"Seninle aynı odada kalacağıma inanamıyorum." Ters ters odada söylenen kıza baktım. "Beğenmiyorsan koridorda yat. Ben çok meraklıyım sanki sana."
Geçen okul bahçesinde Ryujin'e, Hoseok'tan uzak durmasını söyleyen esmer kızla oda arkadaşıydım. O kadar kişi arasından onunla aynı otel odasını paylaşmam biraz fazla tesadüftü fakat beni rahatsız etmediği sürece çok umrumda değildi. Çantalarımı dolaba bıraktıktan sonra kıyafetlerimi elime aldım. "İki gün boyunca benimle iyi anlaşsan iyi edersin."
Onun bir şey demesine izin vermeden banyoya girdim. Altıma kısa kot şortumu, üzerime ise beyaz bol tişörtümü giyerek saçlarımı yukarıdan bağladım. Dışarısı sıcak olduğu için ve hassas bir tene sahip olduğum için güneş kremini kollarıma ve yüzüme sürdüm. Küçük halka küpelerime gülerek bakarken, banyodan çıkarak odaya girdim. Kız aynanın karşısına geçmiş saçlarını örüyordu. Umursamaz bir tavırla sordum.
"Adın ne?"
Saçlarındaki eli duraksadığında bana döndü. "Yuju." Kaşlarımı kaldırarak kafamı salladım. "Pekâlâ Yuju. Ben çıkıyorum. Hocaların azarlamasını istemiyorsan sen de acele edersin." Telefonumu cebime koyarak kapıya ilerlediğim esnada bana seslendi. "Lisa?"
Durarak ona baktım. "Beklesene beni de. Birlikte çıkalım." Böyle bir şey demesini beklemediğim için birkaç saniye şaşırsam da kafamı salladım. Neden onu doğru düzgün tanımadığım halde kabul etmiştim bilmiyordum fakat tek gitmekten iyiydi. Ördüğü saçlarını geriye atarak ayağa kalktı. Birlikte odadan çıktığımızda kapıyı kilitlemiştim. Eşyalarımı çaldırmaya niyetim yoktu.
Telefonum çaldığında arayan kişi Hoseok'tu. Yoongi ve o beraber aynı odada kalacaklardı. "Hoseok?" Söylediğim kelimeyle Yuju'nun bakışları bana dönmüştü.
"Yolda uyuyakaldığı için Taehyung'la flört edemeyip etrafı izleyemeyen, ayrıca yabancı ellerin odasına düşüp bizden uzakta kalan zavallı Lisa ile mi görüşüyorum?"
İnanmazca kafamı iki yana salladım. "Hayır, daha fazla beni sinirlendirirsen kafa göz sana dalacak olan Lisa ile görüşüyorsun."
Arkadan Yoongi'nin ve Jimin'in gülüşünü duydum. Jimin'de yanlarındaydı. Öyleyse Taehyung... Dediklerini duymuş muydu?
"Otelin girişindeki kafeterya yerinde toplandık. Çabuk gel." Telefonu yüzüme kapattığında, içimden ona birkaç küfür ettim. Yuju ise bendeki bakışlarını önüne çevirmişti. Girişe indiğimizde onları görebilmiştim. Tahmin ettiğim gibi Taehyung'da yanlarındaydı... Hatta oldukları yerde sadece bizim sınıf vardı. Yuju konuştu. "Bizim sınıf şu tarafta, farklı takılacaklar sanırım." Buna üzülmüş gibiydi.
"Görüşürüz." Dediğimde yanımdan ayrıldı. Bizimkilerin yanına yürürken, Hoseok beni fark ederek eliyle beni işaret etmişti. Onun sayesinde hepsi bana döndüğünde Taehyung ile bakışlarımız buluştu. Sabah gerçekten onunla müzik dinlerken uyuyakalmıştım. Otele geldiğimizde beni yumuşak bir seslenmeyle uyandırmış, daha sonra sersem halimi gülümseyerek izlemişti. Zaten daha sonra odalarımıza çıkmıştık ve kısa bir duş alıp dinlenmiştim.
"Biz de gidiyorduk ya." Hoseok gülerek elini omzuma koyup beni kendine çekti. Bu sayede Taehyung ile bakışlarımız ayrılırken onun bize baktığını hissediyordum.
"Müzeyi gezecekmişiz." Yoongi huysuz bir sesle konuştuğunda yüzümü buruşturdum. "Müze mi?"
Jimin konuştu. "Biz müze gezmek için mi geziye geldik anasını satayım."
Hoseok gözlerini devirdi. "Sahil kenarında kumların üzerinde falan mı gezeceğinizi düşünüyordunuz? Yazık size."
"Evet! Toplanın buraya yoklama alacağım." Bizim grubun öğretmeni bağırarak öğrencileri etrafına toplarken, oraya doğru ilerledik. O sırada Taehyung'a doğru yaklaştım. "Nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lie to me
Fanfictionbilinmeyen numara: sevmediğini biliyorum ama eğer beni sevip sevmediğini sorarsam umarım bana yalan söylersin. (görüldü ✅✅) Kim Taehyung | Lalisa Manoban