"Resmen delilik. Buna kalkıştığımıza inanamıyorum." dedi Donghyuck bir yandan bir numarayı tuşlayıp diğer yandan Jaemin'in uzun adımlarına ayak uydurmaya çalışırken. Şimdi konu Jaemin'in adına rol seçmekten, düzenlemekten ve yönlendirmekten daha az sıkıcı olunca Donghyuck'un aslında biraz menajerlik yeteneneği olduğu ortaya çıkmıştı. Kim tahmin edebilirdi?
Jaemin dudaklarını ısırdı. Fikir güzel bir gece uykusunun ardından kulağına önceki kadar parlak gelmiyordu ama artık geri dönüşü yoktu. Omuz silkerek geçiştirmeye çalıştı. "Biliyorum."
"Bakın ne diyeceğim, bence dahiyane bir fikir." dedi Renjun diğer yanından. Jaemin'in adımları bu sözlerle tekledi ama hızla kendini toplayıp binaya doğru uzun adımlarla ilerlemeye devam etti.
"Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?" Dalga geçip geçmediğinden emin olamayıp göz ucuyla Renjun'un tepkisine baktı.
Renjun şüpheyle kaşını kaldırdı, Jaemin'in taktığı maskenin altında gizlenen gerçek hislerini görebiliyordu. Jaemin ne kadar iyi bir oyuncu olursa olsun, Renjun sadece göz kırpmasından bile onu açık bir kitap gibi okuyabilirdi ve ne düşündüğünü bilirdi. Jaemin, aralarında bu telepatik bağlantının nasıl kurulduğundan emin değildi, belki de hayatlarındaki ortak yük olan Donghyuck yüzündendi. Ya da belki Renjun duygulara son derece bağlı biriyken, Jaemin de duyguları kucaklayan ve kendini hislerini yaşamakta özgür kılan biri olduğu içindi – bu kadar kolaydı. Bu yüzden her şeyi çözmüş, tek bir fikir için her şeyiyle kumar oynamıyormuş gibi davranmaya çabalamadı.
"Evet, o kadar aptalca bir fikir ki dahiyane sayılabilir." Renjun Jaemin'in yüzündeki dehşet ifadesine güldü. Ellerini cebine soktu ve dudaklarında mahçup bir gülümseme belirdi, Jaemin'e göre daha küçük bedeniyle onun uzun adımlarına ayak uydurdu. Jaemin, Renjun'un 18 yaşındayken test sonuçları açıklandıktan sonra Donghyuck'la buluşmak için sınırı geçtiği zamanı, onu genç ve çocuksu gösteren düzensiz dişlerini anımsadı. Renjun devam etti, "İşe yarayabilir, bir kere başka kimse senin gibi kendi başına böyle bir şeyi çözecek kadar cesaretli bir aptal değildir. O yüzden sırrın güvende olacak."
Yine aniden gelen bir nostalji hissiyle Jaemin 18 yaşındaki küçük ve utangaç Renjun'un Korece ile mücadele edişini hatırladı ve birden o zamanları özledi. Renjun şimdi akıcı bir şekilde konuşuyordu, onları akıcı bir şekilde azarlıyordu ve utangaçlığı tamamen ortadan kalkmıştı. Jaemin o eski zamanları özlemiyormuş gibi davranmak istemedi.
Yüksek sesle sızlandı.
"Planı açıklarken iki kez aptal dedin. İyi bir fikir olduğuna cidden emin misin?"
"Verdiğin kararı sorgulama. Havalı olmuyor." dedi Renjun gözleri neşeyle parlayarak. "Ve aptallardan bir tanesi seni tanımlamak içindi."
"Teşekkürler. Şimdi çok daha iyi hissediyorum sayende." Jaemin homurdanıp Renjun'un geride bırakmak için adımlarını daha da hızlandırdı. Donghyuck onlara yetişmeye çalışmayı uzun zaman önce bırakmıştı, arabanın anahtarları zaten ondaydı o yüzden sakince diğer ikisinin birbirleriyle yarış etmesini izliyordu.
"Aptallık derecesinde kendinden emin davranıyorsun." Renjun yorgun bir şekilde iç çekti ve öne geçmesini engellemek için Jaemin'in tişörtünün yakasına tutundu. "Ve biliyorum ki sen böyle bir şeyi aklına koyduğunda, her şey bir şekilde senin istediğin gibi ilerliyor. İyi şans mıknatısı gibisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Running In Circles | nomin
FanfictionJaemin test sonuçlarına baktı. Derin bir nefes aldı ve kağıtları sakince masanın üstüne koyup ileri itti. Bakışlarını karşısında oturan doktora çevirdi. "Bu sonuçlar doğru mu gerçekten?" kağıdın üzerinde yazan numaraya bakarak sesli bir şekilde düşü...