Kafamı örtünün altına sokarken, birazdan annemin geleceğini biliyordum. Alarmımın çalmasından ve benim alarmı kapatıp yatmamdan bu yana yaklaşık on beş dakika geçmişti. Annem okul için hazırlanmadığımı fark edince odama damlayacaktı.
Yaklaşık bir dakika sonra odamın kapısı açıldı. "Lisa? Hâlâ uyuyor musun sen? Geç kalıyorsun."
Kendimi soktuğum role devam ederek öksürdüm. Annemin adım seslerini işitmemle, üstümdeki örtünün çekilmesi bir olmuştu. "Lisa?"
Yeni uyanıyormuş gibi gözlerimi ağır bir yavaşlıkla açarken, halsiz bir görünüm elde etmek için bozduğum saçlarım alnıma düşüyordu. Sesimi kısarak anneme baktım. "Anne?"
"İyi misin sen?" Elini alnıma koyduğunda, dakikalardır örtünün altında kalmam etkili olmuş olmalı ki gözleri hafifçe büyüdü. "Az da olsa ateşin var gibi. Üşüttün mü kızım?"
Tekrar yalandan öksürdüğümde omzumu silktim. "Bilmiyorum ki anne. Çok halsiz hissediyorum"
Üstümdeki örtüyü açarak geri çekildi. "Bugün okula gitme. Ben senin için içecek bir şeyler yapayım. Sıcak sıcak iç tamam mı?"
Kafamı belli belirsiz salladım. "Olur." Annem odadan çıktığında, örtüyü tamamen kaldırarak, sırtımı yatağın başlığına yasladım.
Yaptığım rollerin hepsi Taehyung yüzündendi.
Hayır senin yüzünden geri zekalı.
İç sesim elimi alnıma geçirmem için beni zorlarken, hâlâ dünün utancını yaşıyordum. Görmüştü. Her şeyi biliyordu.
Okulun havalı kötü kızı Lalisa Manoban, okulun sessiz ve ilgi çeken çocuğu Kim Taehyung'a olan platonikliğini onu çizdiği resimlere dökmüştü.
Çığlığımı saklamak için yan dönerek yüzümü yastığa bastırdım. Dün Taehyung'un karşısında şoktan yaşayamadığım utancı eve geldiğimde fazlasıyla yaşamıştım. Öyle ki ne odamdan çıkmış ne de telefonla uğraşmıştım. Hoseok ve Yoongi bu aktifsizliğimden dolayı sürekli mesaj atıp durmuşlardı. Onları birkaç kelimeyle geçiştirmeye çalışmıştım.
Öylece olduğum yerde dururken, kısa bir süre sonra annem elindeki bardakla içeri girmişti. Anında role devam ederek, gözlerimi kıstım. Gözlerimi zor açık tutuyormuş gibi bakarken, yanıma gelerek elindeki bardağı uzattı. "Sana bitki çayı hazırladım. Midene ve boğazına iyi gelir."
"Teşekkür ederim anne." Mırıldanırken, elindeki kupayı elime aldım. "Babam uyuyor mu?"
Kafasını salladı. "Birazdan işe gidecek. Akşam olmadan geri döner." Kafamı salladım. Eliyle saçlarımı okşayarak geri attı. "Kötü olursan bana seslen tamam mı? Üstünü çok örtme."
"Tamam anne." Saçlarımı okşayarak odadan çıktığında vicdan azabıyla başbaşa kalmıştım. Anneme yalan söylemeyi istemiyordum fakat dün yaşananların ardından onu görmeye de hazır değildim.
Elimdeki bitki çayından bir yudum alırken yüzümü buruşturdum. Tadı çok kötüydü. Yine de annemin bunu benim için hazırlamış olduğunu bilerek zorla bitirip, yatağımın yanındaki komodine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lie to me
Fanfictionbilinmeyen numara: sevmediğini biliyorum ama eğer beni sevip sevmediğini sorarsam umarım bana yalan söylersin. (görüldü ✅✅) Kim Taehyung | Lalisa Manoban