"Oğlum bir gün yerinde dur, yemin ederim ki şirketi üzerine yapacağım."
Göz devirdim. "Baba yıllardır aynı şeyi duyuyorum senden. Ama hala şirket benim değil."
Babam derin bir nefes alıp bana baktı. "Oğlum, aslanım, birtanem, yakışıklım, sen hangi gün yerinde durdun ki ben şirketi üzerine yapmadım."
Öhöm! Şimdi haklıydı, ama benim suçum değildi! O çocuk da hem Haneul'a hem de Yoora'ya asılmasaydı. Ben suçsuzum.
"Neden çocuğu dövdüğünü öğrenebilir miyim aslanım?"
Şirince gülümsedim. "Kız kardeşime ve sevdiğim kıza asıldı dad. Ne yapsaydım seni gibi öldürse miydim?"
Gözlerini kıstı. "Benim gibi derken?"
Sırıttım ve oturduğum koltuğa iyice yaslandım. "Hadi ama dad, ikimizde biliyoruz annem için yaptıklarını."
Göz devirdi kendini yanıma attı. "Ne yapayım, çok aşığım annene."
Güldüm ve babama doğru döndüm. "Aşkınızın meyvesi olarak da beni yaptınız dimi?"
O da benim gibi güldü ve bana döndü. "Yoora da var?"
Göz devirdim. "Ha şu sidikli."
Kaşlarını çattı. "Kardeşine sidikli deme Jeongsan."
Tam bir şey söyleyeceğim sırada yukardan annemin çığlığını duymamla babama baktım. Babam hızla ayağa kalkarken bende onunla beraber kalktım.
"Baba, annem neden çığlık atıyor?"
Babam göz devirdi. "Oğlum düzgün söylesene şu kelimeyi!"
Güldüm. "Tamam da, annem neden çığlık atıyor?"
Başını iki yana sallayıp korku ile bana baktı. "Bilmiyorum."
Babam hızla merdivenlerden çıkıp odaya doğru koşmaya başladı. 'Hadi Jeongsan tabana kuvvet!' Dedim ve benden arkasından uçtum.
Odaya geldiğimde annemin mutluluktan gözlerinin dolduğunu gmrüdm. Babam ise anlamamışca anneme bakıyordu. Bakışlarım Yoora'ya döndüğünde bana umutsuzca bakıyordu.
Dayanamadım ve anneme baktım. "Mom, noluyor? Neden çığlık atıyordun?"
Annemin gülümsemesi iyice büyüdü ve babam ve bana baktı. "Hazır mısınız?"
"Hazırız, gönder gelsin." dedik aynı anda.
"Hamileyim."