Louis'e geri dönüş yapıp bekliyoruz dedim. Daha sonra Charli yanıma geldi ve sence de Benjamin son zamanlarda aşırı garip davranmıyor mu dedi. Bende dimi sende fark ettin dedim. O da evet bugün lokasyonunu kapamayı unutmuş elendikten sonra onu takip ettim dedi. Bende hemen nereye gitmiş ki dedim. O da bir kafe ismi verdi. Sevgilisi olanların gittiği bir yerdi. Artık şüphem gitgide arttı ve en sonunda bir albüm çıkaracaktık. Bunun üstüne çalışıyorduk zaten. Ama ekstra olarak ona özel bir şarkı yazdım. Albümdeki şarkıları hazırladık" Felaket, Chanel, Dance Monkey, Come and Get It, Kafama Göre" evet artık mutluydum. Bunalmış şarkılarım yoktu. Vardı ama bir kenarda duruyordu sadece. Konser vereceğimiz tarihe karar verdik. Konser biletleri yine kısa bir sürede bitmişti. Bu bizi mutlu ediyordu. Konser günü geldiğinde Benjamin'i gördüm. Yanında sarışın bir kız vardı. Hayranlardan biridir dedim. Ama ona özel şarkımı tabi ki sona sakladım. Şarkımı söylemeye başladım. Daha önceden böyle bir şarkı yazdığımı biliyordu. Charli atmıştı. Kendine bir şarkı hazırla cevap ver diye mesaj atmış. "Aldattın mı" şarkısını söylemeye başladım. Bitirdiğimde Benjamin birden sahneye atladı. "Aldattım" şarkısını yazmış. İyi bir halt yemiş gibi gururlu gururlu söylüyordu rus poşeti. Gözümden bir damla yaş düştü. Arkamı dönüp o düşen yaşı sildim. Döndüm alkışlamaya başladım mutlu bir şekilde. Yine hüsran yine üzgün zamanlar başlamıştı. En azından şarkı yazabilecektim. Öyle bakıyordum. Konser çıkışı Charli'nin yanına gidip ben biraz tek takılıcam dedim. Louis Charli'nin yanına gitmiş ''nereye gidiyor'' diye sordu. Evet Louis ve diğerleri de oradaydı. Louis diğerlerine ''siz gidin ben geleceğim'' dedi. Bense hemen evden spor kıyafetlerimi bir defter kalem vs aldım. İlk spor salonuna gittim. Tüm sinirimi kum çuvalından çıkardım. Boks eldiveni takmamıştım. Elim biraz kanamıştı çok sert vurmaktan. Daha sonra lavaboya gittim. Elimi yıkayıp çıkacaktım. Çıkarken yanlışlıkla birine çarpmıştım. Kim olduğuna bakmadım. Özür dileyip en sevdiğim kimsenin bilmediği yere doğru koşmaya başladım. Çarptığım kişi Louis'miş. Beni takip etmiş. Bu arada o sevdiğimiz yer şöyle bir yer;
Böyle bir yer denize yakın yıldızların çok belli olduğu bir yer. Herkesin unuttuğu bir yer. Eve geldim. Gelmemle çantayı yere atıp, defter ve kalemimi alıp dışarı çıkmam bir oldu. Kapıyı tam kapatamamışım. Louis beni takip etmişti. Sessizce girip beni izliyordu. Görmedim onu. Şarkı sözü yazmaya devam ediyordum. En sonunda ağlamaya başladım hem sinirden. Hem yine sevdiğim birini kaybettiğim için hem güvenim sarsıldı. En sonunda ayağa kalktım tam tüm yazdığım şarkıların bulunduğu defteri denize atacakken Louis defteri tutmuştu. Sulu gözlerle ona bakıyordum. Ve dayanamadım. Gözümden yine bir damla yaş düştü. Louis Defteri alıp hemen yanıma geldi. Yüzümü ellerinin arasına aldı göz yaşımı sildi. Ona sarılmıştım. Biraz şaşırdı. Sonra oda bana sarıldı. Eve geri gittik. Olan her şeyi anlattım. Ailemin ölümünden bu zamana kadar olan her şeyi tabi bunları anlatırken Louis ellerimi görmüştü ve küçük bir dolaptan ilk yardım çantasını aldı ve ellerime pansuman yapmaya başladı. O bile üzülmüştü benim halime. Yanıma geldi. Oturdu. Sıkıca sarıldı. ''Hepsi geçecek'' dedi. Yanımda olduğu için teşekkür ettim. Defteri neden denize atacağımı sordu. Sinirlenmiştim işte dedim. Açıp okumaya başladı. Geneli ingilizceydi. ''Baya güzeller iyi ki tutmuşum'' dedi. Küçük bir gülümseme geldi. Daha sonra biraz daha sohbet ettik. O çok rahatlatıcı biriydi. Uyuyakalmışım. Fark etmemiştim. O da üstüme battaniye getirip yandaki koltukta uyumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Stop Dreaming~ Louis Partridge
Random16 yaşındaydım ailemi kaybettiğimde o gün hayatım tamamen değişmişti. Hep destek olan arkadaşlarım sayesinde artık mutlu olabiliyordum. Tabi hayat dersi veren piçleri unutmamak lazım. E tabi her zaman mutlu eden Louis'i unutmamak lazım. Hayatım arka...