Luka sahneye çıktı. Birkaç şarkı söylediler. Eğlenceliydi.

O sırada bir ses ile irkildik. Arkamızda büyük kanatları ve okları ile kırmızı kostüm giymiş biri duruyordu. Oklarını fırlatmaya başladı. İlki Luka'ya isabet etti. Luka'nın dudakları siyaha boyandı.
Ardından  Rose , Juleka , Iven' a isabet etti oklar.

Ne olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Bu bir akuma saldırısıydı. Dönüşme vakti gelmişti! Hemen tenha bir yere koştum.

"TİKKİ BENEKLER! HAH!"

***************KARA KEDİ*************

      Yine bir akuma saldırısıydı. Bir saniye!!? Başka akumalarda geliyordu. Bu nasıl olabilirdi!? Bunu anlamak için zamanım yoktu. Her an bende vurulabilirdim. Dönüşmem gerekiyordu.
Hızlıca koşarak tenha bir yere geçtim. Çok uzun bir gün olacağa benziyordu. Bu nedenle. Plagg'e biraz peynir vermeyi ihmal etmedim.

"PLAGG PENÇELER!!"

Dönüştükten sonra ilk işim Lady'mi bulmak olmalıydı. Koşarak onu aramaya başladım. Kırmızı siyah kostümlü Lady'm karşıdan göründü.

Ama bir değişiklik vardı.  Onun da dudakları simsiyahtı. Ve bu sefer kostümü siyah üzerine kırmızı benekler ile süslenmişti.

DEVAM EDECEK...