episode eight, thanks
Taehyung ile beraber bir koltukta yan yana oturmuş, sessizce kek yiyorken kalbimin atış hızının kontrolünün elimde olabilmesi pek mümkün bir şey sayılmazdı. Yanımda oturuyor, sehpanın üzerinde duruyor olan tabaklardan kendi için konulmuş olandaki keki ağır ağır yiyordu. Ben de ona kaçamak bakışlar atmaktan pek yiyemiyordum ama nadiren birer lokma alabiliyordum sanırım. "Kek yemeyi seviyor musun?" Diye sorduğumda bana bakmadan yanıtladı sorumu, aslında bu yanıtlamak sayılmazdı.
"Hani daha fazla soru sormayacaktın?"
"Bu çok da önemli bir soru değildi, cevaplayabilirsin yani." Diye mırıldandığımda beni pek takmadı.
"Madem çok önemli bir soru değil, neden merak ediyorsun Lalisa?"
"Bana Lisa denilmesini tercih ederim." Dedim hafifçe gülümseyerek. Jennie ile konuşmamızı ve Roseanne ile Jisoo'nun bana vermiş olduğu teknikleri dikkate alıp uyguluyor, ona samimi ve iyi davranıyordum. Bunun işe yarayacağını düşünmek ise en büyük hobilerimden birisi olabilirdi.
"Bu benim umrumda değil."
"Ama benim umrumda, sonuçta seslendiğin kişi benim. Öyle değil mi?" Umursamadan çatalıyla kekten bir parça bölüp ağzına götürdü ve beni umursamamaya devam etti aynı hızda. "Her neyse, ben merak ettiğim bir şey sormuştum ve hâlâ cevaplamadın sen. Kek yemeyi seviyor musun?"
"Şu an kek yiyor olduğumuza göre sence?"
"Belki sadece yemek için yiyorsundur ve olmasa yemeyeceksindir. Mesela ben şu an sırf ikram niyetine olduğu için yiyorum, normalde keki sevmem." Dediğimde başını bana çevirmişti.
"Neden bana kendin hakkında gereksiz ayrıntılar veriyorsun?" Gülümsedim ve o an fark ettim ki gerçekten de çok konuşup kendim hakkında gereksiz bilgiler veriyordum. Ben biraz salaktım galiba.
"Bana soru sormamamı söylüyorsun ama sen bana soru soruyorsun."
"Ben senin gibi her şeyi merak etmiyorum." Aslında buna isyan edemezdim çünkü doğruydu, o benim gibi her şeyi merak etmiyordu. Aslında ben de her şeyi merak etmiyordum, sadece onun hakkındaki her şeyi merak ediyordum.
"Bende her şeyi merak etmem ki. Hem ayrıntı da vermiyorum, sadece hakkımdaki bazı şeyleri sana söylüyorum. Belki bir gün işine yarar."
"Pek sanmıyorum." Derin bir nefes alıp verdim, ardından ağır ağır kekimi yemeye başladım. Taehyung çoktan kekini bitirmiş, arkasına yaslanmış duruyordu. Etrafa göz gezdiriyordu ama göz gezdiriyor olduğu ortamın içinde benim olmama rağmen o bakışlar bir kere bile bana gelmemişti. "Ne zaman evine gideceksin sen?"
"Yuh, bir de kolumdan tutup kapıya sürükleseydin." Diye homurdandığımda gözlerini devirip hiçbir şey söylemedi. Emindim ki bir gün onu nazik bir insana çevirecektim, tatlı olacaktı ve karşımda bir kediye dönüşecekti, uysal bir kediye. Buna sen inandın mı? Elbette!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
good for you, taelice
Fanfiction"Sana karşı iyi olmayı istemedim. Sen herkese karşı iyi olduğun gibi bana karşı da çok iyiydin ama ben seni her zaman tersledim. Ben sen bana anlatılırken çok terslenmiştim, biraz da bir kişi tarafından olsa bile senin terslenmeni istedim." Kim Tae...