Ah Ablam Ah

3 0 0
                                        

-Alev...

-Efendim abla.

-Alev şimdi bana söylediklerinde neden annemi aramadım biliyor musun?

-Nereden bilicem anlat biliyim.

-Alev anneannem....

-Abla ağlama anlat hadi.

-Öldürdü benim gerçek anne babamı öldürdü.

-Ne?!

-Alev ne olurdu ben annemle babamla tanışsaydım ne olurdu ha!

-Ne olurdu bizi sevselerdi baksalardı!

-Ne olurdu mutlu olsaydık!

-Ne olurdu çocukluğumuzu yaşayıp koşsak!

-Ne olurdu Alev!

-Ne olurdu abla ne olurdu. Ama biliyor musun iyi ki bize böyle davranmışlar şimdi çok güçlüyüz.

-Ben değilim yanlız bırak beni!

   Off abla off hep yanlız kalmak istiyorsun zaten. Neyse bende gidip şu abinin gizemini çözüyüm bariii.

-Burak!

-Efendim Alev.

-Ben sana ne olsa anlatıyorum ama sen bana abini anlatmıyorsun.

-Ne yapıcan abimi git o anlatsın marifetlerini.

-Ama Burak ben o adamla muhattap olmak istemiyorum.

-Bende o günleri hatırlamak istemiyorum.

-Yalvarırım anlat.

-O çok berbat biri sözde abi. Annem ve babam ben 3 abim 7 yaşındayken bir araç kazası sonucu vefat etti.

-Allah rahmet eylesin.

-Sonra bize kimse bakmadı tüm akrabalarımızla aramız bozuktu. Kimse bize acımadı. Zaten bir evin zemin katında oturuyorduk annem ve babam da sürekli kiraladıkları otomobillerle sabah akşam işe gidiyorlardı. İşte bir şekilde yaşadık büyüdük. Ben 15 abim 19 yaşındayken abim evi sattı kapıda kaldık.

-Neden sattı? O sizin tek kaldığınız yerdi.

-Kendine otelden rahat bir kişilik oda tutucakmış. Bende kapıda kalıcakmışım.

-Nasıl yani?!

-Sonrasında Walson Amca daha Alya Teyzeyle tanışmamıştı tam Alya teyzeyi istemeye giderken beni sokakta buldular. Benim babam oldu kendisi. Sonra abimin otelde ki zamanı dolmuş. Yanıma geldi para istedi babamdan izin alıp yani Walson  Amcadan ona bir ev tuttum bir miktarda para verdim. Her gün de ziyarete gidiyordum. Ama ona yetmedi. Hep daha fazlasını istedi meğer verdiğim paralarla kendine adam tutmuş ve beni öldürme planı yapmış. Walson Amca bir zaman sonra İngiltere'ye gitti. Abimde benle kalmaya başladı.

-Su ister misin? Sakin ol lütfen.

-Sonra öldürmeye çalıştı beni. Kurtuldum bir daha da görüşmedim onlarla.

-.........

-Alev o adamdan uzak dur o çok tehlikeli biri.

-Tamam ama neden neden neden?

-Anlamadın mı hâlâ?

-Ne istiyor?

-Bilmiyorum ona sor.

-Burak gerçekten seni anlamıyorum ben o adamla görüşüp derdini öğrenicem ve ne istiyorsa vericem bir daha da bize karışamıyacak!

  Galiba o sırada biraz gaza geldim. Biraz değil baya ve ağzımdan şu kelime çıktı "BİZE" umarım Burak bu kelimeyi yanlış anlamaz. Şu abinin adını bile çözemedim. Adını öğrenmem lazım.

-Merhaba küçük hanım.

-Bana küçük hanım demeyi kes aslında ben böyle serserilerle konuşamıyorum ama sırf Burak için buralara geldim.

-Onu çok mu seviyorsun?

-Evet!

-.......

-Yani ama arkadaş olarak.

-Tamam o zaman madem çok seviyorsun onu biraz ayrı kal da iyice kıymetini anla.

-Ne demek oluyor bu!

-Götürün şunu kapatın odaya ayrıca kilitlemeyi unutmayın.

-Ha.....

  Tam hayır diyicektim ağzımı kapattı. Şeytan bu adam kesin şeytan.

-Çıkarın beni.

-Cem Bey'in izni yok!

-Başlıyıcam Cem'inize. Aaaa bir dakika adını öğrendim. Allah'ım sana şükürler olsun. 

-Kapıyı açın!

-Tamam Cem Bey.

-Oooo Cem Beyler gelmiş çay kahve?

-Ben buraya çay veya kahve için gelmedim hem bildiğin gibi burası benim yerim ve benim bunu sana sormam lazım.

-Demek ki misafir perver değilsin bunu ben sana soruyorum.

-Tamam soralım bari ölüm mü şart mı?

-Ne demek oluyor bu?

-Sen çöz bir yarım saat düşün sonra görüşürüz. Kapatın kapıyı!

-Olmaz hayır!

 O sırada o karanlık ve ıssız yerden çıktı ben 15 dakikadır buradayım ve yarım saat daha burada durmam lazım. Ve o gizemli soru ''Ölüm mü şart mı?'' bunun cevabını da düşünmem lazım. BU karanlık oda iyice uykumu getiriyor...


                                                       O SIRADA UYUYA KALMIŞIM.

-Dökün suyu!

-Aaaaa!

-Evet soruyu düşündün mü?

-Evet, düşündüm.

-Cevap?

-Beni hangisiyle serbest bırakıcaksan o.

-O zaman "Şart" diyorsun yani.

-Evet o işte.

-Duymaya hazır mısın?

-Evet.

-Bunca zaman boşuna peşinde sürünmedik heralde bir isteğimiz var yani.

-Nasıl?

-Sözümü bölmezsen devam edicem.

-Tabi buyurun ne demek?

-Sen de bilirsin Alya denen kadın sizlere ömür. Ama miras hâlâ hayatta Walson da hapislerde. Yani ben senden hayatta olan şeyi mirası istiyorum.

-Bakın ben hukuk okudum. Burak sizden daha çok o ailenin yanında kalmış. O yüzden Burak hayattayken bu imkansız sadece bir kısmını alabilirsiniz.

-Ben hepsini istiyorum! Ya Burak hayattayken yaparsın yada onu öldürüp yaparsın.

-Tamam elimden geleni yapıcam.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bu Benim KaderimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin