BÖLÜM:19

3.9K 167 25
                                    

X, eve dönmek için şirketten erken çıkmıştı. Çin’den gelir gelmez şirkete geldikleri için üzerinde yeterince yorgunluk varken bir de üstüne Sehun ve sarışının sarmaş dolaş gidişlerini izlemek bugünü fazlasıyla dayanılmaz yapmaya yetmişti. X, yol boyunca başını arabanın camına dayayıp düşünmeye başladı; Sehun ve sarışın şuan nerede, ne yapıyordu? X, hala Sehun’un gözünün önünde böyle bir şey yapmış olmasına inanamıyordu. Sarışınla ilişkisine devam etmek zorunda olmasını anlıyordu fakat kaldıramayacağı şeyler de vardı. Kıskançlığını bir türlü dizginleyemiyordu, Sehun’un sadece kendisine ait olmasını ; bir tek kendisine dokunmasını istemekte haklı olduğunu düşünüyordu.

   X, camdan dışarıyı izlerken el ele yürüyen çiftler takıldı gözüne. Acaba şuan Sehun ve sarışında el ele tutuşmuşlar mıdır? X, aklına ister istemez böyle şeyleri getirip canını daha da yakıyordu. Birden Sehun ve kendisini düşündü. Sehun’la özgürce el ele sokaklarda yürüyebileceği günler bir gün gelir miydi? “Belki birgün.. Başka bir ülke de, mesela benim ülkemde…” diye düşünüp birden hüzünle gülümsedi. Bu gerçekten mümkün olabilir miydi ki? X’in aklına çantasındaki Sehun’un verdiği ilaçlar geldi. Çantasını açıp, şişeyi eline aldı ve elinde çevirerek dikkatlice baktı. “Belki de mümkündür…”


    X, eve geldiğinde ilk önce mutfağa uğradı ve bu akşam yemek sunumunu kendisinin yapmak istediğini, yemekler hazır olunca geri kalan şeyler için kendisine haber vermelerini söyleyip odasına çıktı. İlacı kullanmaya karar vermişti. Sehun’a güvenmeyi öğrenmesi gerekiyordu ama Sehun her defasında bunun aksi için çabalıyormuş gibi davranıyordu. X, kendini yatağına attığında tekrar sarışını düşünmeye başladı. Kendisini bugün yeterince paranoyak biri olarak hissetmişken bir de üstüne sarışınla Sehun’un yakın duruşlarını görmüştü. Sehun’a beş dakika öncesinde güvenmeye başlıyorsa, beş dakika sonra bu güven bir şekilde gidiyordu. Sorun kendisinde miydi yoksa Sehun’da mı, karar veremedi… Fakat ilaç konusunda Sehun’a güvenmekten başka çaresi yoktu. Sehun’un bu karanlık yönü onu ürkütse de tek kurtuluşu bu ilaçlar ve Sehun’du.

  
    X, yataktan kalkıp üzerini değiştirmeye karar verdi. Kendini çok yorgun ve bitkin hissediyordu. Bu sefer hem fiziksel hem zihinsel bir yorgunluk vardı üzerinde. Geceden beri beyninde türlü düşünceler dönüyordu. Şuanda kafasını fazlasıyla meşgul eden şey Sehun ve sarışının ne yaptıklarıydı. Ani bir hareketle üzerindeki tişörtü çıkarıp yere fırlattı. Saçlarını tepeden toplayıp, aynada kendisine baktı. Sütyeni ve taytıyla duruyordu. Saçlarını toplayınca Sehun’un boynunu kızarttığı yer daha da açığa çıkmıştı. Ellerini hafifçe kızarıklığın üzerinde gezdirdi. Çalışma odasına girdiğinde Sehun’un eli sarışının belindeydi. Belini o şekilde tutuyorsa onu da böyle öpüyor muydu ki şuan? X, çekmecesinden kapatacısını alıp kızaran yerin üzerine sürmeye başladı. Aklında ise hala aynı o soru dönüp duruyordu…


   Kızarıklığın üstü kapandıktan sonra taytını da çıkardı artık sadece çamaşırları kalmıştı üzerinde; aynada kendisini süzmeye başladı. Sarışını ne zaman görse istemsizce komplekse giriyordu. Kendisini yine çirkin bulmaya başlamıştı bile. Yüzüne baktı; gözleri şiş duruyordu. Kore’ye geldiğinden beri çirkinleştiğini düşündü. Önceden makyajsız çıkmazken şuan yüzünde makyaj bile yoktu. Oysa sarışını her gördüğünde gayet bakımlı görünüyordu.


 

  Dolabının içindeki çekmeceyi açtı. Siyah bir eşofman altı alıp üzerine beyaz önü baskılı bir tişört giydi. Tam ev moduna girmişti, yatağına tekrar uzanmadan önce yerdeki çantasına gözü takıldı. Çantayı açıp telefonunu eline aldı ve ekranı açtı; boştu. Sehun’dan her ne kadar mesaj beklemiş olsa da atmayacağını zaten biliyordu.

SEHUN BİASLILARA ÖZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin