Üzerime giydiğim deri ceketi düzelttikten sonra elimi giydiğim kısa kazağın ucuna götürdüm. Yanımda benimle birlikte kapının açılmasını bekleyen Ryujin konuştu. "Evde değiller miydi bunlar? Neden açmıyorlar?"Tekrar zile bastığında telefonumu çıkardım. "Taehyung'u arayım bi-"
Kapı açıldığında konuşmayı durdurmuştum. Jimin nefes nefese kapıyı açıp bize bakarken, Ryujin sinirle konuştu. "Ağaç olduk burada. Hava da soğuk."
Ben de hemen ardından devam ettim. "Bizi çağıran da sensin kapıyı beş dakika sonra açan da sen."
Jimin bir şey diyemeden hemen arkasından Yoongi geldiğinde o da nefes nefese kalmış gibiydi. Kaşlarım şaşkınca havaya kalktı. "Ne yapıyorsunuz siz?"
Ryujin kısıkça konuştu. "Nefes nefese kalmışlar birde?"
Jimin hızla konuştu. "Ne diyorsunuz be. İma attığınız şeyi anladım bakın. Hiç hoş muhabbet dönmüyor şu an haberiniz olsun..."
Yoongi gözlerini devirdi. "Mal mal konuşup daha şüphelendirme ya." Bize baktı. "Bilgisayarını yere düşürdüm diye bana saldırdı. Ben de ona saldırdım. Bu yüzden kapıyı geç açtık. Ayrıca Hoseok'ta içeride zaten başbaşa değil- Ne diyorum ben amına ya."
Gülerek onlara baktım. "Tamam gay değilsiniz. Artık içeriye girebilir miyiz?"
"Kusura bakmayın ya." Jimin sahte bir şekilde konuşarak kapıyı iyice açtığında Ryujin ile içeriye girdik. Yanar sönerli rengarenk ışıklara şaşkınca bakarken, bilgisayarın başında oturan Hoseok'u gördüm. Gürültülü bir şarkı açıp hoparlöre bağlamıştı. Yüzüm buruşurken Ryujin ile bakıştık. "Unni beni pavyona mı getirdin?"
Bir şey dememe kalmadan Hoseok ayağa kalkarak bize baktı. "Partiye hoş geldiniz!"
Ortadaki masanın üzerine atıştırmalık yiyecekler ve içecekler konulmuştu. "İyi iş." Diye mırıldandım hazırlıklarına bakarken. "5 kişiyle parti mi yapacağız? Taehyung nerede hem?"
"Buradayım sevgilim." Arkamdan gelen sesin hemen ardından kolları belime dolandığında gülümseyerek ona döndüm. "Neredeydin?"
"Lavaboda." Üzerinde lacivert bir sweat vardı. O kadar tatlı aynı zamanda yakışıklıydı ki... İyi ki benim sevgilimdi!
Ben de kollarımı onun sırtına doladığımda sarmaş dolaş bir hâlde içeriye geçerek koltuklara oturduk. Hoseok'un perdelere doladığı renkli led ışıklar yüzümüze vuruyordu. Ryujin Hoseok ile konuşmaya başlamıştı. Jimin ile Yoongi ise cips kaselerini eline almış bir yandan da müzik ayarlamaya çalışıyorlardı.
Taehyung öne doğru eğilerek masadaki içki şişesini eline aldığında, başım göğsünde olduğu için onunla beraber bende eğilmiştim. "Bu akşam içeceğiz." Diye mırıldandı. "Ailen sorun eder mi?"
"Sanmam." Dedim gerçekten de emin olamayarak. Ama umrumda değildi. Yanımda Taehyung varken hiçbir şey umrumda olmaz gibi hissediyordum.
Şişeden bir Tae bir ben yudumlarken, diğerleri açtıkları şarkıya eşlik edip değişik danslar ediyorlardı."Sende çok şey değişti farkındayım." Dedi Taehyung şişeyi yudumlarken. "Buna seviniyorum çünkü zorba Lisa'yı görmek hoşuma gitmiyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lie to me
أدب الهواةbilinmeyen numara: sevmediğini biliyorum ama eğer beni sevip sevmediğini sorarsam umarım bana yalan söylersin. (görüldü ✅✅) Kim Taehyung | Lalisa Manoban