Poyrazımı aldın benden

145 2 2
                                    

  içerideki odadan bir kaç ses duyunca mert ve deniz i orada bırakarak arka odaya girdim ve girmem le karşımda gökhanı görmem bir oldu. Tam ona karşı bir hamle yapıyordum ki benden önce davranarak boğazıma sarıldı ve beni duvara yasladı. Zar zor nefes alabiliyorum. Bir an içimi mutluluk kapladı. Beli beni öldürürdü? Ne de çok isterdim bunu. Ben bunları düşünürken meşhur çakısını boğazımda hissettim. Poyrazın öldüğü çakı ve aynı kişiyle ben de ölücektim. Çok az kaldı sevgilim bir azdan yanındayım diye mırıldandım.  " Ne mırıldanıyosun lan sen " diyerek çıkışınca bana ister istemez gülmeye başladım.  Ben gülmeye başlayınca birden afalladı. "Neden gülüyosun" diye tısladığinda daha çok gülmeye başladım. Histerik bir kahkahaydı bu. İyice sinirlenmişti ve bıçağı boynuma bir az daha bastırınca biram durdum "Ne yapacaksın? " alaycı bi tavırla "beni de mi öldürüceksin yoksa? " dediğimde anlık bi acı ve elmacık kemiğimden aşağıya doğru süzülen sıcak sıvıyı hissettim. Canım açmıştı ama bi tepki vermedim.  Onun yerine zorlukla konuşarak "bak hala ölmedim. Noldu ?" Diyince bana gözlerini benim gözlerime sabitledi. Korktuğu gözlerinden belli oluyordu. Çakıyı tekrar boğazıma dayadı. Hadi öldürsene beni diyerek ona kafa tuttum. akıyı o kadar çok sıkıyordu ki bunu fark edebiliyordum. Küçük bir hamle ve ölmüş olurum. Hala konuşmadan bana bakıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım bile . Madem elinde onu tutuyorsun erkek ol bir az dimi ama. Aaaaa hayır bu bakışı biliyorum. Ve bu hiç hayli alamet değil. O anın etkisiyle bağırdım. Hadisene lan öldür beni diyerek bağırdım. Boynumdan da yavaş yavaş kan süzülmeye başlamıştı. Yanlış anlamayın kesmedi sadece fazla bastırıyordu çakıyı ve doğal olarak ta oistemese de boğazım kesilmiş oldu. Tam o sırada Kıvanç abi içeri daldı ve çocuğu üzerimden aldı. Yere atıp yumruklamaya başladı ardından Mertcan da onu katılınca zar zor onları durdurmayı başardım. Ben onları durdurduktan  sonra adamı depo ya attılar fırlattılar demek daha doğru olur.Cansu abla        "Deniz gözlerini açtı diye bağırınca Merti göremedim defne zaten içerideydi. Herkes ona bakıp iyi olduğunu gördükten sonra dışarı çıktılar tam odama doğru gidiyordum ki tabiki ben yine merakıma yenik düşüp kapının arasından mert ve denize baktım inanmıyorum şuan yuh yani Mert Denize sarılıp ağlıyo .İlk defa Mert i ağlarken     gördüm. Deniz beni fark edince sağ işaret parmağımı dudağıma götürüp susması için işaret ettim.  Ve yine Deniz beni kırmayıp susmayı tercih etti. Bende defnelerin yanına gittim. Kıvanç abi "Mert nerde "diyince hemen onu çağırmaya gidiyordum ki koridorda karşıma çıktı. Gözleri şişmişti "git elini yüzünü yıka bu halde gelme içeri olur mu" dediğimde kafasını sallamakla yetindi.Salona geldiğimde herkes  Kıvanç abiye bakıyorlardı. Ben de masanın başına geçince her zaman ki gibi Kıvanç abi sağ Cansu abla da sol tarafımda kalmıştı. Mert te gelip masadaki yerini alınca her kes tam olmuştu. Sadece bir kişi eksikti o da deniz. Tam ciğerlerime uzun bi soluk çekip lafıma başlıaycakken kapıdan  Deniz içeri girdi "heeyy bensiz bi toplantı hee aşk olsun".Dedi ve Defne nin yanındaki yerini aldı. Ben  "evet bildiğiniz gibi haftaya dövüşler başlıyor ve yarın saat 6 da eksiksiz orada olmamız gerek." Kıvanç abi araya girip  "bi eksiğimiz var. Bu dövüşe(denize bakıp gülerek) deniz gibi önemli bir elemanımız katılamıyor." Diyince herkes gülmemek için kendini sıkıyordu. Ben  "Ama onun yerine Defne halleder diye umuyorum(defne ye bakıp onaylıyormusun diye bir bakış attım ve Defnede kafasını sallayıp onayladıktan sonra sözüme devam ettim) ama bu sefer çok daha iyi olmamız lazım. Bizim tayfadan daha iyi olanlar var.

Bunu halledemezsek eğer aramızdan bazıları eksilebilir. Bunu istemeyiz dimi. Bu yüzden çok daha iyi olmamız lazım diye konuyu bitirip gerekenleri söyledikten sonra Defne konuya atladı "aslında benim tanıdığım denizin yerine bize yardım edebilecek birini tanıyorum ." Ben "tamam Defne bu olay sende .Deniz sende git yat yerine mert sende ona yardım et." Diyerek konuyu kapattım. Tam o sırada kıvaç abi "Şeytan sende benle geliyosun." Diyince "ufff allahım yine ne yaptım acaba hee bu arada herkes iyice uyuyip gelsin yarın saat 5 de burdasınız hepiniz .Ve defne bu konuyu yarina kadar hallet. Bi problem istemiyorum anlaşıldı dimi?" Diyerek konuyu tekrar kapattım ve kıvanç abinin arkasından gitmeye başladım.

***************************

Defne'den

Offf bok vardı di mi atladım hemen lafa. Şimdi onun yüzünü ve tiplerini çekicem uffff neyse artık. "Iyi geceler ben kaçar" diyip cansu abla ve merti öptükten sonra buğranın evine doğru gitmeye yola koyuldum .Buğra cansu ablanın üvey kardeşi ve egoist bencil piçin tekidir cansuyu hak etmiycek kadar da pislik ve uyuzdur. grup evine yakındı cansu ablaların evi .Ev çok şirin gözüküyodu ancak cansu abla gibi bi kız için ne biliyim işte bahçeden içeri girdim telefonumdaki adrese bakip onayladıktan sonra zile bastım...Hiç şaşırmadım buğra açtı kapıyı sanki beni bekliyomuş gibi "Defne hoş geldin geçsene içeri" bu çocukta bi bokluklar var ama hadi neyse...


****************************                                                       Mert'ten

Deniz için çok üzülüyodum . Tam herşeyi kendi içimde yaşamaya karar vermişken karşımda sendeleyerek etrafa çarpa çarpa başımda dikilip durdu hafifçe eğilip kulağıma "Mert burası soğuk kalkta salona geçelim " dedi ve onu kıramayıp sindiğim yerden kalktım ve onu takip ettim kapıyı açıp ona yol verdim içeri girer girmez büyük üçlü koltuktaki yastıkları diğer kanepeye atarken o da televizyon u açtı. koltuğa yattım ve ona masum köpek bakışları atıp "yanıma gelmeyi düşünüyormusun ??" gülümseyip yanıma uzandı. Kolumu boynundan omzuna doğru koyduğumda bana döndü elim sırtındaydı diğer elimlede belinden kavrayıp "rahatmısın" diye sorduğumda o kadar yakındıkki nefesini tenimde hissedebiliyodum tam daha da yaklaşıp gözlerini kapattıktan sonra bende gözlerimi kapatıp kendimi ona bıraktım . Tenimde ki nefesinin braktığı yeri artık o sımsıcak dudaklarına brakmıştı . Yaralı olan koluyla Saçlarımla oynamaya başladı. Enseme doğru indirdi elini Bende belinden daha da sıkı kavradım dudaklarından ayrılıp hala nefesini hissediyoken "sana aşığım"dedim . Yavaşça boynuna doğru inerken kapı çaldı ve içeri Şeytan girince Deniz toparlanıp bana sırtını döndü lanet olsun sana aleyna sana neden Şeytan dediklerini şimdi anlıyordum "Mert"

"Efendim şeytan yine ne var".....

SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin