'ep.3: light me up with your fire'

3.9K 224 308
                                    

"Bedenin biraz soluk gözüküyor Jaemin. Şuradaki içkiyle renklendirmeye ne dersin?"

İpin ucunu asla düşünmezdi Lee Jeno. Direkt isteklerini sıralar, canı pahasına da onları alırdı. Fakat bu oyun onu yormadan isteklerini kolayca veriyordu. Jaemin ise itiraz etmeden Jeno'nun kucağından kalkmış, sehpanın üzerindeki şişeyi eline alıp geri kurulmuştu Jeno'nun kucağına. Ama Bir farkla; otururken sertçe oturmuş, kalçasıyla Jeno'nun kasıklarını adeta ezmişti. Hoş kokulu feramonunu yaymayı da ihmal etmemişti.

Jaemin'in bu hareketi yüzünden dişlerini sıkıp burnundan nefesini verdi Jeno. Sınırlarını çok zorluyordu Na Jaemin.

"Sen mi renklendirmek istersin, yoksa ben mi yapayım?"

Jaemin'in şişeyi tuttuğu elinin dış kısmını okşayarak rahatlatmak ister gibi tuttu Jeno.

"Seni yaparken izlemek istiyorum."

Jeno'nun dedikleri üzerine şişenin mantar kapağı yeri boylarken çene çizgisinden başlayarak döktü sıvıyı Jaemin bedenine. Soğuk değildi lakin üşütmüştü gencin çıplak tenini. İçinden gelen titremeye engel olamazken şişede kalan son damlayı da dudaklarının üzerine bıraktı Jaemin, ıslak dudakları parlıyordu.

"Tadına bakmak ister misin Jeno?"

Gözleri gencin çıplak tenini ezberlemek ister gibi gezinirken gelen teklifi geri çevirmeyerek dilini Jaemin'in dudakları üzerinde gezdirdi Jeno. Bu ikisinede inanılmaz haz vermişti kuşkusuz.

"Benim sıram, hadi biraz değiştirelim. Bana bu gece dokunmayacaksın Jeno."

Gencin kucağında biraz kıpırdanıp malum yerlerine baskı yaptıktan sonra daha fazla feramon yaydı Jaemin. Jeno'yu son sınırına kadar zorlamak istiyordu. Ve Jeno'nun gözlerinde gördüğü hayal kırıklığı eşliğinde kucağından kalktı Jaemin. Tekli koltuktaki ceketini üzerine geçirmiş, kapıya ilerliyordu ki çoktan geceyi düşünerek kendinden geçen Jeno bedenini sertçe duvara çarpmıştı sinirle.

"Mızıkçılardan hiç hoşlanmam Jaemin."

"Mızıkçılık mı yapmışım Jenoshii?"

Jeno'nun kulağına yaklaşarak o çekici tonlarda fısıldadığı ismi gözlerini kapatma isteği uyandırıyordu. Lakin Jeno oldukça dayanıklı biriydi. Ama karşısındaki omega...Na Jaemin diğer omegalara hiç benzemiyordu. Yaydığı feramon bambaşkaydı Jeno için.

"Buna oyunbozanlık denir. En zevkli kısımda gitmek sence de eğlenceyi gecenin geri kalanı için kabusa çevirmez mi? Hem, elin ne kadar yetenekli bu konuda?"

Jaemin'in hafiften şişen benliğine sürdü parmaklarını Jeno. Aradaki kumaşlara inat hissettiği haz ile kısık iniltisini bıraktı Jeno'nun dokunuşu ile Jaemin. Eğer bu halde eve giderse ne soğuk duş, ne de narin eli onu kendine getirmeye yetmeyecekti. Ve o sadakat sözü, sırf onun için durmalıydı belki de Jaemin. Kendini bunlarla ikna ediyordu.

"Pekala, oyun dışı olarak düşünsek? Pes etmiş olmak istemem ama bedenim en az senin bedenin kadar arzu ile doldu."

"Desene tanıştığımız ilk günden elimizde oyun bahanesi de kalmadı ve sevişeceğiz?"

Jeno'nun söyledikleri ikisini de güldürürken iki genç yapboz parçaları gibi kenetlendi birbirlerine. Jaemin'in çelimsiz kolları birazdan ısırıklarıyla kıpkırmızı edeceğinin hayalini kurduğu beyaz boyna dolanırken, Jeno karşısındaki adamın ince beline doladı ellerini.

"Feramonların beni fena azdırdı omega, umarım hizmetin de feramonların kadar etkileyicidir. Zira kiminle sevişeceğinin farkında olmanı istiyorum. Ben sıradan bir alfa değilim..."

Let's play a game | NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin