UĞUR BÖCEĞİ*************************
Iven yine akumalanmıştı. Acilen Alya'nın çantasına gizlice mucizeyi koymalıydım. Çantamdan mucizeyi alarak Alya'nın çantasına iliştirdim. Sınıfta bir tek ben ve Alya kalmıştık.
"Ben izlemeye gidiyorum. Geliyor musun?"
"Hayır! Ben burada saklanacağım."
"Kaçırıyorsun ama?"
"Sendeki cesaret bende yok. Üzgünüm"
Çantasını Alya'ya doğru uzatmama rağmen çantayı unuttu. Çantayı alıp arkasından koşmaya başladım. Alya çok hızlıydı ve beni duymuyordu. Bir sokağın önüne geldik. Dehşete düşmüştüm. 3 tane Taş Yürek sokakta cirit atıyordu. Kara Kedi gelmişti bile. Onları durdurmaya çalışıyordu. O da ne; Taş Yüreklerden biri, Kara Kedi'yi yakalamıştı.
"BIRAK BENİ!! BİRAZ YARDIM OLSA FENA OLMAZ! UĞUR BÖCEĞİİİ NERDEESİİİN?"
O sırada Taş Yüreklerden biri, arabayı alarak Alya'ya doğru fırlattı. Yüreğim ağzıma gelmişti. Tek yakın arkadaşım saniyeler içinde arabanın altında kalacaktı. O sırada bir mucize oldu. Kara Kedi sopasını atmıştı ama Alya araba ile duvar arasına sıkışıp kalmıştı. Bir şey yapmalıydım. Alya'nın çantasından mucizeyi aldım. Küpeleri kulağıma taktım. Tikki kırmızı bir ışıkla belirdi.
"Vazgeçmeyeceğini biliyordum Marınnette!"
"Hala ikna olmuş sayılmam ama arkadaşımın başı dertte dönüşmeliyim. TİKKİ BENEKLER"
Yo-yomu arabaya doladım ve Alya'yı kurtardım. Nefes nefese kalmıştı. Kara Kedi'nin sopasını elime aldım ve yo-yomu atarak Kara Kedi'yi kurtarmak için yola koyuldum. Alya'nın sevinç nidaları duyuluyordu.
Taş Yüreklerden biri Kara Kedi'yi baş aşağı sallandırıyordu. Yo-yo mu atarak onu Taş Yüreğ'in elinden kurtardım.
"Biraz geç kaldım özür dilerim Kara Kedi"
"Sorun değil Layd'm"
Karşıda Eiffel kulesinin tepesinde bir elinde Mylene diğer elinde Chloe' i tutuyordu. Eiffel kulesinin etrafına polisler gelmişti bile. Iven Eiffel kulesinin tepesindeki Taş Yürek olmalıydı.
"Uğur Böceği! Kara Kedi! İşi profesyonellere bırakın."
Haklıydı her şeyi ben mahfetmiştim.
"O haklı Kedi. Her şeyi ben mahfettim. Ben iyi bir kahraman değilim."yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu.
"Sakın böyle düşünme Layd'm. Her insan hata yapar."
Bir anda bana sarıldı. İçim kıpır kıpır olmuştu. Ayrıca çok motive olmuştum.
O sırada Iven dışındaki tüm Taş kalplerin akuması çıkarak Eiffel kulesinin tepesinde bir insan kafası oluşturdular"UĞUR BÖCEĞİ KARA KEDİ, BEN HAWK - MONTH. İNSANLARI BU KADAR HUZURSUZLUĞA UĞRATTIĞINIZ YETER! BANA MUCİZELERİNİZİ VERİN VE KURTULUN" Alkışlayarak öne doğru yürüdüm. "Çok güzel numara Hawk-month... NERDE OLURSAN OL SENİ BULACAĞIZ VE MUCİZENİ BİZE VERECEKSİN!
*************************KARA KEDİ
Bir anda yo-yosunu attı ve havaya uçtu. Yo-yosu ile tüm akumaları yakaladı ve bembeyaz kelebekleri Paris'e saldı. Ben ise sadece onu hayranlıkla izliyordum.
"Bu maskenin altında her kim varsa ben o kıza aşığım."
Hâlâ şaşkınlıkla onu izliyordum. Şimdi ise Eiffel kulesinin üstüne çıktı.
"UĞUR BÖCEĞİ VE KARA KEDİ HER İHTİYACINIZDA BURDA OLACAK! HAWK-MONTH BİZE MUCİZESİNİ TESLİM EDENE KADAR PES ETMEYECEĞİZ"
Gözlerinin içindeki o cesaret beni deli ediyordu. Ben bu kıza sırılsıklam aşık olmuştum...
"ŞANSLI TILSIM! Bir paraşüt mü? Hmmm"
Yaklaşık 5 dakika sonra Uğur Böceği BULDUM diye bağırdı.
"Kedi beklemede kal!"
" Emrinizdeyim Layd'm."
Yo-yosunu attı ve Mylene'e bir şeyler fısıldadı. Mylene Taş Yürek'i öptü. Taş Yürek, çok şaşırarak yanağına götürmek için Chloe'yi tuttuğu elini açtı. Chloe hızla düşüyordu.
"Kedi Chloe'yi koru"
Atlayarak Chloe'yi yakladım. O sırada Taş yüreğin elinden kağıt düşüverdi. "Kedi göster numaranı"
"Aağ CATACLIZM"
Akumalı nesneyi yok ettim. O sırada Iven ve Mylene Eiffel kulesinden hızla düşüyordu. Uğur böceği paraşütü sırtına taktı ve atladı.
"Kedi Iven'ı koru"
Sopamı attım ve sopaya tutunarak Iven'ı yakaladım. O sırada Layd'm Mylene'i ve akumayı yakalamıştı bile. Sonunda yere inmiştik.
"Güle güle küçük kelebek. MUCİZEVİ UĞUR BÖCEĞİ! Bu.. Bu muhteşem. Bu.. Bu MUCİZEVİ!"
"ÇAK BAKALIM"
"BÖCEK GİDERR"
Hala kendime gelememiştim. Aşk böyle bir şeydi her halde...
************************UĞUR BÖCEĞİ
"Başardım Tikki!Yaptım!!"
"Başaracağını biliyordum Marınnette"
Sevinçle kendimi yatağa attım. Aklımda kelebekler uçuşuyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar özgüvenliydim. Bir de Aklımda olan birkaç tane soruyu hala cevaplandıramamıştım. 1 o Adrian denen çocuğa haksızlık mı ettim? 2 Kara Kedi neden bana eblek eblek bakıyordu? 3 Hawk-Mont acaba kimdi? Bu üç soruyu asla cevaplayamıyordum. Ben mi saftım yoksa olaylar mı çok karışıktı? Bunları düşünerek yatağıma uzandım.
*************
Bu gün okul gerçekten çok sıkıcıydı. Adrian ise çok üzgün gözüküyordu. Çok mu üstüne gitmiştim acaba? Ya Benim yüzümden üzgünse? Ya o değilde bu çocuğun gözleri beni bitiriyordu. Yeşilin her tonunu içeriyordu. O kadar şevfkatle bakıyordu ki. Bu çocuğun zorbalık yapması olası değildi. Siyah t-shirt'i, gri ceketi özellikle o dağınık saçları beni benden alıyordu. Ne oluyordu bana ya? Neyse derse dönmeliyim artık.Akşam olmuştu sadece Adrian ile ben kalmıştık sınıfta. Çantasını topladı ve bana doğru yöneldi ama bir şey söylemeden sınıftan çıktı. Bende aekasından çıktım. Ou yağmur yağıyordu nasıl eve gidecektim şimdi? Adrian ise önümdeydi şemsiyesini açtı ve bana döndü. Yemyeşil gözleri o kadar tatlı bakıyordu ki. Gözlerim açık saf saf bakıyordum ona. Şemsiyesini bana doğru uzattı.
"Şey ben sadece o sakızı çıkartmaya çalışıyordum... Bu benim ilk deneyimim. Daha önce hiç okula gitmedim. Hiç arkadaşım olmadı. Niyetim gerçekten kötü değildi."
"aemm şey asıl ben özür dilerim seni dinlemeliydim"
Yüzüne sıcak bir gülümseme yerleşti. Ben ise Sonunda kendimi toplayıp şemsiyeyi alabilmiştim. Şemsiyeyi aldığım gibi şemsiye yüzüme kapandı. Adrian, gülmeye başladı. Onunla beraber bende kahkahalara boğuldum.
"iyi akşamlar Marınnette"
"iyi yakşamlar.. İyi akşan.. İyi akşamlar Adrian"
Niye kekeledim ki şimdi? Her neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMLİKLERİN ARDINDA
FanficBir aşk öyküsü.. ~Zaman her şeyin ilacıdır. Zamanda bir uyuşturma yöntemi değil midir zaten?~