2.SEZON 17. BÖLÜM

3.2K 126 30
                                    


     Sabaha karşı X, ayaklarının ucunda sessizce merdivenlerden çıkarak  kimseye görünmeden odasına girmeyi başarmıştı. Sehun’un kollarında tüm gece uyumuştu, yaşadığı en huzurlu uykuydu bu ama yine de kendisini yorgun hissediyordu. LSM, yokluğunu fark etmesin diye erkenden Sehun’a kendisini eve bıraktırtmıştı. Şirkete gitme saatine de daha çok vardı, eğer uyursa tekrar uyanmak zor olacağından kendisini duşa attı.






     


     Duştan çıkmış, bornozu üzerinde saçlarını kuruturken aklında gece Sehun’un dedikleri vardı. LSM’in banka bilgilerine ulaşmak istiyor muydu gerçekten? Bunun etik olmadığını biliyordu; yasadışı bir şeyi yapabilir miydi? X, kurutma makinasını kapatıp kenara koydu ve aynada kendisine baktı; bugün Sehun ile öğle arasında hamileliği için doktora gidiceklerdi. Sehun’un sevgisinden hiçbir şüphesi yoktu, bu bebeği istediğinden de. Sehun, kendisini X için birçok kez riske atmışken X’te ikisi hatta üçü için bir şeyler yapabilirdi. Geleceklerini, en önemlisi de bu bebeğin hayatını kurtarmak için o banka bilgilerine ulaşacaktı.










       X, beyaz mini kot eteğinin üstüne pembe ince bir gömlek giyip üzerine kot ceketini giyerek yine ayakkabı seçimi için biraz düşünmüş kararını yine dolgu topuk beyaz önü açık ayakkabılarından yana yapmıştı. Bugün doktora gidecekleri için rahat bir şey giymek istemiş, muayene olurken zorluk yaşamak istememişti. Hafifçe makyajını da yaptıktan sonra odasından çıktı.





      X, aşağı inmeden önce LSM’in odasını kontrol etmek istiyordu fakat biraz da çekiniyordu. LSM, kötü biri olabilirdi ama yinede bir insandı. X’in son günlerde anladığı kadarıyla duyguları da vardı. Bu yüzden odasının kapısını tıkladı; ses gelmemişti. X, biraz bekledi. Girip girmemek konusunda tereddüt ederken kendisini kapının kolunu açarken buldu.




       Odanın içi havasızlıktan ağır bir şekilde kokuyordu. LSM, yatağında öylece oturmuş, uzaklara dalmıştı. X, LSM’in bu hallere düşeceğine asla inanmazken şuan O’nu böyle görmek tuhafına gidiyordu.







   -Bugünde mi gelmeyeceksin?






   LSM, sanki X’i duymamış gibi hiçbir tepki vermemiş, dönüp bakmamıştı bile.







    -Sen git.







   LSM’in cevabı neredeyse 1 dakika sonra gelmişti.









  -Acını anlıyorum… Ama böyle …






  LSM, X’in sözünü yarıda kesti.







 -Hiçbir zaman O’na bir baba gibi davranamadım…







 X’in içi bir kez daha sızlamıştı.







-Her zaman dışladım O’nu, annesine olan güvensizliğimin suçunu O’na ödettim…








 X, bu aralar fazla duygusallaştığını biliyordu ama LSM’in ses tonundaki acıyı tamamen içinde hissediyordu, bu yüzden de sadece susup dinliyordu.









-Şimdi ise vicdan azabından insan içine çıkamıyorum, O gençliğine doyamadan giderken ben dışarılarda gülüp eğlenemiyorum. Oğlumun katili bulunmadan, ölmeyi bile hak etmiyorum.



  X’in gözleri çoktan dolmuştu.





 -Katili bulunucak, bulunmak zorunda…







 X’in ağzından da birkaç kelime çıkabilmişti sonunda. LSM, bunun üzerine ellerini yüzünde kapatak ağlamaya başladı.








 -Beni yalnız bırak.






  LSM’in ruh sağlığı iyice bozulmuştu. X, O’nu daha fazla utandırmamak için odasından hızlıca çıktı. LSM, gibi zalim olmayı beceremediğinden O bu haldeyken birde O’nu nasıl dolandıracağını düşünüp, derin bir “of” çekti.  Sehun ile olmasının başka yolu yoktu; buna mecburdu, bunu kendisini bir kez daha hatırlattıktan sonra evden çıkmak için merdivenlerden inmeye başladı.  








     X, arabadan indiği gibi şirketin önünde  sigara içip telefonda konuşan Sehun’u gördü. Sehun, yine hararetli bir şekilde konuşmaktan X’in kendisine doğru yürümekte olduğunu fark etmemişti. X, dikkatlice O’nu izliyor, yaklaştıkça söylediklerini duymaya çalışıyordu. Sehun, sigarasını dudaklarına götürürken X’le göz göze gelince telefondakine “1 dakika” diyerek, sustu. X, Sehun’un gözünün içine bakıyordu; bir şey söylemesi için fakat Sehun sadece X’e bir an önce gitmesi için bakıyor gibiydi…





     X, Sehun’u gerisinde bırakarak Exo’nun odasına gelmişti. Aklı hala Sehun’daydı. Bu aralar bu telefon görüşmeleri fazla sıklaşmıştı. Kimle görüştüğünü deli gibi merak ediyor, aynı zamanda da sormaya korkuyordu. Sehun’un her zaman gizemli bir yönü olduğunu bile bile kapılmıştı O’na… Şimdi de bunları sorun etmemeliydi.







      Öğle arası olmuş, üyeler çıkmıştı fakat X, Sehun’u dışarıda görmesine rağmen Sehun, gelmemişti. Telefonunu çıkarıp tam mesaj atacakken elindeki telefon titredi ve kendisine mesaj geldi.






 -Her zamanki yerde bekliyorum.







   
  X, aceleyle çantasını toplayıp,ceketini giyerek odadan çıktı, Sehun, şirketin arka tarafında bekliyordu.






  X, Sehun’un arabasına biner binmez, Sehun X’i yanağından öptü.





   -Heyecanlı mısın?





   X, Sehun’a nerede olduğunu soracakken Sehun sanki X, bir şey sormasın diye daha önce davranıp konuyu dağıtmak istemiş gibiydi.





  -Evet, peki ya sen?






 Sehun, kontağı çevirmişti, gaza basmadan önce gözlüklerini taktı ve camını biraz araladı.







 -Hem de çok.







  Sehun gaza basmış, artık yola çıkmışlardı. X, Sehun’a soru sormak istiyor fakat çekiniyordu. Sürekli Sehun’a doğru bakıp sonra korkarak başını tekrar camdan dışarıya doğru çeviriyordu.







-Söyle hadi.







 Sehun, X’in bir şey diyeceğini anlamıştı.






 -Bir şey yok.







 Sehun, tek eliyle sigarasını çıkarıp dudaklarına götürmüş, sonra da çakmağıyla onu yakarak, X’i etkilemesin diye bir fırt aldıktan sonra sol eline alarak camın dışında tutmaya başlamıştı.






-Emin misin?






  X, sormaktan vazgeçmişti. Nasılsa cevap vermeyeceğini biliyordu. O yüzden konuyu başka yere çekmeye karar verdi.







-Hamile çıkmamaktan korkuyorum.






   X’in aklına  söylemek için gelen en iyi şey bu olmuştu.





 -Öyleyse bu sefer bilinçli deneriz.




   Sehun, gülümsüyordu fakat X, onun gülüşünde belli belirsiz bir rahatlama sezmişti sanki Sehun, korkmaya başlamış gibiydi.







-Evet…





  X, tekrar başını cama çevirdi. İçi hiç rahat değildi, bir şeylerden korkuyordu ama neyden korktuğunu bile bilmiyordu. Sehun’u seviyordu, O’na güveniyordu. Sorun Sehun değil, Sehun’un şu gizli işleriydi. Bir de üstüne LSM’in banka hesabına erişme görevi X’i iyice germişti.








    X, hastanenin koridorunda bir başına doktorun odasına doğru dizleri titreyerek yürüyordu. Sehun, onunla gelmek istememişti. Sehun, bir idol olduğu için hastanede X’le birlikte kadın doğum uzmanı doktorunun odası önünde görülmesi her şeyi riske atabilirdi, o yüzden de hastanenin otoparkında kalmayı tercih etmişti.







   X, sedyeye uzanmıştı, doktor karnını açmış, ultrasonu karnına tutmadan bir jeli karnına sürüyordu. X’in tedirginlikten dizleri titriyor, farkında olmadan dudaklarını ısırıyordu.





  -Gerginsiniz galiba?





  Doktorun demesiyle, dudaklarını ısırdığını fark eden X, hafifçe gülümsedi.






 -Sanırım biraz.






 Doktor X’e gülümseyip, ultrasonu X’in karnında gezdirmeye başladı. Dikkatlice ekrana bakıyor, X’te heycanla O’nu izliyordu.







 -Tebrik ederim…






  X’in gülümsemesiyle gözünden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Kendine engel olamadan sesli bir şekilde gülüp, heyecanını bastırmaya çalışıyordu.







 -Bebeğin kalp atışlarını dinlemek ister misiniz?





  
  X, bir kez daha heyecanlanmıştı. Şuan en çok istediği şey Sehun’un da burada olup bu ana şahit olabilmesiydi.



 -Evet…






 Doktor, X’in parmağına taktığı bir mandalla ultrasonda birkaç düğmeye bastıktan sonra X’in tüm bedeni titredi… Küçücük bir kalpten gelen kocaman bir ses tüm kanını dondurmuştu… Gözyaşları daha da hızlı yanağından süzülerken, elleri titriyordu…







-Ama.. Ama çok hızlı atıyor bu …






 X, duygusallıktan hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Daha doktor “tebrik ederim” dediği anda bu bebeğe karşı içinde bir sevgi belirmişken bir de kalp atışlarını duymakla onu tamamen benimsemiş, anneliği bu kadar yakından hissetmişti.







-Aslında normal fakat genelde anne adaylarının hepsi ilk sefer de aynı tepkiyi veriyor.






  Doktor, X’in bu hallerine bakıp gülümserken, gözyaşlarını silmesi için ona peçete uzattı. X, gözyaşlarını silerken doktor, X’in parmağındaki mandalı çekerek ultrasonu kapadı, artık işi bitmişti, hamileliği kesinleşmişti.




    X, elinde ultrason resimleriyle arabaya bindiğinde Sehun’un yüzü telaşlıydı ve  X’ten bir cevap beklercesine bakıyordu. X, Sehun’a bir şey söylemeden direkt elindeki görüntüleri uzattı ve gülümsemeye başladı. Sehun, X’in elinden görüntüleri alırken yüzü gayet ciddiydi. Dikkatle ultrason resimlerine bakıyordu; yüzünde şok olmuş bir ifade vardı, gözleri dolmuştu… X, Sehun’un gözlerinin dolduğunu görünce boynuna sımsıkı sarıldı.







 -Artık biz 3 kişiyiz…






 X, konuşurken bir kez daha gözyaşlarını tutamıştı. Sehun’un sesi çıkmıyordu.X, O’na sarıldığı için yüzünü göremiyordu fakat gözlerinin dolduğunu gördüğü için belki de şuan sessizce gözyaşlarını serbest bıraktığını düşünüyordu.







-Artık elimizi çabuk tutup, buradan gitmeliyiz biran önce…









 X’in yüzü birden değişmişti. Bu konu X’i korkutuyor, gerilmesine neden oluyordu.







-Çokta acele etmemize gerek yok bence…




 X, kendisini Sehun’dan geri çekmişti.







-Comebackten önce gitmeliyiz, arkadaşlarımı da düşünmek zorundayım. Onları zor durumda bırakmak istemiyorum.








   X, Sehun’un arkadaşlarından ayrılmasında, sahnelere veda etmesinde kendisini sorumlu gördüğünden suçlu hissediyordu. Böyle olmasını istemezdi fakat o kalp atışlarını duyduktan sonra bu bebekten vazgeçmesi mümkün değildi. Bu yüzden de Sehun bu kadar fedakarlık yaparken, O’da banka bilgilerini bulmak zorundaydı…






 -Tamam… Bu akşam halledicem her şeyi…







 Sehun, X’i alnından öperek arabayı çalıştırdı. Tekrar şirkete dönüyorlardı. X, LSM’in odasındaki bilgisayardan bulabileceği bilgi var mı onları araştırıcaktı. Yolda, Sehun’a heyecanla bebeğin kalp atışını anlatıyor, tekrar tekrar ağlıyordu. Sehun ise sadece dinleyip, gülümsüyordu. X, Sehun’un da gerildiğini hissediyordu. Baba olucağı için sevindiğini biliyordu fakat aldığı yük çok fazlaydı; her şeyden vazgeçiyordu. Bu yüzden korkması ve bir yandan da üzülmesi gayet normal geliyordu. Sehun için O’da üzülüyordu. Bu yüzden nereye giderlerse O’nu hiçbir şekilde üzmeyeceği için kendisine söz verdi… Her zaman O’na destek verip, O’nun yanında yürüyüp destek olucaktı…





   Sehun, X’i şirkete bırakıp hiçbir şey söylemeden gitmişti. İki gündür şirkete doğru düzgün uğramıyordu. X, bunu belki de arkadaşlarını görüp işleri daha da zor hale getirmek istemediğinden yaptığını düşünüp O’nu bir kez daha anlamaya çalıştı.







    LSM’in bilgisayarında kayıtlı olan şifreleri tek tek aramaya başlamıştı X, başlarda hiçbir şey bulamıyor, pes edicek gibi oluyordu. Sonra çantasındaki ultrason görüntülerine bakarak tekrar başka yolları deniyordu. Tam bu şekilde 3 saate yakın bilgisayarın içindeki, her şeyi, her siteyi tek tek incelemiş, gerekli yerlerde LSM’in çekmecelerini karıştırıp bankayla ilgili dosyalarını incelemiş  ve sonunda bulduğu bazı bilgiler sayesinde şifrelerini ele geçirmeyi başarmıştı. Artık şirketten çıkma vakti geldiğinden, şifreleri telefonuna kaydederek geri kalan işlemleri evde tamamlamak üzerek LSM’in odasından kimseye görünmeden ayrıldı.








      X, eve geldiği gibi odasına çıkarak üstünü değiştirdi ve hemen laptop’ını açtı. Bir yandan korkuyordu fakat yapmak zorundaydı. Şifrelerin doğruluğunu onaylamak için bankanın sitesine girdi ve gerekli bilgileri yazdıktan sonra şifreyi onayladı; sistem açılmıştı.







     LSM’in tüm mal varlığı birden karşısında çıkınca X’in ağzı açık kalmıştı. Bu kadar zengin olduğu bilmiyordu. X’in ABD’de çalıştığı bankaya geldiğinden ekranda gördüğü miktarın yüzde 1 ile başvurmuştu. X, Sehun’a biraz hak vermişti, bu kadar paradan birazının gitmesini fark etmesi neredeyse imkansızdı özellikle bu aralar kafası yeterince doluyken.




     X, Sehun’a haberi vermek için telefonunu eline aldı. Artık hayallerine daha yakınlardı. Buradan bir miktar parayı gitmeye yakın Sehun’un hesabına havale ediceklerdi.




   -Gitmek için tarih belirlesen iyi olur, görev tamam  :)







   X, mesajı gönderdikten sonra Laptop’ı kapayarak, yatağına uzattı. İçinde bir heyecan vardı; hem korkuyor, hem de seviniyordu. İçindeki kötü sese kulak vermeyip, her şeyin güzel olacağına inanmak, bu bebeğin ikisinede şans getirip, onları koruyacağına inanmak istiyordu. Bu yüzden de tekrar ellerini karnın üzerinde birleştirdi ve onu okşadı.





  -Baba, ikimizide çok seviyor bebeğim… Her şeyi senin için yapıyor…







  X, bebeğini severken telefonu titredi; Sehun’dan cevap gelmişti.








-Yarın akşam.

SEHUN BİASLILARA ÖZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin