HENÜZ ZAMAN DİYE BİR ŞEY YOKKEN

6.1K 290 46
                                    

Not: Şimdi kitabın üslubuna ait olmasa da kurguyu besleyecek ikinci bir hikaye okuyacaksınız. Bu Tethys'in ve şarkısının hikayesi. Mitolojiyi okuduğumuz ozanların destansı üslubuyla yazılmış, çoğu ezoterik ve gerçek mitolojiden kökenli olsa da benim yorumlayıp kurguya uydurduğum bilgiler bunlar. O nedenle okuyup doğruluğuna itimat etmeyiniz.

Geçmişte, varlık yeni vücut bulurken bir hikâye anlatılır,
Cennetin yemyeşil ovalarında.
İki kardeşin, iki aşığın kattığı değer övülür durur
Evrene, Dünya'ya, Saatlerin ve Yücelerin düzenine.

Bir şarkı; duyanın zihnini dağıtan
Silik notaları arasında sonsuz bir acı barındıran.
Ne tatlı dilli Musa'ları dillendirir o dizeleri,
Gencecik kızları Tanrı kral Zeus'un,
Ne bronz liri ve ipek sesiyle şarkıcı Apollo.
O'nun boğazına bağlıdır melodilerin ahengi,
Sesiyle akılları baştan alır Sevimli Tethys.

Yaklaş, kulak aç hikâyeme, bir şarkının hikâyesine...
Yıldızların Yangını denir ona, oysa yakar yıldızdan beter,
Acısı Titaniçe'nin. Kaybolan umutlarının...

Gaia, kökeni tüm tanrısal yaratılışların, Ana Toprak,
Buluştu Cennet'le, girdi kocası Uranos'un yıldızlı yatağına
Ve göklerden peydahladı Titanları ve Titaniçeleri,
Onlar ki hükmedecekti yeryüzüne, ve cennete, ve cehnneme!
Gaia ne yarattıysa şimdi, şekillendirecekti çocukları,
Böyle doğdu işte varlığın ezeli büyüsü;
İlk önce Tethys düştü toprağa, Pontus'un ekinsiz denizlerine,
Ateştendir o su, sulamaz da kavurur dururdu Yer'i,
Sevimli Tethys İlk Su oldu bu bakmak nedir bilmeyen Toprak'a,
Suladı, söndürdü acısını, yeşertmek için yıkadı zehri,
Sonra doğdu kardeşi ve kocası Okeanos,
Engin bir adam ki bebeklikten yaşlıdır,
Doldurdu ateşten denizleri okyanuslarla,
Tuzludur bu su hala, pek bir farkı yoktur Pontus'tan.

Bekledi diğer evlatlar doğmadan, bekledi Dünya,
Okyanusların beyi ve hanımının kutsal birlikteliğini.
Sevimli Tethys, bulutlara bezeli, Ezeli suyun Tanrıçası,
Gaia'dan olma ilk Titan evlat bilir yazgısını:
Annedir O, rahim değil, bakan eldir, akça pakça Tethys.
Cennetten kopmuş gibidir alnından fışkıran kar beyazı kanatlarla,
Ve körpe genç bedeniyle, gelini yaşlı kardeşinin.
Sularla dolu bir düğün kameriyesinde evlendi bereketli bakire.
Yalazlı bir birlikteliğe adım attı,
Serin kolları arasına aldı sıcak damadı.

O'ndandır Yer'deki ve Gök'teki sular da,
O'nun şefkatli elleri ve bereketli analığındandır.
Her gece girdi kocasının koynuna, Okyanus'un yatağına,
Bu öksüz Toprak'a bakmak için, sarmaşıp dolanıp,
Doğurdu her gün birer dere, nehir, ırmak.
3000 kız evlat verdi Tethys Okeanos'a.
Nimfa olarak anılır bu tanrısal oynak kızlar.

Kuyruğu binlerce pula bezenmiş Okeanos'un aksine,
Bir çift ayağı vardı Tethys'in.
Konaklardı, suyun altında değil Yer'in üstünde.
Yukarıdaki bulutlar, devinen dere yataklarıydı O'nun evi.
Ancak kocası Okeanos dayanamadı karısının hasretine,
Yetmiyordu geceleri suyun göğü öptüğü yerde buluşmaları.
Tethys'e bir kuyruk teklif etti, pirinç tanelerinden,
Ulu bir kuyruk ki tüm tatlı suların maviliğiyle parlayan,
Balıklarda değil kadim ejderlerde görülecek türden.
Açtı kollarını, çağırdı O'nu kucağına,
Ayırdı Sevimli Tethys'i sevdiklerinden,
O'nu ikna etmek için Dünya'nın sonundaki konağında yaşamaya,
Yalvardı adeta bu cennetsi kadına.

Ve Okeanos, gelini Tethys'in yanında

Boğazındaki tüm çeşmelerle dillendirdi şarkısını:

Gecenin içinde kanayan bir yıldız kayıyor şafağa,
Tutun ona; iç arkasında bıraktığı kızıl izi.
Kapıl bana, birlikte kovalayalım ölümü.
Uzatma sevgilim; gir kollarıma.
Gömebilirsin kızarmış yüzünü göğsüme.
Seni nefesim yaparım, taze ot kokuları olursun bugün de.

Deniz Kızı Ağladığında - KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin