Deva
"Eee, hayatına neden birini alıp ciddi bir ilişki yapmıyorsun? Yoksa sen kızları ya da erkekleri kullanıp kullanıp bir köşede bırakan adi şerefsizlerden misin ?" Venüs, iğneleyici bir ses tonu ile konuşup bütün okları Yalına çevirdiği zaman gergin bir şekilde oturduğum yerde kıpırdanmıştım.
Yalın da, bana kaçamak bakışlar atıp sessiz bir şekilde yutkunduğu zaman kaşlarımı çatmıştım.
Büyük ihtimalle aramızda geçen şeyi düşünüyordu çünkü bakışlarını benden başka herkese çevirmişti.
Onunla gerçekleri konuşmak istiyordum ama Venüs, intikam diye diye beynime yerleşmişti ve ben de bir ara ondan ciddi ciddi intikam almak istiyordum çünkü onun yüzünden hayatım mahvolmuştu.
Diğer bir taraftan da bunun için çok zaman geçmişti ve hayatımı iyi kötü yoluna koymuştum, yani intikam almak istemiyordum.
İntikam alırsam bir şekilde Geceyi öğrenecekti ve o da babasıydı, görmek isteyecekti...
İntikam almazsam da içim içimi yiyecekti ama eskisi gibi hayatıma bir şekilde devam edecektim ve o da hâlâ bana karşı vicdan azabı çekecekti.
Ah neyse, beynim uyuşuyordu ve artık bunları düşünmek istemiyordum, önümüzdeki maçlara bakıp o dna testini bir an önce yapmak istiyordum.
Yalın, her zamanki gibi akşam evine gelmişti ama Venüsün beni tehdit etmesi sebebiyle Yalını zoraki istemeye istemeye eve davet etmiştim.
O da biliyordu tabi ondan haz etmediğimi ama yapacak pek bir şey yoktu.
Yalın da çok yalvarmıştı gelmemek için...
Venüs'ün inadı baş gösterdiği zaman çaresiz bir şekilde kabul etmişti ve ikimiz de civciv yavrusu gibi şu an kanepe de yan yana oturuyorduk.
Aralıksız yarım saat boyunca da Venüs, Yalın'ı çapraz sorguya almıştı.
Olaya ne zaman müdahale etmeye kalksam bana laf sokup susturduğu için bir şey de yapamıyordum.
Venüs'ün bütün bunları benim iyiliğim için yaptığını biliyordum ama yapısı sert olduğu için yanlış anlaşılma olanağı yüksekti.
"Kimseyi kullanıp atmadım, birlikte olduğum kişilerde de iki tarafın rızası vardı. Hiçbir kişiye isteği dışında dokunmadım ben. Neyse ben artık eve geçeyim sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim." Yalın'ın sesi başlarda titrese de sonlara doğru vurgusu yükselmişti ve benim o dakika beynimde şimşekler çakmıştı.
Yani biz, isteyerek mi birlikte olmuştuk?
Bunu söylerken bile o kadar zorlanmıştım ki beynim iğnelenmişti.
Ben bunu hatırlamıyordum ama istemiş olsam bile kör kütük sarhoştum ve bu halimden yararlanması tam bir aptallıktı.
"Tamam, müsaade sizin Yalın Bey." Birden bire konuşup ayağa kalktığım zaman o da bunu bekliyormuş gibi benimle beraber ayağa fırlamıştı.
Şu an Venüs'ün, bana kaş göz işareti yapmasını takamazdım çünkü Yalın'ın bir an önce evimden gitmesini istiyordum.
"Teşekkür ederim, sonra umarım görüşü-" Yalın, mahçup olmuş bir şekilde konuştuğu sırada Venüs, araya girip onun lafını kesmişti.
Ciddi ciddi bu adamı anlamıyordum.
"Ah ben sizi çok sevdim, sizi daha yakından tanımak isterim. Sevgilimin komşusu benim de komşum olur. Değil mi hayatım?" Venüs, iğneleme tonuna devam ederek konuştuğu zaman bir yandan da beni belimden tutarak kendisine doğru çekmişti.
Ne yapmaya çalıştığını anlasam da şu an konuşabilecek seviyede değildim çünkü Yalın'ın sinirli bakışları hiç iyi değildi...
-Siz?
Yalın, yıkılmış gibi bir hâle bürünüp konuştuğu zaman Venüs'e daha çok yanaşmıştım.
"Evet, Deha ile bir süredir sevgiliyiz ve sizinle de bu yüzden tanışmak istemiştim. Hatta hafta sonu biz sevgilim ile pikniğe gideceğiz siz de gelmek ister misiniz? Birbirimizi daha yakından tanırız?" Venüs, beni bırakmadan elini Yalın'a doğru uzattığı zaman çekingen bir şekilde Yalın'ın yüzünü incelenmiştim.
Kıskançlıktan morarmış gibi bir hali vardı ve bu beni biraz ürkütüyordu...
"Hayırlı olsun ikiniz içinde. Bu arada ben piknik için söz veremem, aniden görev çıkabiliyor ve hazır alçım da çıktığına göre işler beni bekler." Yalın da, Venüs'ün uzattığı eli tutup sıktığında sessiz bir şekilde yutkunmuştum.
Aralarındaki saçma gerilim oldukça hissediliyordu ve ben başıma bela almışım gibi hissediyordum...