Giyinme odamın arkasında gizli bir oda vardı. Bu dolapta küçüklükten beri dövüşe, silahlara ve yaptığım okçuluk sporu ile ilgili birkaç eşya falan vardı. Louis'in elinden tuttum ve giyinme odama getirdim, Louis ise bana şaşkınlık ile bakıyordu. Elbiselerimi açtığımda bir kapı çıktı kapının hemen sağ tarafında şifre vardı hemen şifreyi girdim ve kapıyı açtım, Louis ise hala bana şaşkınlık ile bakıyordu. Aşağıya doğru çok az yaklaşık beş basamaklık bir merdiven vardı hemen oradan aşağıya indiğimizde Louis'in ağızı açık kalmıştı. Louis etrafı incelerken konuşmaya başladım. ''eee nasıl beğendin mi?'' dedim. ''Beğenmek ne kelime bayıldım buraya harika bir yer'' dedi. ''Beğenmene sevindim'' dedim.
Louis: Şey dokunabilir miyim? dedi okumu göstererek
- Tabiki de
Louis: bende bir süre okçuluk yapmıştım fena değilim dedi. Kendini överek gülümsedim ''bir dahaki gelişiniz de ok atalım ne dersin?'' dedim. ''Gerçekten çok isterim'' dedi. ''Bu arada dönecek misiniz?'' diye sordum çünkü Louis ile vakit geçirmeyi çok seviyordum bana Benjamin'i unutturuyordu beni aldattığı kızın ismini falan da öğrenmiştim Lorry'di. ''Yani bilmiyorum çocuklarla daha konuşmadık ama burayı çok sevdim acaba çocuklara söyleyip ev mi tutsak?'' dedi. Ben hem şok olmuştum hem de mutlu ''aslında harika bir fikir ama çocuklar ne der bilmiyorum'' dedim. Louis hala odayı inceliyordu çok büyük değildi ama çok güzeldi. Louis "artık çıkalım mı?" dedi bende tamam dedim ama önce bir söz vermelisin dedim. Louis şaşkınlık ile bana bakıyordu ki sonra konuşmaya başladı ''ne sözü?'' dedi. ''Bu yerden kimsenin haberi yok ne Charli'nin ne de Leo'nun buraya ilk defa birisini getirdim'' dedim. Louis bu duruma mutlu olmuş ki yüzü gülümsemeye başladı o yüz hatları o kadar güzel ve büyüleyici oluyor ki derken Louis konuşmaya başladı ''Söz veriyorum Beth kimseye söylemicem'' dedi. Gülümsedim odayı kilitledim ve Louis ile yatmaya gittim Louis'e iyi geceler dedim. O da bana iyi geceler dedikten sonra karanlığın huzuruna kendimi bıraktım...
Bundan yaklaşık 1 yıl önce;
Yine doğum günümden önceki bir gündü. Her zaman bir gün önce ailem ile diğer gün arkadaşlarım ile doğum günümü kutlardım. Aşağıya indiğimde annem sofrayı hazırlamış ablam ise çayları koyuyor babam ise de telefonda iş görüşüyordu.
-Günaydın ailem!
Mom: Günaydın canım bugün harika şeyler yapmaya gideceğiz.
Sis: Umarım iyi bir gün geçiririz. dedi ablam, ablam kanser hastasıydı ve ilaç falan kullanıyordu ve bu yüzden beyaz bir teni, kurumuş dudakları ve enerjisiz bir bedeni vardı ama o güçlü ve mutluydu, her zaman ki gibi
Dad: Ben diyorum ki ilk bowling oynamaya sonra da lunaparka mı gitsek
Mom: Harika bir fikir sizce?
- Bence de iyi bir fikir abla sen ne dersin?
Sis: Bence de güzel bir fikir ama pamuk şeker yemeden eve dönmem ona göre dedi ablam hepimiz gülmüştük hem sohbet edip bir yandan da kahvaltımız yapıyorduk. Kahvaltımız bittiğinde herkes odalarına gidip giyinmişti evin kapısında beklemeye başladık.
Dad: Herkes hazırsa gidiyoruz dedi babam.
Arabaya binip bowling salonuna gelmiştik tek rakibim babam ve ablamdı. Zaten annem kaybettiğini anlamıştı bu yüzden o çekilmişti ablam çok halsiz olduğu için kaybedip gitti babam son atışı yaptı ve kazandı klasik sıralama babam birinci, ben ikinci, ablam üçüncü, annem ise sonuncu olmuştu. Hemen hazırlanıp lunaparka gittik ablam hemen pamuk şeker almıştı ben çok sevmediğim için istememiştim..
Mom: Önce neye biniyoruz kızlar
Dad: Ben burada neyim acaba neyse. Bu cümleden sonra gülme krizine girmiştik sonra
- Dönme dolaba binelim mi? Lütfen
Sis: Bence de ya
Dad: Tamam o zaman sıraya dedikten sonra sıraya girmiştik bir süre sonra takım elbiseli adamlar geldi belindeki silahları alıp babama doğrulttular bir tane adam konuşmaya başladı
Adam: Hisseleri bana vermeni söylemiştim dedikten sonra yanındaki dört adamla beraber ateş etmeye başladılar babam vurulmuştu, annem daha sonra ablam etraftaki herkes kaçmıştı sadece ben vardım adam bir el daha ateş etti beni sıyırdı ama o anda ölü taklidi yapmam gerekti bir kaç film de daha görmüştüm adamlar hemen gittiler ben hemen telefonumu aldım ve ambulansı aradım
112: Acil durumunuz nedir?
- Şuanda lunaparktayım ve ailem vuruldu hemen gelin. Bunları söylerken hüngür hüngür ağlıyordum
112: Hangi lunaparktasın küçük hanım
- Bir tane ... adlı bowling salonunun yanında bir tane lunapark var oradayım lütfen hızlı gelin
112: Tamam lütfen sakin olun ekibimiz yola çıktı siz yaraları bastırın daha fazla kan kaybetmesinler.
Etraf fazla sessizdi ve kimse yoktu hala ağlıyordum bir yandan ablamın yarasına bastırıyor diğer yandan annemin ve babamın sonra ambulansın sesini duyduğum anda ayağa kalktım ve
- Buradayız! Lütfen yardım edin diye bağırdım.
Ekipten biri: Nabızlarını kontrol edin
Ekipten bir başkası: Anne ve babada nabız yok maalesef ölmüşler, ablada nabız var ama çok hafif hemen sedyeyi getirin
Annemi, babamı ve ablamı ambulansa almışlardı ablam ile birlikte gittim
Ekipten biri: Çok kan kaybediyor hızlı sürün dedi ve birkaç dakika sonra ablamın kalbi durdu müdahale yaptılar ama ablam hastaydı ve kaldırması zordu hastaneye geldiğimizde Leo ve Charli'yi aradım hala ağlıyordum....
ve bir anda nefes nefese uyandım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Stop Dreaming~ Louis Partridge
Random16 yaşındaydım ailemi kaybettiğimde o gün hayatım tamamen değişmişti. Hep destek olan arkadaşlarım sayesinde artık mutlu olabiliyordum. Tabi hayat dersi veren piçleri unutmamak lazım. E tabi her zaman mutlu eden Louis'i unutmamak lazım. Hayatım arka...