KARA KEDİ
Bugün benim annemsiz ilk doğum günüm. Annemsiz yaşanan her özel gün bana zehir oluyordu. Annemin ölümü beni çok sarsmıştı.
Özellikle doğum günümü arkadaşlarımla kutlayamamak. Kafamı dağıtamamak beni bitiriyordu. Yine izin vermemişti. Doğum günümü bile kutlayamıyordum. Piano çaldığımı sanmaları için telefonumdan piano müziği açtım ve yatağıma uzandım.
2 haftada çok güzel arkadaşlar edinmiştim. Marınnette, Nino, Alya ve bir sürü kişi daha... Özellikle Nino ve Marınnette'ı çok sevmiştim.
Marınnette çok tatlı bir kızdı. Çok heyecanlıydı ve benimle konuşurken kekeliyordu. Neden olduğunu anlamış değildim.Beni çok güldürüyor ve mutlu ediyordu.Nino ise çok eğlenceliydi. Beraber sohpet etmek bana çok heyecan veriyordu.
Alya çok iyi bir arkadaştı benim için. Gayet özgüvenli bir insandı. Marınnette'de öyleydi ama benimle konuşurken bu farklı oluyordu.
Tek bir sıkıntı vardı. Ben doğum günümde arkadaşkarım ile vakit geçiremiyordum...
Bunları düşünürken kahvaltı için yatağımdan kalktım.Kahvaltıya babam gelmemişti. Doğum günümü kutlamama izin vermediği gibi gelip benimle konuşmaya bile gelmemişti.
Hala okula gitmeme izin verdiğine inanamıyordum. Nathalie ve korumam ile gidip geliyordum ama olsun.
Kahvaltıdan sonra okul için arabaya bindim. Yolda Natalie veya korumam bir doğum günün kutlu olsun bile demedi.Sınıftan içeri girdiğim anda herkes etrafıma toplandı. Bu sabah ilk defa yüzüm gülmüştü. Marınnette, Nino, Rosie, Alya herkes DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ADRİAN diye bağırıyordu. Ben ise sevinç gözyaşları döküyordum sadece.
"Teşekkür ederim"
Hayatımın en güzel doğum günü olabilirdi belkide. Böyle bir şeyi bana hiç kimse yapmamıştı. Herkese sarıldım ama Marınnette'e sarılırken sanki içimde bir şeyler oldu. Cıvıl cıvıl hissettim. Neden olduğuna anlam veremedim. Az önce ne olmuştu.
İlk ders başladı. Fizik dersine girecektim. Öğretmenimiz çok disiplinliydi. Herkes bu durumdan şikayetçi olsada ben gayet memnundum.
Bir anda dersten koptum. Aklıma Layd'm gelmişti. Acaba şu an nerdeydi ve ne yapıyordu. Bu iki hafta içinde 1 akumatize dışında pek bir şey olmamıştı. Bu nedenle Layd'mi de görememiştim. O sırada bir anda Marınnet yere düştü. Sanırım tuvalete gidecekti."Ouu çok sakarım."
Elinden tutarak onu yerden kaldırdım.
"Iyi misin Marınnet?"
"İtiyim.. İ.. İyiyim"
Şimdi fark ediyordum da; Marınnet Uğur Böceği'ne çok benziyordu. Olamaz değil mi? Yok yok olamaz...
Ders bitmişti. Nino ile çantalarımızı topladık. Tam sınıftan çıkıyorduk ki Nino
"Dostum sen doğum günü partisi yapmayacak mısın?"
"Maalesef babam izin vermiyor..."
"Nasıl ya?!... Baban ile bende bir konuşmak istiyorum."
"Çok iş göreceğini sanmıyorum ama bir dene istersen"
Beraber arabaya bindik.
Malikane'nin önüne gelmiştik. Nino şaşkın gözlerle evime bakıyordu."Bu.. Burası ne kadar da büyük! Sen burda mı yaşıyorsun?"
"Maalesef evet.".
"Nasıl maalesef dostum burada neler yapılır!"
"İşte dostum ben yapamıyorum. İzin vermeyenler var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMLİKLERİN ARDINDA
FanfikceBir aşk öyküsü.. ~Zaman her şeyin ilacıdır. Zamanda bir uyuşturma yöntemi değil midir zaten?~