Acılar Geçmez... Alışırsın.

101 35 7
                                    

Bölüm için şarkı önerisi : Şebnem Ferah sil baştan

Evet hiç bir acı sonsuza kadar bizimle kalmaz önce  yaran kabuk bağlar sonra izi bile kalmaz ama yerini her zaman hatırlarsın

O kadar kıyametin üzerinden bir ay geçti. Tam bir aydır, bırakın evden dışarı çıkmayı odamdan bir adım öteye atmadım. Balkonun önünde sabahlara kadar oturuyorum. Ve ne beklediğimi bir türlü bilmiyorum. Bazı geceler Rüzgarı görür gibi oluyorum. Hani o ilk geldiği yerde... Hani demişti ya "bundan sonra hayatımı sana ve dileklerine adıyorum" Diye... O gün aklıma gelince "Yalancı" Diye tekrar ettim içimden. Yalancıydı hem yalancı hem katil hemde hırsızdı. Uçurtma avcısında hırsızlıktan bahs ederken "birinin gerçeğe ulaşmasını engellemekte hırsızlıktır" diyordu öyleyse insanların hayatından çalmakta hırsızlıktır. Kendimi bazen dünyanın en aptal insanıymış gibi hissediyordum. Rüzgarla geçirdiğimiz günler aklımdan çıkmıyordu. Ve kendimi sürekli "neden" derken buluyordum. Her şey çok güzeldi neden böyle oldu. Diye defalarca sordum kendime. O gece yine geceyi gün etmiş, acıdan delirmeden yada ölmeden sabaha yetişmiştim. Her şey o kadar yavaşdıki bir ayı bir sene gibi yaşamıştım. Yazmaya bile cesaretim yoktu. Aslına bakılırsa olduğum yerde her şeyin düzelmesini bekliyordum. Bi sabah uyanayım beş sene sonrasına gideyim istiyordum. Ama sonra öğrendim ki hiç bir acı geçmiyor sadece sendeki yerine alışıyorsun. Herkes ruhsuz olduğumu söylüyordu bilmiyorlardı ki ben ruhumuda kalbimide gömmüştüm. Hiç uyumadan yeni güne başladığım kim bilir kaçıncı sabahtı. Çok az uyuyor ölmeyecek kadar yiyordum. O sabah bir şeyler değişecekti. Ben herşeyden habersiz yatağıma uzandım  bacaklarımı karnıma kadar çekip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kapı açıldı yorganın altında olduğum için kimin geldiğini göremiyordum ama muhtemelen hülya abla kahvaltımı getirmiştir diye düşündüm. Perdeler açıldı balkonun kapısı açıldı ve Selinin sesi yükseldi.

- Ne bekliyorsun ölmeyimi?

Yorgandan kafamı çıkartıp

- Ne oluyor Selin.

- Artık kendine gel Süheyla bunu daha fazla kendine yapma.

- Ne yapıyorum.

Gelip yatağıma bağdaş kurarak oturdu ve ellerimi tuttu.

- Artık hayata dönmelisin kendine bunu daha fazla yapmana izin vermeyeceğiz. Hem çok güzel bir fikrimiz var eminim hoşuna gidecek.

Yardımıyla giyindim oda saçlarımı ördü. Ve el ele aşağıya salona indik. Salona inince çok şaşırdığım ama aylardan sonra ilk defa gülümsediğim birşey oldu. Yamaç, Asya, Kübra Ali, Anıl bana sürpriz yapmak için eve gelmişler. Şahane bir kahvaltı sofrası hazırlamışlardı. Heyecandan gözlerim yaşardı. Dolu dolu gözlerle onlara baktım. Yamaç ayağa kalktı geldi ve bana sarıldı o sarılıncada ağlamaya başladım.

Yamaç
- Ağla diyemi yaptık prenses.

- Çok duygulandım ama.

Anıl
- Geçmiş olsun Süheyla en kısa sürede her şey düzene girecek.

Kuzenlerime ve arkadaşlarıma teker teker sarıldım sonra sofrada benim için ayrılan yere geçtim. Selin ve Yamaç sık sık tabağıma yemem için bir şeyler koyuyor, Yamaç konuşurken aynı zamanda çatalının ucuyla bana bir şeyler yediriyordu. Kötü şeyler konuşmamaya büyük özen gösterdiler. Bende buruk tebessümlerle her birinin yüzüne ayrı ayrı baktım. Hepsiyle gurur duyuyordum. Sonra Kübra.

- Asyada bizimle beraber yaşamaya başladı biliyormusun?

- Aa ne güzel hayırlı olsun.

Selin telefonunu çıkartıp bir evin fotoğraflarını gösterdi

DİREN  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin