2.4

3.2K 351 415
                                    

Oturduğum sandalyede ayaklarımı yere vurarak kendimce ritim tuttururken, Hoseok ve Yoongi beş dakika içinde gelmezlerse gitmeyi düşünüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oturduğum sandalyede ayaklarımı yere vurarak kendimce ritim tuttururken, Hoseok ve Yoongi beş dakika içinde gelmezlerse gitmeyi düşünüyordum.

Yaklaşık yarım saattir onları bekliyordum. Sınav haftamız bittiği ve hafta sonuna girdiğimiz için dışarı çıkmaya karar vermiştik. Dakik birisiydim ve tam planladığımız saatte dediğimiz kafeye gelmiştim fakat ikisi hâlâ yoktu...

Telefonumu elimde çevirmeye devam ederken, diğer masalarda oturan insanları incelemeye başladım. Tam o esnada iki el gözlerimi kapatırken, rahat bir şekilde arkama yaslanarak ofladım. "Yoongi?"

Hoseok'un sesini duydum. "Cık."

Alayla güldüm. "Hoseok?"

Tekrar cıkladı. "Hayır dünyanın en yakışıklı mükemmel harika insanı olan biricik kankam Hoseok diyeceksin..."

Kafamı salladım, hâlâ gözlerim kapalıydı. "Yalan mı söyleyim yani?"

Ellerini gözlerimden çekerek arkamdan çekildi. Yanında olduğunu fark ettiğim Yoongi gözlerini devirerek karşıma oturduğunda, Hoseok ağzımı geveleyerek onun yanına oturdu. "Ne kadar da komik..."

Gözlerimi kıstım, ona bulaşmayı seviyordum. "Espri yapmadım ki."

"Çattık ya..."

Dirseklerimi masaya yasladım. "Acaba neden? Yarım saattir burada mal gibi sizi beklediğim için olabilir mi? Uzaydan mı geliyorsunuz buraya? Sırf gecikeceğinizi tahmin ettiğim için evlere yakın bir kafeye gidelim dedim birde sonuç yine aynı..." Nefes bile almadan tek solukta konuştuğumda ikiside gözlerini büyütmüştü.

"Yoongi'nin suçu." Hoseok Yoongi'ye bakarak omuzlarını silktiğinde, Yoongi küçük gözlerini pörtleterek ona baktı. "Yavaş salla. Sen demedin mi kanka yeni uyandım sakın beni bırakıp tek gitme diye..."

Hoseok kabul etmezcesine başını iki yana salladı. "Tamemen iftira."

Arkama yaslandım. "Tamam neyse, ceza olarak hesap sizin."

Suçlarını bildikleri için itiraz etmediklerinde garson yanımıza gelmişti. Tabi ben daha erken geldiğim için benim yanıma üçüncü gelişiydi, öncekilerde arkadaşlarımı beklediğimi söyleyip onu geri yollamıştım. Kendime frambuazlı pasta ve kahve istediğimde tekrar telefonuma döndüm. Telefona bakıp neyi görmek istediğimi bilmiyordum.

Hayır biliyordum.

Taehyung ile ilgili bir şeyler görmek istiyordum... İki gün önce ailem okula geldiği için bir sonraki derslere girmemiş ve eve gitmiştim. Babam çok sinirlenmişti... Olayın kasıtlı olmadığını söyleyerek öfkesini azaltmaya sebep olsam da öfkeli bakışlarını bir an olsun diğer çocuklardan çekmemişti.

lie to me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin