14. BÖLÜM - CANAVARLAR

3.3K 147 204
                                    

Sonrasında ne mi oldu? Devam ettik. Hayatımıza, içinde olduğumuz bu yoğun tempoya boyun eğerek gün gün ilerledik. Oryantasyon haftası ikinci sınıf cadılar için kardeşlikler demekti. Ancak seçilmeyen bunca öğrenci varken bir kayıp değildi. Hiçbir şey değişmemişti. Sabahları arkadaşlarımla zaman geçiriyor, İan'la ilişkimize kaldığımız yerden devam ediyor, yeni ders haftasını sağ salim atlatmaya çalışıyor ve bir yandan da Kızıl Cadı ve Gece Cadısı olarak görevlerimi yerine getiriyordum.

Dövüş çukurunda olanları düşünecek bile zaman bırakmamıştım kendime. Geçen yıl buna benzer bir olayı yaşadığımda adalete olan inancımı yitirmiş, depresyonun karanlık dehlizlerine çekilip uzun bir süre gün yüzü görememiştim. Bu sefer o kadar sarsılmamıştım. Artık adaletin kendin yaratmadığın sürece asla olmayacağını biliyordum. Bunun için doğru anı kollasam da kendimi yiyip bitirecek değildim.

Okulun ilk haftası biz ikinci sınıf cadılar için beş temel cadı gücüne ait dersler seçebilmek için test edilme zamanıydı. Zaten belli olan sınıflarımızı iyice netleştiren formaliteden bir sınavla birlikte derslerimizin hatırı sayılır bir yüzdesini ayrılarak almaya başlamıştık. Her cadı türünün odaklanması gereken farklı büyü disiplinleri ve teorik eğitimler vardı. Ben hâlâ değişken cadı olduğum saklandığı için Gorria dersleri almak zorunda kalmıştım. Fakat tüm eğitimimi sırtlanamayacağını düşünen Profesör İliza Bloodstone ikinci öğrenimde İluna seçmeli derslerini almamı da sağladı.

Vhartlox Cadı Akademisi ilginç bir şekilde ikinci öğrenimi olan bir okuldu. Geceleri, ritüel dersleri hariç tüm sınıflar boşken öğrenciler arasına katılması mümkün olmayan büyülü varlıklar gelip ders alıyordu. Dersliklerde sabahları anlatılan dersler sanki videoya kaydedilmiş gibi tekrar oynatılıyordu. Silikleşip holograma benzemiş sınıfın öğrencileri ve hocasıyla birlikte oturulup ders işleniyordu. Tabii kalkıp sorunu sorma gibi bir şans yoktu, sonuçta geçmişteki bir anı yeniden yaşıyorduk. Ama dinleyerek ve izleyerek de çoğu ders yeterince iyi anlaşılıyordu.

Fiona bana aldığım İluna derslerinin çoğunda eşlik ediyordu. "Bilgilerimi taze tutmak için bundan iyi fırsat olamaz," dese de asıl derdinin beni yalnız bırakmamak olduğunu biliyordum. Morgana ve Remedy ile yaşananlardan haberi olduktan sonra kendince böyle asli bir görev üstlenmişti. Ancak böyle yaparak yine kendi eğitimini ve önceliklerini aksatmasından çekiniyordum. Neyse ki Shu Ling yakında okula varmış olacak ve buna gerek kalmayacaktı.

Derste Fiona ve benim dışımda bir ikinci öğrenim öğrencisi daha vardı. Hayatımda gördüğüm en garip varlıklardan birisiydi. Sınıfa girdiğimde asma tavandaki kirişlere bacaklarıyla tutunup kendini aşağı sarkıtmış, kocaman bir çubuklu şekerlemeyi kemiriyordu. Bizi görünce sevinmiş ve adeta camsı şekerlerin dokusuna benzeyen teni ışıldamıştı. Ağzını açtığında 32 diş gülümsemesiyle dişlerindeki tüm çürükler gözler önüne serilmişti.

Ona Şeker Cadısı Penpe diyorlardı. Oysa Fiona'nın anlattığına göre cadıyla alakası yoktu. Penelope 1982 yılında Vhartlox'ta okuyan bir cadı kızdı. Şeker Cadısı olması için, gerçekleştirdiği hatalı bir ritüel sonucunda şapka ciniyle aynı vücudu paylaşmaya başlaması gerekmişti. Bu birleşim aynı zamanda zihinlerinde ve güçlerinde de gerçekleşmişti. Penelope hece düşmesine uğrayarak Penpe olmuştu. Ancak büyüsü o kadar kontrolden çıkmıştı ki bir türlü mezun olamıyordu. Cadılardan hiç kimse de ne olduğunu bile anlayamadıkları bu varlığa diploma vermeye istekli değildi. Onun yerine okutuyorlardı. Asla bitmeyecek bir eğitim veriyorlardı.

Garip bir şekilde Şeker Cadısı Penpe hiçbir dersi kaçırmıyordu.

Ertesi sabah yine kızlarla kahvaltı yaparken bir yandan da o günkü derslerimizi masaya yatırıp ortak dersimiz var mı diye bakıyorduk. Pitsy reçelli parmağını heyecanla haftalık programımın üstüne bastırdı. "İşte bu! Cadılar ve Diğer Türler Arası Bürokrasi, ortak dersimiz var. Hem de şimdi."

Deniz Kızı Ağladığında - KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin