Dördüncü günün sonunda harry, Hermione'den yakalanmayan ölüm yiyenlerin kaldıkları yeri bulmaya yaklaştıkları haberi almıştı. Bu evde tıkalı kalmaktan çok bunalmıştı, oğlunu özlemiştim. Muhtemelen teddy'de Harry'i çok özlemişti.Harry sıkıntısından kendini, Malfoy malikanesinin yaklaşık 75 metrekare olan kütüphanesine atmıştı. Gerçekten okul kütüphanesin de dahi olmayan kitapların burada olduğunu görünce şaşırmıştı Harry. Bir kaç dolanmanın ardından ölüm yadigarları hakkında, oldukça eski olduğunu farkettiği kitabı açtı ve okumaya başladı Harry.
Yarım saat geçmişti ki kütüphaneye birinin geldiğini farketmişti Harry. Gözlerini kapıya çevirdiğinde Draco ile göz göze gelmişti. Umursamayarak önüne döndü. Zaten şu son günlerde resmen, kovalamaca oynamışlardı. Şuan buna hali bile yoktu Harry'nin. Önündeki kitabı okumaya devam etti.
Aynı sırada Draco raflar arasında, dün gece bitirdiği kitabı bırakıp okumak için yeni kitap arıyordu. Harry'nin burada olacağını tahmin etmezdi, Harry kitap okumayı sevmezdi ki? Bilmiyordu ondan sonra Harry'nin sevmediği birçok şeyi yaptığını.
Draco Harry'den yeterince kaçtığını farkederek, masalardan birine oturdu ve kitap okumaya başladı. Ancak gözlerini Harry'den çekemediğinden dolayı aynı sayfayı 6. Ya okumuştu. Harry üzerindeki bakışları elbette hissediyordu. Ama sanırım görmezden gelmek işine geliyordu.
'Harry?'
'Efendim?'
'Şey.. bana kızgın mısın?' Dedi Draco ve yerinden kalkıp, harry'inin karşısına oturmuştu.
'Ne için?' Dedi Harry. Salağa yatmak, en mantıklısıydı.
'Evlendiğim için.' Dedi Draco. Harry ona 'bu çocuk aptal mı?' Der gibi bakıyordu.
'Sana gerçekten sana olan duygularımı anlatayım mı? Çünkü hayır kızgın değilim triplerine girmiycem..' dedi Harry.
'Ben de gerçekten, gerçek duygularını öğrenmek istiyorum Harry..' dedi Draco.
'Sana kızgınım, evet tabiki kızgınım ama..' Harry derin bir nefes alıp, konuşmaya devam etti. 'Sanırım buna hakkım yok Malfoy, biz ayrılmıştık zaten. Ve hayatına bakman doğal tabi.'
'Bana kin kusacağını düşünüyordum..'
'Aslında tam olarak, yapmak istediğim o.'
Draco belli belirsiz bir şekilde onayladı.
'Ama sana bir soru sormak istiyorum..' dedi Harry.
'Evet, tabii.'
'Hani.. Biz ayrıldıktan iki ay sonra evlendin ya sen.'
Draco kafasını olumlu anlamda salladı.
'Bu kadar.. basit miydi? Hani başkasına aşık olmak, ki evlenmek. Bilmiyorum.'
Draco hüzünlü gözlerle ona baktı. Vericek bir cevabı yoktu ki..
'Susuyorsun, güzel. Ben de öyle düşünmüştüm zaten.' Dedi Harry ve masadan kalktı. Onu durduran ise Draco'nun verdiği cevaptı.
'Benim ağzımdan duyunca ne değişecek ?' dedi Draco sakince.
'Ne mi değişecek? Gerçekten mi Malfoy?' Dedi Harry. İster istemez, ses tonu yükselmişti.
Harry sakinleşmeye çalışarak, bir kaç saniye durdu ve konuştu.
'En azından kafamda senaryolar kurmaktan vazgeçerim, bir sebebi vardır belki demekten vazgeçerim. Değişecek tek şey bu. Eğer yüzüme evet seni unutmam bu kadar kolaydı çünkü seni hiç sevmedim diyebilirsen değişecek tek şey bu.' Dedi Harry. Sesi yükselmiş, vücudu gerginleşmişti.
'Sana olan sevgimden şüphe edemezsin! Seni seviyordum ben.' Dedi Draco. Harry'nin haklı olduğunu bildiği halde sesi yükseliyordu.
'Hadi ya! Cidden senin bu sevmiş halin mi gerçekten? Olur olmadık aptal bir durum için kavga çıkarttın! iki ay sonra da evlendin.'
Harry Draco'nun gözlerinin içine baktı. Harry ağlamamak için diretirken, Draco'da kırgın gözlerle ona bakıyordu.
'Neden susuyorsun? Ben söyleyim, çünkü verecek bir cevabın yok Malfoy.'
'Evet belki seni çok kolay unuttum, ama yaşadığımız herşey gerçekti Harry.'
'Sen lütfen bir daha kimseyi sevme.' Harry kapıya doğru yürümeye başlamıştı ki bir anda geri döndü.
'Sana birşey diyim mi?' Dedi Harry. Sonra sakince bir nefes verdi.
'Eğer, eğer derdin Azkaban'a gitmemekse ise.. ben zaten sana Savaş'tan öncesinde de aşıktım. Yani seni asla Azkaban'a göndertmezdim, aileni de öyle.. bil istedim.'
Draco sinirle soldu. Harry nasıl kendisini kullandığını iddia ederdi ki?
'Tek taraflı şeyler yaşamış gibi konuşmayı kes! Bende sana aşıktım potter. Benimle uyudun, benimle yattın, benimle öpüştün, benimle kitap okudun, benimle yemek yedin. Ben Seni kullanmadım!' Dedi Draco sinirle.
'Hadi ya senin aşk dediğin şey ayrıldıktan birkaç hafta sonra yeni birine aşık olup, evlenmek mi? Senin için bu kadar basit mi?' Harry'nin tüm vücudu gerginleşmişti.
'Değildi.' Dedi Draco sakince.
'Ağzından çıkacak tek bir kelimeye dahi inanmıyorum, biliyor musun?' Harry'nin gözlerinde ki kırgınlığı görebiliyordu Draco..
'Senin de bir ilişkin var! Benim için bu kadar basitti belki ama senin için de mi öyleydi? Nasıl başka birinin koynuna girdin hemen?'
'Bunun açıklamasını yapacağım son insan bile değilsin sen ama.. Çok merak ediyorsan söyleyim. Mary sevgilim değil ve onun koynuna girmiyorum. Hem sen ne sanıyorsun? Ömür boyu seni bekleyeceğimi, acını çekeceğimi falan mı?'
'Öyleyse benden de aynısını bekleme! Bende ömür boyu seni bekleyemezdin.'
'Sizin işinizde, aşkınız da amına koyayım, ben gidiyorum!' Harry gözlerinden yaşlar akarken, konuşmuştu.
'Harry..'
'Siktir git Malfoy, sakın bana yaklaşma.'
Harry hızla kütüphane'den çıktı ve kaldığı odaya doğru ilerledi. Koridorda cissy ve Lucius'u görünce onları dinlediklerini anlamıştı elbette.
Birkaç dakika sonra Draco'da odadan çıkmıştı, en azından Harry'e göre sakin gözüküyordu.
Sonra babasının yanına doğru ilerledi Draco.
'Senden nefret ediyorum baba! Sen tek bozulmaz yemin ettiğin için Harry'i böyle ağlattım ya.. senden nefret ediyorum.'
Lucius gözlerini sildi ve konuştu.
'Bende kendimden nefret ediyorum oğlum..'
En sevdiğim bölüme hoşgeldiniz..
Bugün tek bölüm.. çünkü müsait değildim. Üzgünüm ❤️
İyi günler, herkese.. 🖤🙌🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir bakmışsın yıllar geçmiş ' drarry
FanficBir bakmışsın yıllar geçmiş.. Harry~Draco Scorpius~Albus Pansy~Hermione Blaise~Ron Luna~Ginny