"Sana karşı iyi olmayı istemedim. Sen herkese karşı iyi olduğun gibi bana karşı da çok iyiydin ama ben seni her zaman tersledim. Ben sen bana anlatılırken çok terslenmiştim, biraz da bir kişi tarafından olsa bile senin terslenmeni istedim."
Kim Tae...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Episode four, thank you
Basketbol maçı başlayalı neredeyse yarım saat oluyordu, durumlar ise tamamen eşitti. Arada bir mola olmuştu, sonrasında ise devam etmeye başlamıştı. İçimden Taehyung'un üzülmemesi adına bizim okul takımının kazanması için dua ediyordum, oyuncuların hepsi şu an stresliydi.
"Sence kim kazanacak?" Diye sordum Jennie'ye doğru.
"Emin değilim, basketboldan çok anlamam. Ama Yoongi'nin bulunduğu takım aptallarla dolu olduğuna göre, karşı takım." Gözlerimi devirdikten sonra bakışlarımı tekrardan sahaya çevirdim, izlemeye devam ettim. Gözlerim tabiki Taehyung'un üzerindeydi. Oldukça stresli duruyordu, kaybetmeyi istemediğini anlayabiliyordum ki bu kimsenin isteyeceği bir şey değildi. Birden Jennie ile oturduğumuz koltuğa iki kişi daha oturması ile başımı oturanlara doğru çevirdim, koltuklar dörtlüydü ve ikisinin oturmasıyla beraber dolmuştu bizimkisi.
Kızlardan birisi konusu neredeyse hep açılan Roseanne'di, diğeri ise onunla adadaki proje için gitmiş diğer kız olan Jisoo'ydu. Roseanne onlara baktığımı fark edince bana başını çevirmiş, ardından hafifçe gülümsemişti. "Sormadım ama... Oturabiliriz değil mi?" Diye sorduğunda Jennie'nin de onlara baktığını fark ettim, Jennie bir şey söylemediğinden ben başımdan onayladım.
"Tabiki." Dediğimde onun bana gülümsüyor olduğu gibi hafifçe gülümsüyordum.
"Bu arada ben Roseanne, karşı okuldanım."
"Biliyoruz, dedikoduların neredeyse hiç bitmiyor." Jennie bunu söylediğinde ayağına sertçe bastım, Jennie acıyla inlediğinde bu pek umrumda olmamıştı. Birisi ona bazı yerlerde bu kadar açık sözlü olunmaması gerektiğini öğretmeliydi.
"Evet, daha önce duyduk. Ben Lalisa, bu da Jennie." Jennie yanımda misafirliğe gidince mızıldanan çocuklar gibi duruyordu resmen, dudaklarını hafif büzmüştü ve kaşları çatıktı.
"Memnun olduk, şu an telefondan başını kaldırmayan da Jisoo." Roseanne bunu söylerken elini Jisoo'nun omzuna koymuştu. Roseanne onu tanıttığında başını kaldırıp Jennie ve bana baktı. Jisoo gerçekten de başını telefondan Roseanne onu tanıtana kadar kaldırmamıştı, birkaç saniyeliğine şu an nerede olduğunu bilip bilmediği konusunda şüphe ettim.
"Ah, oyunda seviye atlamaya çalışıyordum da. Kusura bakmayın, ben de memnun oldum." Dedi samimi bir şekilde.
"Jeon Jungkook için izliyorsun değil mi? Sevgili olduğunuzu duymuştum." Diye fısıldadım Roseanne'in kulağına doğru. Ben bunu söylediğimde yanakları hafif kızarmıştı, hafifçe gülümsedi.