Salonun ortasına gelince durmuştu iki beden. Beyaz ve kemikli eller narin bele dolanırken Lee Jeno gömleğin altındaki sıcak teni rahatlıkla hissediyordu.
"Bay Na, yanlış mı hissediyorum yoksa gömleğinizin hemen altında bir bel zinciri mi var?"
Arsızca bir kahkaha firar etti Na Jaemin'in dudaklarından. Ardından başlayan müzikle kendisini Lee Jeno'ya bırakmadan önce parmaklarının üzerine çıkıp Jeno'nun kulağına nefesini vererek fısıldamıştı.
"Evet, gece sonunda birinin onu çıkarmasını ümit ediyorum."
Omeganın edepsiz konuşmaları Jeno'yu çılgına çeviriyordu zira güzel omega ırkından hep çekingen, masum tavırları yüzünden uzak durmuştu. Ancak şu an ellerinin arasında güzelliğin vücut bulmuş hali olan bir omega duruyordu, üstelik görüp görülebilecek en arsız omega...
"Lafı dolandırmadan o zinciri belinden benim ayırmamı istediğini söyle omega. Sadaket sözümüzü unutmadın değil mi?"
İkili salonun ilgi odağı haline gelirken zarifçe danslarını devam ediyor, yalnızca birbirlerinin duyabileceği tonlarda kışkıtrmalar sarf ediyordu.
"Yalnzıca zincirimin değil, tenimin de parmaklarının arasında parçalanmasını istiyorum alfa. "
Nerede ve yahut nasıl bir durumda olduklarını umursamadan elini omeganın kalçasına indirdi Jeno. Öyle bir avuçladı ki Jaemin iniltisine engel olabilmek adına alt dudağını kanatmayı göze almıştı.
Başını Jeno'nun boynuna doğru yaslarken elleri alfanın geniş omuzlarını kavradı.
"İstek sırası bende Na Jaemin, benimle gel."
Elinden tuttuğu omegayı kalabalığın arasından sıyırıp tuvalet kısmına kadar sürükledi. Bütün mekana hakim olan altın varaklar ve taşlı avizeler bu kısımdada etkiliydi lakin Lee Jeno'nun gözlerini kamaştıran yalnızca karşısındaki güzellikti.
"Onu benim için çıkar omega. Sanki ben çıkarıyormuşum gibi..."
Omeganın dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı alfanın dedikleri karşısında. Elleri gömleğine giderken gözlerini yaramazca alfanın gözlerinde gezdiriyor, dilini karşısındaki bedenin dudaklarına sürterek onu daha çok tahrik etmeyi amaçlıyordu.
"Söylesene alfa, ihaleyi alamazsan... Sinirlenir misin?"
Gözlerini bir an olsun omegadan ayırmayan Jeno, duyduğu cümleyle kırmızı gözlerini Jaemin'in mavi gözlerinde sabitledi. Çenesi hafifçe kasılmıştı.
"Sinirlenirim..."
"Hmmm, ne kadar çok?"
Bu sefer kaşları çatıldı Jeno'nun. Elleri Jaemin'in ellerinin üzerine koyup koyu kırmızı gözlerinin yanında bir de feramonunu yaymaya başladı.
"Hayal bile edemeyeceğin kadar çok, Na Jaemin. Bir alfanın öfkesine şahit olmak istemezsin."
Histerik olarak güldü Jaemin ve Jeno'nun elini tutup belindeki zincire dokundurdu. Soğuk metal Jeno'nun parmak uçlarını yakarken Jeno hafifçe gülümsemişti.
"Bir alfanın gülümsemesini de görmek istemem, ama işim gereği maruz kalıyorum Bay Lee."
Jaemin'in dedikleriyle alayla güldü Jeno. Bakışları yeniden omeganın mavi gözlerine çıkarken Jaemin başını sağa yatırmış, şirince gülümsemişti.
"Alfalardan hep nefret ettim. Feramonlarıyla diğer türlere istediklerini yaptıracaklarını sanıyorlar, ama yanılıyorlar."
Jeno'nun elini sinirle itti Jaemin. Ardından yavaşça ondan uzaklaşmış, gömleğini düzeltip saygıyla eğilmişti Jeno'nun karşısında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's play a game | Nomin
FanfictionBir kaç kural ve yasak... Baş döndürücü bir zevk... Eğlenceli ama kirli bir oyun... Ve kural tanımayan, tehlikeli bir adam... "Madem anlaşamıyoruz, o zaman seninle bir oyun oynayalım Na Jaemin." Cholog & Geomjeong | Nomin Lee Jeno × Na Jaemin Omegav...