"Sakın bir yere ayrılmayın, tamam mı oğlum? Ben amcamların yanına gidiyorum."
Babamın bilmem kaçıncı uyarısına göz devirdim. Git kardeşim! Git!
"Tamam dedim ya, baba. Şu gerizekalı da bana emanet merak etme."
Kaşlarını kaldırdı ve hafifçe sırıttı. "Zaten o yüzden endişe ediyorum ya, oğlum."
Göz devirdim. "Bak açtırma ağzımı, ararım annemi 'anne babam buradaki kızlara asılıyor' derim. Artık gerisini sen düşün. Tavşanlı katil fantazisi uygular üstünde."
Yüzünü ekşiltti. "Utanmıyor musun babanı tehdit etmeye?"
Başımı iki yana salladım. "Niye utanayım? Açık açık başına gelecekleri anlatıyorum ki, az götün tutuşsun."
Biliyorum mükemmelim.
Babam göz devirdi. "Tamam lan, kalın burada. Kız kardeşine sahip çık, uslu uslu oturun sakın bir şey yapayım deme, Jeongsan!"
Dedi ve Yoora'yı yanağından öpüp bana da dil çıkardı. Bende karşılığında gülümseyip orta parmağımı yaladım ve ona gösterdim.
Babam gidince bakışlarım yanımdaki zilliye döndü. "Ne yapalım annem ve babamın hatası?"
Dudağını 'bilmiyorum' anlamında büzdü ve suratıma baktı. Şu an da ikimizde şirkette babamın odasında oturuyorduk. Tabii ben patron koltuğunda oturmuş bacak bacak üst üste atmıştım. Yoora da tam karşımda oturmuştu.
İkimiz de öylece otururken aniden aklıma gelen şeytani fikirle sırıttım. Azıcık eğlenceden kimseye zarar gelmezdi değil mi?
Masadaki telefonumu açtım ve anneme mesaj atmaya başladım.
Siz:
Kraliçem?Kraliçem:
Efendim prensim?Siz:
Nerdesin?Kraliçem:
Yoldayım geliyorum, bir şey mi oldu?
Siz:
Hiç sadece...Kraliçem:
Sadece, ne?
Siz:
Babam buradaki kızlara asılıyor...
(Görüldü✔✔)Siz:
Kraliçem, orada mısın?Kraliçem:
Bekle geliyorum!!Siz:
Peki..Sırıtarak telefonu masaya bıraktım ve Yoora'ya baktım. "Birazdan parti başlıyor, abisinin sümüklü peçetesi."
O hala bana anlamaz bir şekilde bakarken göz devirip başımı iki yana salladım. Bu kız beni hiç bir zaman anlamayacaktı. Aklıma yine oluşturduğum kaos gelince sırıtmaya başladım.