"Oldukça şirin birisin, Jeno Lee." Jaemin, Jeno'nun tatlısını mideye indirmesini izlerken birdenbire konuştu. Jeno çatalı ağzına götürürken yarı yolda durdu ve gözlerini kısıp Jaemin'e baktı, ardından da etrafa bakındı. "Kamera falan yok. Şaşırdım sadece. Senin sert bir çocuk olduğunu düşünmüştüm."
Jeno tekrar gözlerini kıstı. "Ee, şimdi benim de sana iltifat etmem gerekiyor mu? Pek içimden gelmiyor da."
"Sen bu kadar şüpheci olmadan sana iltifat edemeyecek miyim ben? Şirinsin dedim altı üstü, adına aşk şarkıları yazmadım."
"Neyim şirin? Yemek yiyorum sadece."
Jaemin çenesini avuç içinde dinlendirdi. Yorgun bir edayla içini çekerken fazla dramatik davrandığının farkındaydı, ama dramatiklik konusunda doğal bir yeteneği vardı.
"Sadece iltifatı kabul edip yemeğe devam etsen ölür müsün?"
"Senden gelince şüpheli duruyor, ne yapayım?" Jeno sanki her an atağa geçebilirmiş gibi kendisini izledi. Jaemin saatine göz attı – paparazi neden gecikmişti? Oysa burada olmaları için Donghyuck'un onlara tüyo vermesini de sağlamıştı.
Jaemin sandalyede arkasına yaslandı, elinde bir şarap kadehi tutuyordu. İştahı yoktu. Yaklaşan sahte şov için fazla heyacanlıydı, devasa planının başlangıcı için fazla heyecanlıydı, düşünceyi sonunda eyleme dökecekleri için fazla heyecanlıydı... Ne yapması gerektiğini biliyordu – ama Jeno da kendi rolünü mükemmel bir şekilde oynayacak mıydı? Başarıya ulaşmada ikisine de görev düşüyordu.
"Sen– sen de şirinsin. Burnunu büzdüğünde, öhm, şirin oluyor."
"Ne kadar da baştan çıkartıcısın, Jeno Lee." Jaemin övgülerden etkilenmemiş bir halde içeceğine doğru kıkırdadı. "Eminim kızlar da erkekler de ağzından çıkan her bir söze düşüyorlardır."
Jeno ters bir bakış attı ve Jaemin kıs kıs güldü. "Benimle alay etmeyi kes."
"Böyle gıcık olmaya devam edersen kesemem."
Jeno, şaşırtıcı bir şekilde etrafında olması keyifli birisiydi. Konuşkan değildi, gece boyunca Jaemin konuşmuştu ama iyi bir dinleyiciydi ve gerektiğinde yorum da yapıyordu. Biraz mesafeli gibiydi ve tuhaftı, ama garson her yemek getirdiğinde Jaemin'in elini tutmasına irkilip elini geri çekmemek için epey bir çaba sarf ediyordu. Başlarda Jaemin'e bir cümleden fazla bir şey söylemeye isteksizdi ama Jaemin kartlarını iyi oynuyor ve bazen Jeno'nun yüzünde bir gülümseme belirmesini -ki bunun Jeno'ya oldukça yakışan bir yüz ifadesi olduğu kanaatine varmıştı- ve onun canlanmasını sağlayan konular açıyordu. Ek olarak, Jeno'nun kendisine yemek sunan birine anında kanının ısındığı farketti.
"İstersen bir şeyler daha sipariş edebilirsin." dedi Jaemin şarabından bir yudum alarak. Jeno üç servislik bir yemek yemişti ama Jaemin hala göz ucuyla menüye baktığını görebiliyordu.
Jeno kızardı ve menüyü uzağa itti. "Hayır teşekkürler, doydum. Yemek için teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Running In Circles | nomin
FanfictionJaemin test sonuçlarına baktı. Derin bir nefes aldı ve kağıtları sakince masanın üstüne koyup ileri itti. Bakışlarını karşısında oturan doktora çevirdi. "Bu sonuçlar doğru mu gerçekten?" kağıdın üzerinde yazan numaraya bakarak sesli bir şekilde düşü...