Na Jaemin
Aldığım nefesimi tutarken titreyen ellerime hakim olmaya çalıştım bir süre. Lee Jeno tam karşımda sırıtıyor, yanına gelmemi beklercesine gözlerime bakıyor ve arada dudaklarını yalayarak bedenimi süzüyordu. Yakışıklı yüzüne tokat atmamak için kendimi tutarken Jisung hemen yanıma gelip omuzumdan tutmuştu yavaşça.
"Hyung öncelikle sakin ol, Shotaro Jung Sungchan denen alfanın hemen yanında, onu yanına git Lee Jeno'dan önce."
Jisung'un uyarısıyla gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim yavaşça, sakin kalmam gerekiyordu. Sakin kalmam ve Shotaro'yu o iğrenç alfanın ellerinin arasından almam. Benim minik bebeğime kim bilir neler yapmışlardı...
Adımlarım hemen Jeno'nun ayak ucunda son bulurken yaydığı feromonlara direnerek başımı kaldırdım. Değişmişti Jeno, simasında ki parıltı sönmüştü, harelerin de ki o merhamet barındıran zerreler kaybolmuştu. Nefretle bakıyordu gözlerimin içine.
Değişen tek şey sergilediği duruş da değildi, siyah saçları epeyce uzamıştı. Kulağında üç yeni delik yerini almış, epeyce açıkta kalan gerdanı zincirlerle süslenmişti.
Onda zamanla yabancılaşan onca şeye rağmen kokusu hala aynıydı. Günlerce uğruna kıvrandığım koku hakkında yanılmazdım, sıktığı erkeksi parfümüne rağmen teninden yayılan vanilya kokusu hiç değişmemişti.
Başım benden habersiz önünde eğilirken nefesimi tuttum. Ona yeniden teslim olmak niyetimde hiç bulunmuyordu. Zira geçen dört ayda onu özlediğime dair saçma bir düşünceye girmiş olması fikri bile mide bulandırıcıydı.
Bu yüzden sanki o orada yokmuş gibi yanından geçip gitmiş, ama içimdeki nefrete biraz da olsa yenik düşerek setinden bir omuz atmıştım omuzuna. Bunu sonuna kadar hak ediyordu, hatta fazlasını bile hak ediyordu lakin şu an sırası değildi. Önceliğim minik bebeğim Shotaro'ydu.
"Ben Jeno ileyim güzelim, işin bitince gelirsin."
Jung Sungchan gözlerini benden ayırmadan Shotaro'nun boynuna öpücük kondurup yanımızdan ayrıldığında gözlerim dehşet bir şaşkınlıkla açılmış, karşımda bana ifadesizce bakan Shotaro'nun üzerinde gezinmişti. Eskisi gibi tatlı görünmüyordu Shotaro, eskisi gibi kokmuyor, yaydığı feramon beni geriyordu. Halbuki Shotaro'nun yanına ne zaman gitsem kendimi rahat ve güvende hissederdim ben...
"Shotaro-"
"Ne söyleyeceksen çabuk söyle Jaemin."
Sert ses tonu kaşlarımın havalanmasına sebep olurken yolunda gitmediğini anladığım şeyler ruhumu daha rahatsız eder olmuş, gerilim seviyemi yükseltmişti.
"Nasılsın?"
"Bunu soruyor musun gerçekten?"
Alayla kahkaha atan arkadaşımın sinirden kasılan çenesi ve omzuna koyduğum elimi sertçe itişi ile kolunu kavradığım gibi tuvaletlerin olduğu kısma sürükledim.
"Shotaro anlat bana lütfen. Ne yaptılar sana? Korkma, anlat. Çözeceğim, kurtaracağım seni."
"Sen yaptın Jaemin. Bana ne olduysa hepsi senin eserin!"
Shotaro omuzumdan tutup beni duvara doğru ittiğinde ona engel olamadım bile, gözü dönmüş gibi davranıyordu. Çenem kasılırken ağlamamak için kendimi tuttuğumu fark ettim o an, tek zayıf noktam olan arkadaşlarımdan biri bana öfkeyle bakıyor, adeta yok olmamı istiyordu.
"Be-Ben aylardır seni arıyorum Shotaro, ne demek senin eserin? Seni bulmak için neler yaptım-"
"Beni bulmak için mi?Öylece ardında bıraktığın birini ne yüzle aramaya koyuldun? HER ŞEYDEN HABERİM VAR BENİM NA JAEMIN!" Sinirle bağıran Shotaro'nun gözlerine bakmaya korkarken Shotaro gözlerimden akan yaşı umursamamış, daha fazla üzerine gelmişti. "Beni nasıl gözden çıkardığından da, ne hâle geleceğimi düşünmediğinden de haberim var. Şimdi bana beni önemsiyormuş gibi davranma, senin gerçek yüzünü biliyorum, beni kandıramazsın."
Yakamı kavrayan ellere kaydı harelerim. Bu küçük eller hayatımda yeri apayrı olan kıymetli arkadaşıma aitti. Bana güven veren, yanımda olduğunu her daim hatırlatmak için ellerimi kavrayan eller şimdi tehdit edercesine kavrıyordu gömlek yakalarımı.
Usulca başını kaldırıp ellerin sahibine baktım yeniden. Kin ve nefret akıyordu gözlerinden, geçen dört ay anlaşılan onun cehennemi olmuştu ve bir şekilde suçlu bendim nezlinde.
"Bana olan bu öfkenin sebebini bilmiyorum lakin bulacağım. Bizi bu hale getiren her ne ise yanına kalmayacak."
"Bizi bu hâle sen getirdin Jaemin, şimdiyse yalanlarınla beni tekrar yanına çekeceğini sanıyorsun fakat yanılıyorsun."
Dişlerinin arasından tısladı adeta. Bedenimi kendine çekip sertçe yeniden duvara çarpmasını sağlarken kastığı çenesi gevşedi. Lavabodan çıkmadan önce son kez hareleri ölümüne nefretin koyuluğu ile baktı benimkilere. Bu, hemen solumda duran için büyük yıkıntıya yol açtı aniden. Buğulandı gözlerim, bedenim diz çöküp ağlamam için yalvarır duruma geçti.
"Ah, ne dram ama..."
Arka çaprazımdan gelen sesin sahibine döndüm hışımla. Islak parmaklarını tek tek itina ile ipeksi havluya sürüyor, yüzündeki o iğrenç gülümseme ile beni izliyordu. Kalçası kapı pervazına yaslı, keyfi en sevdiği filmlerden birini izliyormuşşasına yerinde...
Öfkem, kan akışımı tümüyle yumruklarımda toplarken beklemeden parmaklarımı boğazının etrafına sardım. Feromonlarını yaymayı kesmeyen alfa, ellerim arasında oymalı kapıya yaslanırken daha da büyüttü gülüşünü.
"Ona ne yaptınız?!"
"Ona biz bir şey yapmadık Jaemin, Shotaro'ya ne olduysa hepsi senin eserin."
Alfa güldükçe sinirlerim bozuluyor, sinirlendiğimi anlayan Jeno ise daha fazla gülüyordu. Kendime sakin olmayı tembihledim hızla, Shotaro çoktan çıkıp gitmişti Sungchan denen herifin yanına ve Jeno ile daha fazla aynı ortamda kalırsak ölümü kesinlikle benim ellerimden olurdu.
Bir alfayı öldüren ilk omega olarak tarihe geçmeyi ben de elbette çok isterdim, lakin şimdi zamanı değildi. Shotaro'nun neden benden nefret ettiğini bulmalı, ona kendimi bir şekilde affettirmeliydim.
Alfanın yakalarını sertçe bırakıp son kez koyu mavilerimi onun siyah harelerine diktim, bu iş burada bitmemişti. Mekanı elinden aldığım gibi arkadaşımı da onun ellerinden kurtaracaktım.
Bir hışımla lavabodan çıkarken Jeno'nun kıkırtısı doldu kulaklarıma, nefesim kesildi o an. Çünkü ağzından çıkan cümleler içimde istemsiz bir korkunun oluşmasının nedeni, bacaklarımın titremesine zar zor mani oluşumun sebebiydi.
"Oyun daha yeni başlıyor Na Jaemin, önceki sadece ısınma turundan ibaretti."
***
////Selamlar, ben Geomjeong. Yeni bölüm sizlerle, umarım beğenmişsinizdir💙Yorumlarınızı bekliyoruz 🎉. ///
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's play a game | Nomin
FanfictionBir kaç kural ve yasak... Baş döndürücü bir zevk... Eğlenceli ama kirli bir oyun... Ve kural tanımayan, tehlikeli bir adam... "Madem anlaşamıyoruz, o zaman seninle bir oyun oynayalım Na Jaemin." Cholog & Geomjeong | Nomin Lee Jeno × Na Jaemin Omegav...