*****************UĞUR BÖCEĞİ*****
Adrian ile sinemaya gidişimizi hala unutamıyordum. Rüya gibiydi. Dünyanın en güzel günüydü benim için. Hem bana Prensses demeye başlamıştı,hem beraber yemek yemiştik, hem de sinemaya gitmiştik.
Yalnız o soru hala aklımdaydı acaba neden iki kişiye bir şey hissettiğini düşünüyor. Acaba onlardan biri ben olabilir miyim? Belkide...Bunları düşünürken aklıma geç kaldığım geldi. Yatağımdan fırladım . Okul için hazırlandım fakat kahvaltı etmeye vaktim olmadı. Hızlıca evden çıktım
Okula geldiğimde Chloe hala Adriandan özür diliyordu. Adrian yine kabul etmedi. E tabi haklıydı. Herkese kötü davranan biri ile kim arkadaş olmak ister ki? Sırama oturdum. O sırada Chloe sınıftan ağlayarak çıktı.
"Günaydın Prenses!" "Gü.. Günaydın Adrian" Bana günaydın dedi.. Ay o kadar tatlı ki.. Dünyanın en tatlı insanıydı o. O kadar yakışıklıydı ki. Aynı zamanda da bir modeldi. O sırma sırma sarı saçları... O gözleri.. yemyeşil, yeşilin her tonunu içeriyor, o kadar güzel ki; Her baktığımda kendimi kaybediyorum.
Peki ama nasıl söylerim ki ona aşık olduğumu? Ya beni reddederse? Ya benimle bir daha konuşmazsa? Yok yok söyleyemem ki...
"MARINNETTE DUPAİN CHANG DERSE DÖN!"
Bir anda yerimden fırladım. Ders başlamıştı. Ne ara başlamıştı ki? Ben o kadar daldım mı şimdi?"Kızım iyi misin sen? Dalıp gittin!"
"Ah Alya Adrian'ı düşünüyordum."
"Kızım... Kızım"
***
Tenefüs zili çaldı. Alya kantine gitmeyi teklif etti."Teşekkürler Alya ben sana sonra katılacağım."
O sırada Adrian yanıma oturdu.
"Selam Prenses! Ben aslında teşekkür etmek istedim. O gün çok güzeldi. Sayende psikolojim daha iyi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMLİKLERİN ARDINDA
FanfictionBir aşk öyküsü.. ~Zaman her şeyin ilacıdır. Zamanda bir uyuşturma yöntemi değil midir zaten?~