"Ayağın kırık falan değil. Kırık olsa duramazdın."
"Şu anda duramıyorum zaten."
Hoseok, Yoongi'nin kolunun altından çıktığında dengesi bozulur gibi olmuştu. Hızla kolundan tuttuğumda, Hoseok bıraktığı kolu tekrar tutarak söylendi. "Senin ayağın değil kafan kırık."
Dengesini sağladığında hızla kolundan çıkarak geriye doğru çekildim. Onlarla hâlâ mecbur olmadıkça konuşmuyordum. Yoongi dün akşam ayağını incittiğinde, bizimkiler hocalara bildirmişlerdi ve yakın bir hastaneye gitmişlerdi. Ayağını sargıya almışlardı, Taehyung ise beni otele bırakmıştı.
Yoongi'nin ayağında ciddi bir sorun yoktu sadece incinmişti fakat büyük ihtimalle benden ilgi görmek için durumunu abartıyordu. Önce üzerime su döküp beni rezil etmeleri, sonra ise Taehyung ile beni takip etmeleri fazlasıyla sinirimi bozmuştu. Sürekli bana sırnaşıp kendilerini affettirmeye çalışıyorlardı ama onlara olan öfkem azalmadan onları affetmeyeceğimi biliyordum. Bu kategoriye Jimin'de dahildi.
Jimin Yoongi'nin diğer koluna girdiğinde, elimde hissettiğim elle hafifçe irkilmiştim. Bakışlarım birleşen ellerimizden Taehyung'un yüzüne çıktığında, yüzümde küçük bir gülümseme oluştu. "Gidelim?" Koyu saçlarının üstüne krem renk bucket şapka takmıştı. Üzerimizdeki beyaz tişörtler ve kot şortlar bizi uyumlu gösteriyordu.
Elini daha sıkı tutarken kafamı salladım. "Gidelim."Etrafımızdaki öğrenci gruplarının bakışlarını ikimizin üzerinde hissediyordum ve otobüse doğru ilerlerken onlara ters ters bakmayı ihmal etmiyordum. Taehyung'un benim olduğunu onlara hep göstermek istesem de aramızda kesin bir şey olmadığı için bunu yapamıyordum ve artık biz sevgiliysek... Bunu onlara göstermemem için bir sebep yoktu.
Birlikten otobüse doğru ilerlerken Jimin, Hoseok ve Yoongi üçlüsü hemen arkamızdan geliyorlardı. Önceden planda olduğu gibi pikniğe gidecektik. Taehyung ile gerçekten sevgiliydik. Yüzümde oluşan gülümsemeyi hızla silerken sırasıyla otobüse binmiştik. Cam kenarına geçtiğimde, Taehyung'da yanıma oturmuştu. "Güneş sana vuracak büyük ihtimalle, yer değiştirebiliriz."
"O zaman da güneş sana değer?"
Hafifçe güldü. "Sen daha önemlisin."
Hemen arkamızdan gelen kıkırdama sesini duymamla oraya döndüm. Kıkırdayan Hoseok bakışlarımı fark ettiği anda gülmeyi keserek, yanında oturan Yoongi'ye baktı. "Ya Yoongi çek elini ya, huylanıyorum. Gülesim geliyor."
"Ne eli ya?"
"Elini işte. Sus."
Yoongi sabır dilenir gibi önüne döndüğünde son kez onlara bakarak önüme döndüm. Hoseok'un bizim aramızdaki konuşmaya güldüğünü anlamak için üstün bir çaba harcamama gerek yoktu.
Hocalarda bindiğinde otobüs çalışmıştı. Gideceğimiz piknik alanı otele biraz uzak bir ormanlıktaydı. Kısa süre sonra güneş gerçekten Taehyung'un dediği gibi yüzüme vurmaya başladığında, başımı hafifçe çevirerek ona baktım. O zaten bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lie to me
Fanficbilinmeyen numara: sevmediğini biliyorum ama eğer beni sevip sevmediğini sorarsam umarım bana yalan söylersin. (görüldü ✅✅) Kim Taehyung | Lalisa Manoban