Hoseok koluma girerken kulağıma yaklaştı. "Yani bugün Ryujin'in doğum günü mü?"
Yol boyunca kaçıncı kere bunu sormuştu bilmiyordum. "Evet Hoseok."
Sırıtarak devam etti. "Ve bizi akşam doğum günü partisine mi davet etti?"
Durarak onun gibi sırıttım. "Aslında beni davet etti."
Gözlerini devirdi. "Yalan söyleme bizi de davet etti. Biz üvey evlat mıyız ayrıca?"
Omzumu silkerek yürütmeye devam ettim. "Öyleyse neden sorup duruyorsun?" Tekrar durarak kıkırdadım. "Heyecanlandın mı yoksa?"
Solumdaki Yoongi'de benim gibi sırıtmaya başladığında, Hoseok'un kızaran yüzüne bakıyorduk. "Saçmalama ne heyecanı. Sadece uzun süre sonra partiye gideceğiz o yüzden." Yoongi ile inanmış gibi kafamızı sallarken, Hoseok'un konuşmasıyla bu sefer kızaran ben oldum.
"Asıl heyecanlanan sensin bence. Okulda tüm gün boyunca Taehyung'dan kaçtın. Tanrım çok komiksin Lisa. Ezik seni." Cümlesini bitirerek kahkaha attığında, az önce benimle birlikte ona gülen Yoongi bu sefer onunla birlikte bana gülüyordu.
Hoseok'un kolundan çıkarak tersçe baktım. "Saçmalama kaçtığım falan yoktu."
Sırıtmaya devam ediyordu. "Evet hatta o yüzden onlar kantinde otururken Jimin bizi yanına çağırdığında tuvaletim var diye yanımızdan kaçtın. Sonuçta bu da tesadüf... Şansa bak ki tam onlar çağırdığında tuvaletin geldi." Yoongi ile birlikte kıs kıs gülmeye devam ederlerken nefesimi vererek arkama döndüm.
Bir şey demeden hızlıca yürümeye başladığımda arkamdaki adım seslerini duyuyordum. "Pişt."
Yanıt vermedim. Taehyung'un dün bana resmen benden hoşlandığını söyledikten sonra rahatça onun yanına gidip oturamazdım işte. Hoseok'un ağzında laf olmuştu davranışlarım. Üstelik Taehyung'un bana söylediği şeyleri onlara anlatmıştım.
"Küstün mü ya?" Arkamdan sesleri gelirken koşar adımlarla yanıma geldiler. "Tamam ağlama bir daha dalga geçmeyiz." Hâlâ gülüyordu...
Aklıma gelen şeyle Hoseok'a baktım. "Sen şimdi benimle dalga geçiyorsun ya..." Kafasını salladı. "Akşam seni buna pişman edeceğim haberin olsun. Sonra Ryujin seni reddedince yanıma gelip ağlayan sen olursun."
Gülüşü sönmeye başlarken elimi omzuna iki kere vurarak eve doğru yürümeye başladım. "Akşam 6'ya hazır olun!" Bağırarak yürümeye devam ederken, elimi havada salladım.
Taehyung'dan kaçmıştım ama bunu onların bilmesine gerek yoktu... Yeterince karışık ve garip hissediyordum zaten. Ryujin dün akşam arayıp bu akşama doğum günü partisi vereceğini ve bizimkileri de davet ettiğini söylemişti. Okulda ortamı genişti ve neredeyse tüm okulun o partide olacağını biliyordum. Yani Taehyung'da gelebilirdi...
Derin bir nefes aldım.
Ne giyecektim?
Evin önüne geldiğimde anahtarım ile kapıyı açarak içeri girdim. Mutfaktan çıkan annem ellerini elindeki mutfak bezine silerken beni fark etti. "Geldin mi bebeğim?"
Güldüm. "Hayır anne gelmedim."
Yüzünü buruşturdu. "Her zaman bu iğrenç espriyi yapıyorsun."
Dudağımı büzdüm. "Sen de her zaman geldiğimi görmene rağmen geldin mi diye soruyorsun?"
"Karşılık verme annene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lie to me
Fanfictionbilinmeyen numara: sevmediğini biliyorum ama eğer beni sevip sevmediğini sorarsam umarım bana yalan söylersin. (görüldü ✅✅) Kim Taehyung | Lalisa Manoban