"Bak yemin ederim, babam falan demem. Salarım bahçe köpeği üstüne. Bıraksana şunu be adam!"
Göz devirdim. Bir şey yok ya, kocam ve oğlum günlük kavgalarını yapıyorlar.
"Jeongsan, bırak şunu oğlum, o kız senden yaşça büyük. Ne azgın çıktın sende be!" dedi Jungkook.
İma dolu bir ses tonuyla konuştum. "Acaba kime çekti?"
İkisinin de bakışları bana döndüğünde Jungkook gözlerini kısarak bana bakıyordu. Jeongsan ise bu durumdan yararlanıp Jungkook'un elini ısırıp kaçtı.
Jungkook şokla bakakalırken dayanamayıp gülmeye başladım. Daha vereceğimiz davet başlamıştı. Jeongsan da kendinden yaşça büyük bir kıza sulanınca yarım saattir Jungkook'la kavga ediyorlardı.
Birden içeri Taehyung'un girmesi ile göz devirdim. Ne olduysa bu herif yüzünden olmuştu zaten, Jeongsan'ı sürekli onunla bıraktığımız için iyice ona benzemişti.
"Evet! Jeon ailesi! Sevgili kardeşim Jungkook, sevgili sarışın ama aslından saçları siyah olan yengeciğim Lalisa, prenses Yoora, şerefsiz- şey yani prens Jeongsan."
Jungkook göz devirdi. "Kısacası, Jeon ailesi deseydin hepimiz bakardık zaten. Tüm sülaleyi saymana gerek yoktu, Hyung."
"Nolmuş yani, neyse hadi davetliler geldi. İnelim aşağı."
Hepimiz Taehyung'u onaylayıp odadan çıktık. Yoora, önden gidip Taehyung'un kucağına atladığında bende Jungkook'un koluna girdim.
"Kook, Jeongsan yok?" dedim tereddütle.
"Endişelenme hayatım. Çıkar bir yerden, en kötü bu yaşta torun sahibi oluruz. Bu konu da Jeongsan'a olan güvenim tam benim."
Gözlerimi kocaman açtım ve Jungkook'a baktım. Ne diyordu bu deli? "Sen iyi misin? Ne torunu ya, saçmalama!"
Sırıttı. "Yapar mı? Yapar. Şimdi şurdan bir yerden çıksa, 'baba ben kızın birini hamile bıraktım' dese. İnanırım."
Yok artık! İyice kafayı yedi bu herif!
"Saçmalamayı kes ve yürü!"
Beni onaylayıp yürümeye devam etti. Alt kata indiğimizde çoğu iş adamları ve eşleri buradaydı. Yoora, Taehyung ile gidince ben ve Jungkook da gelen misafirlere selam veriyorduk.
Birden yanımıza Jeongsan gelince nefes nefese kalmıştı. "A-anne, Taehyung amcam nerde?"
Kaşlarımı çattım. "En son Yoora beraberdi. Sen ne yapacaksın amcanı?"
Kesin bir haltlar karıştırıyordu!
Hızla başını iki yana salladı. "Hiç, sadece bir şey soracaktım."
Başımı sallayıp misafirlere geri döndüğümde Jeongsan da gitmişti. Umarım yine bir şeylerin peşinde değildir.
💙
"Yemin ederim kaşınıyorsun, baba!"
"Lan bırak şunu! Senin yaşına göre bir şey değil bu!"