Deva
Yalını kapıdan geçirdiğim zaman derin bir nefes alıp dış kapıyı kapatıp tamamen eve girmiştim.
Yavaş adımlar ile salona geçip kızarmış bir surat ile Venüs'e dönmüştüm. Yalın'ın yerine ben sinir olmuştum ve bu sinirim de kolay kolay geçmeyecekti.
Nasıl böyle bir oyuna beni alet edebilirdi ki? Gece duysa kim bilir aklından ne geçirirdi.
Zaten en ufak şeyi bile kafaya takıp beni ağlatana kadar soruyordu bir de böyle bir şeyi duysa beni akıl hastanesine yatırırlardı.
"Sen neden böyle bir şey yaptın?" Venüs'e, ben sinirle bakarken o beni takmamış aksine çantasından çıkardığı törpü ile tırnaklarıyla oynamaya başlamıştı.
Bu kız beni ciddi ciddi sinir ediyordu ama çoğu zaman da hayatımı kurtarıyordu ama şu an daha hayatımı komple batırmakla meşguldü.
Daha ben, Yalın'ın dediği şeyi sindirmemişken Venüs'ün dediği şey...
"Bana öyle bakma, piknikte ne yapıp edip o adam ile yakınlaşmanı sağlamamız gerekiyor." Venüs, çok normal bir şeymiş gibi söylendiği zaman kaşlarımı çatmıştım.
Dalga mı geçiyordu bu kadın benimle?
-O dediği şey bana mantıklı gelmiyor, ben asla onu öpmem. Zaten önceden de kendisinden haz etmiyordum. Şimdi de haz etmiyorum, yalan söylüyor.
Çekingen bir ses tonu ile konuşup bütün okları çevirmeye çalıştığım zaman Venüs, kaşlarını kaldırıp cıklamıştı.
"Bana yalan söylüyormuş gibi gelmedi, demek ki sen de o gece adama yeşil ışık yakmışsın ki ortak karar alarak beraber olmuşsunuz ama sen hatırlamıyorsun ve o da o zamanlar cahil kafasıyla bunu ortaya çıkarmaya pek niyetli değilmiş." Venüs, oldukça kararlı bir ifade ile konuşup beynime tohumları ektiği zaman derin bir nefes alarak kalçamı koltuğa doğru yaslayıp kollarımı birbirine kenetlemiştim.
Tamam, Yalın'ın dedikleri doğruysa o da o gün sarhoştu ve şu an Yalın, köpek gibi pişmandı, Diğer bir yandan da aşırı derecede hatalıydı çünkü beni, öyle bırakıp gitmemesi gerekiyordu ama olan olmuştu. O yüzden önümüzdeki maçlara bakacaktık.
Cevap vermediğim sırada Venüs, elindeki törpüyü geri çantasına koyarak bileğindeki saç tokası ile saçlarını toplamaya başlamıştı.
Sinirlenmeye başladığı zaman hep böyle yapardı çünkü kafasında kurup kurup millete çemkirmeye zemin hazırlıyordu.
Ateş basmıştı kadını.
"Sen de o piknik zımbırtısında o saç tutamını alacaksın. " Sinirli sesi ortaya çıktığı zaman bir şey demeden kafamı sallamıştım.
Nasıl yapacağımı bilmiyordum ama şu dna işinden sonra Yalın ile mutlaka bu meseleyi konulacaktım ve beraber bir çaresine bakacaktık.
Her ne kadar hatalı olsada Gece'nin babası çıkma ihtimali vardı ve onları ayıramazdım.
En azından Yalın'ın, gerçekleri benden sakladığı gibi ben de bazı şeyleri ondan saklayamazdım çünkü benim ahlakıma tersti.
Her ne kadar dün, bütün bunları saklamak istesem de bugün epey bir şekilde düşünmüştüm ve onun gibi her şeyi saklama taraftarı değildim.
En azından doğru bildiğimi yapacaktım...
Yıllar önce o işi yapacakken o dinamiti Yalın ile kendi ayağıma nasıl çaktıysam şimdi de o dinamiti beraber yakacaktık ve bundan iyice emin olmuştum, Yalın'a dna testinden sonra her şeyi anlatacaktım.
*'****
