11.BÖLÜM - AY CADILARI

1.2K 117 67
                                    

"Peki, şimdi ne olacak?" diye sordu Pitsy şaşkınlıkla. Sevgilisiyle görüşmesi neredeyse basılmalarıyla yarıda kesilmişti. Hemen yatağa gitmek istemeyen deli dolu arkadaşımız da içeriye sızıp bize kız kardeşlikler partisinde katılmıştı. Mozolede olan ürpertici olayı yeni yeni değerlendirmeye başlamıştık. Bu konuda Pitsy'nin dışarıda kalmamasına içten içe sevinmiştim.

Sarhoş olma konusundaki kararlılığım devam ediyordu. Kadehimdeki şarabı dudaklarımdan aşağıya yuvarladım ve "Bilmiyorum. Neden kimse yeterince açıklayıcı konuşmuyor, gerçekten anlamıyorum. İnsanların yaşlanınca sıkıcı bulmacalara ilgi duyması gibi ruhani etkileşimden geçenler de bilmece gibi konuşmaya başlıyor sanki," diye sitem ettim. Bahsi geçen konular bu kadar önemli ve hayatiyken lafı dolandırmanın sırası mıydı bu?

"Aslında bayağı bir net konuştular," dedi Serene her zamanki sükûnetiyle. "Parçalara bölerek açıkladılar üstelik: bir uyarı, bir gerçek, bir de öneri..." Sonra gözleri salonun orta yerinde bizim gibi yere yayılmış sohbet ya da dans eden kızlara kaydı ve donuklaşıp oraya kitlendi.

"Ama söylenilenlerin hiçbir mantığı yok Serene. Nasıl mümkün olabilir bu? Nasıl hatırlamadığım bir anlaşma yapmış olabilirim?" Sıkkınlıkla ellerimi başımın arasına aldım.

Pitsy atıştırmalıkları boğazına tıkmaktan fırsat bulabildiği ilk anda fikir yürüttü. "Belki anlaşma sen çocukken başkasının refakat etmesiyle yapılmıştı. O yüzden hatırlamıyor olabilirsin."

"Ya da anlaşmayı yapıp hafızanı sildiler," diye ekledi Freya.

Normalde olsa içi içine sığmadan hareket eden Fiona hiç fark ettirmeden yanımıza gelmişti ve elini omzuma koyup yanıma çömelirken iki teoriyi de çürütmüştü. "Anlaşmaların belli başlı kuralları var: Bir anlaşmayı başkası senin adına yapamaz. Anlaşmayı aklın erdiğinde sadece kendin yapabilirsin. En önemlisi de eğer bir anlaşma mührü varsa o anılar asla tam anlamıyla silinemez. Anlaşma büyüsü hafıza silme büyüsünden çok çok daha güçlüdür."

"Gelir gelmez yardımcı olmaya başladın Fiona," diyerek omzumdakini elini sıktım minnetle.

"Mesajını alır almaz geldim. Ufak bir araştırma da yaptım, anlamışsınızdır." Çantasından cildi yıpranmış bir kitap çıkardı. Herkes suskunlaşıp başlığını okumaya çalıştı: Büyülü Anlaşmalar ve Tüm İncelikleri.

Fiona kitabı kucağında açıp bir bölümü işaret etti. "Burada Akordiov büyüsünün geliştirilmesinden önce de sonra da aynı esasların yer aldığı yazıyor. Bu anlaşmayı sen yaptın, erginlik durumun düşünülürse muhtemelen de yakın bir zaman içerisinde. Düşünmeye çalış, yakın zamanda anlaşmaya yakın neler yapmış olabilirsin?"

İç geçirdim. Saymaya nereden başlasaydım? Saralondé'yi sahiplenmem olabilirdi, onun gücü daha kadim yerlerden geliyordu. Ya da Yeraltı Leydisi Calypso'yla yaptığım ufak anlaşma sandığım kadar ufak değildi. Ancak içime sinmeyen bir şeyler vardı. Ruhlar oldukça netti. Titaniçe'yle yaptığım anlaşmadan bile güçlüyse bu öyle sıradan biriyle yapmış olabileceğim türde bir anlaşma değildi. Başımı iki yana salladım. "Bilmiyorum Fiona... Gerçekten bilmiyorum."

Fiona uzun uzun gözlerime bakıp, nefesini topladı ve pozitif enerjisiyle durumu olduğundan az kötü göstermeye çalıştı. "Neyse, devam edelim. Belki ruhların diğer söylediklerine odaklanırsan bunun da gizemini çözmüş oluruz."

Başımla onayladım. "Gerçeğin üstünde çok durmamıza gerek yok sanırım. Bu anlaşma gizemini çözersem onun da açığa çıkması bekleniyor."

"Evet, doğru," dedi Freya. "Gerçekte ne olduğunu, dedi. Ama anlamıyorum, bu bir cadı değilsin demek mi? Eğer öyleyse neden hâlâ buradasın?"

Deniz Kızı Ağladığında - KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin