Dün geceki kavganın peşine tekrar alfayı görecek olmanın verdiği tuhaf hisle asansöre bindi. Kalabalık asansörde çıkacağı kat tuşlanmıştı, sırtını aynalı duvara yaslayıp derince soluklandı. Bitmiyordu bir türlü, alfa yaşaması için onu serbest bırakmıyordu.
"Jaemin hyung, bir sorun var!"
Odasına dalan beta ile elindeki içkiyi masaya bırakıp bakışlarını belgelerden ayıran Jaemin tek kaşını kaldırdı merakla.
"Sorun ne Jisung?"
"Lee Jeno!" Nefes nefese hyunguna bakarken alfanın adını duymasıyla bile sinir kat sayıları yükselen Jaemin'e karşılık olarak dudağını ısırıp sakinleşmeye çalıştı Jisung. Jaemin sinirlendiğinde en azından o sakin kalmalıydı.
"Bu çevrede ne kadar arsa varsa almış, bu barın arsası de dahil!"
Sisteme yüklenen tiz ses on sekizinci katı haber verirken aklındaki barda yaşanan olaylar hızla aklından çıkıp gitmiş, önündeki insanlardan kibarca müsaade isteyerek inmişti asansörden Jaemin. Cam duvarların yükseklikle birleşerek ürkütücü görüntü oluşturduğu koridorda yerini çok iyi bildiği odaya yöneldi adımları. Kapının girişinde bulunan sekretere saygıyla eğildi ki genç kadın telaşla ayağa kalkmış, omeganın önüne geçmişti.
"Efendim, Bay Lee şuan rahatsız edilmek istemiyor. Ne yazık ki sizi içeri alamam."
"Yerinize dönmenizi öneririm sekreter Kim. Aksi takdirde kibar olamayacağım."
Gergin tavırları sesine de yansırken şansını zorlamayarak masasına döndü genç kadın. Böylelikle Jaemin kapıyı tıklatma zahmetinde dahi bulunmadan kapıyı açmış, yalnız görmeyi beklediğin alfanın yanında gün geceki pembe saçlı genci görmesiyle alayla kahkaha atmıştı.
"Doyumsuzlukta sınır tanımıyorsun bakıyorum da Lee Jeno!"
Kurdunu saran kıskançlık hissini bastırmaya çalışsa dahi taşan belirtileri kabul etmiyor, bunu kıskançlık yerine ona olan öfkesinden dolayı çekememezliğe vuruyordu. Ciddi kombininin altında zıtlık oluşturan lakin sırıtmayan çiçekli converslerini yere sürterek kalçasını masaya yaslayan alfanın yanına ilerledi. Aralarındaki mesafeyi tümüyle kapatırken işaret parmağını camın önünde onları izleyen omegaya çevirdi.
"Çık dışarı omega, kokun midemi bulandırıyor."
Tıslayarak konuşan bedenle güldü pembe saçlı omega, Jaemin yanlış hatırlamıyorsa ismi Yeonjun'du.
"Sen kimin odasından kimi kovuyorsun Na Jaemin?"
Yeonjun sinirle öne atılıyordu ki odaya giren başka bir bedenle bakışlar onun üzerinde toplanmış, siyah saçlı alfa tek kaşını kaldırarak kavga etmeye hazırlanan iki omega üzerinde gezdirmişti gözlerini.
"Burada ne oluyor bilmiyorum ve önemseyecek vaktim yok, Yeonjun hadi gidiyoruz."
Siyah saçlı alfanın dedikleriyle Yeonjun son kez Jaemin'e bir bakış atmış, yolunun üzerindeki omegaya omuz atıp alfayla dışarıya çıkmıştı. Jaemin anlık sinirle pembe saçlı omeganın peşinden gidip ona haddini bildirmek istedi fakat bileğinden tutan eller ona engel olmuş, kendini Jeno'ya yaslı halde bulmuştu.
"Gerçekten de çok hırçınsın..."
Gülerek Jaemin'in saçlarına burnunu daldıran alfa, kokusunu içine çekti uzun uzun. Elinden gelse bu kokuyu bir şişeye hapsedip her dakika koklamak isterdi.
"Jeno bırak beni."
Bileğindeki elden kurtulmak için üstün bir güç sergilerken yönlendirilen bedenini kontrol edemeyen omega kendini alfanın masasının üstünde otururken buldu. Bacaklarının arasında ise ölesiye nefret ettiği alfa duruyor, burnunu yanağına sürtüp kokusunu uyuşturucusuna yeniden kavuşan keşler gibi şevkle çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's play a game | Nomin
أدب الهواةBir kaç kural ve yasak... Baş döndürücü bir zevk... Eğlenceli ama kirli bir oyun... Ve kural tanımayan, tehlikeli bir adam... "Madem anlaşamıyoruz, o zaman seninle bir oyun oynayalım Na Jaemin." Cholog & Geomjeong | Nomin Lee Jeno × Na Jaemin Omegav...