'ep.18: past'

1.6K 183 219
                                    

Gelen sesle ellerini cebinden çekmiş, açılan kapıdan İçeriye girmiş ve aynadaki görüntüsüne bakmıştı sessizce Jaemin. Üzerindeki kot ceketin yakalarını düzeltirken aklında biricik arkadaşının sesi yankılanıyordu.

"Benimle neden bu kadar konuşmak istiyorsun bilmiyorum, ama benim yüzümden Jeno'yu rahatsız etmene göz yumamam. Sana atacağım konuma gel, ne derdin varsa yarın akşam söylersin."

"Burası Jeno ile yemek yediğimiz o yer..."

Eliyle yüzünü kapatıp derin bir nefes verdi Jaemin, kendi feramonlarının onu boğduğunu hissetmişti nedensizce. Koku duyusunu geçici bir süre kapatıp hiçbir şeyin kokusunu almamayı tercih etti. Zira Shotaro ile konuşurken onun üzerindeki uzun boylu alfanın kokusu yeterince mide bulandırıcıydı Jaemin için.

Terasa çıktığında masada oturan ve sessizce manzarayı izleyen arkadaşını görmesiyle gülümsedi Jaemin, özlemişti Shotaro ile sohbet etmeyi, yemek yemeyi, onunla görüşmeyi.

"Özür dilerim, biraz geciktim sanırım. Fazla beklettim mi?"

Jaemin karşısına oturduğunda gözlerini arkadaşına sabitledi Shotaro. Jaemin beklentiyle Shotaro'yu izlerken Shotaro onun bile beklemediği bir atakta bulunmuş, gülümseyerek başını iki yana sallamıştı.

"Hayır Jaem, ben de yeni geldim."

Shotaro'nun dedikleriyle şok içinde kaldı bir süre Jaemin. Shotaro ona bakarken gülümsemişti. Hatta eskiden seslendiği lakabıyla bile seslenmişti ona.

"Gü-güzel. Bekletmek istemezdim."

Son anda kendini toparlasa da içindeki sevinç çığlıkları susmuyordu, Shotaro'nun ona böyle davranması Jaemin'in sevinçten neredeyse ağlamasına neden olacaktı.

Serin havaya rağmen arkadaşının tebessümleri eşliğinde içi ısınan omega bakışlarını masada gezdirdi. Çok tanıdık tınılar vardı, masada bulunan kırmızı şarabın yılına kadar Jeno ile yemek yediği günkü ile aynı olması, servis tabakları, burnuna ilişen yemek kokuları birebir aynıydı o gece ile. Kendisine oyun oynandığı geçti aklından omeganın ancak özleminden yaşlara boğulduğu arkadaşı karşısındaydı ve bir kez olsun mantığını dinleyerek önlem almak istemiyordu. Sadece arkadaşı ile yeniden bir araya gelmenin tadını çıkarmaktı hedefi.

"Senin için yağsız bonfile yapmalarını rica ettim, sevdiğin gibi."

"Unutmamışsın."

Shotaro'nun hatırladığı ufak detay dudaklarının yukarı kıvrılmasına sebep olurken hafifçe sandalyesini arkaya itekledi. Uzun şarap şişesi parmaklarının arasına yerleşirken arkadaşının kristal bardağına uzandı lakin Shotaro eline usulca dokunarak başını sallamıştı.

"Ben alkol tüketmiyorum."

"Ciddi misin Shotaro? Sen alkole bayılır-"

Küçük omeganın hafif çıkık karnını göstermesi ile sertçe yutkundu Jaemin. Shotaro hamileydi ve Jaemin bu detayı unutmak istese de dikkat etmek zorundaydı.

"Afedersin."

Yılları beraber geçmişti ikilinin lakin şimdi bulundukları durumda kelimeler cımbızla seçiliyor, aradaki soğukluk azalmak bilmiyordu. Üstelik aradan geçen sadece bir kaç aydı.

Kendi bardağına yarıya kadar doldurdu üzüm şarabını ve yerine döndü omega. Belinden kavradığı bardağı dudaklarına götürürken onu boş bakışlarla izleyen Shotaro'nun saklayamadığı hüznü fark etti. Yorgun gözüküyordu omega, hamilelik onu yormuş olmalıydı. Üstelik küçük bedeni de daha fazla çökmüş gözüküyor, bitkinliği göz altlarından kendini ifşalıyordu.

Let's play a game | NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin