"Ne demek ruh eşi yüzdem 45'in altındaysa burs programından atılıyorum?" Jeno neredeyse cırladı. Sesini kısık tutmaya çalıştı ama bu önemli bir konuydu – hayatının ya hep ya hiç anıydı. Eğer burs alamazsa bölümünü bitiremezdi, ve kendi alanında çalışamazdı, ve sonsuza kadar mutlu yaşayamazdı, ve hayatı mahvolurdu. Gece gündüz demeden, bazen uykusuzluktan neredeyse ağlayarak, tükettiği aşırı miktarda kafein yüzünden kalbi deli gibi atarken durmadan ders çalışmıştı. Mükemmel notlar alabilsin diye, bu an için GANO'sunu yüksek tutmak uğruna sosyal hayatını feda etmişti. Ve şimdi bir krizle karşı karşıyaydı.
"Jeno, üzgünüm. Kurallar böyle." Bölüm başkanı özür diledi ama ifadesinde herhangi bir pişmanlık yoktu. Potansiyelini gördüğü için kendisine zaman zaman yardım ettiğinden bölüm başkanını severdi. Ama şimdi, Jeno'ya gözlerinde hiç samimiyet olmadan bakıyordu, sanki Jeno önemsiz, rahatsız edici öğrencilerden biriymiş gibi.
Jeno'nun gözleri elindeki kağıda kaydı – ince el yazısı ile düzgünce doldurulmuş burs formu ve üzerinde reddedildiğini belirten büyük kırmızı bir damga. Sebebi kağıdın altında belirtilmişti: düşük yüzdelik. Kelimeler rahatsız edici bir şekilde midesine oturdu ve beyni hiç yardımcı olmayarak Jaemin Na'nın yüzünün görüntüsünü zihninde canlandırdı. Jeno görüntüden kurtulmak için yorgun gözlerini ovuşturdu.
"Bursun uygun bir eşim olup olmadığıyla ne alası var?"
Bayan Shin sandalyesinde geriye yaslanıp gözleriyle Jeno'yu taradı. Dudaklarındaki hafif düşüş ve çatık kaşlarından kadında artan küçümsemeyi görebiliyordu.
"Mutlu bir hayat sürme şansları daha yüksek olan insanlara burs vermek istiyoruz. Ve ruh eşinin bununla çok alakası var." Bir çocuğa anlatır gibi sakince açıkladı. Bu tavrı Jeno'yu rahatsız etti çünkü Profesör Shin danışmanlığını yapmaya başladığı günden beri ona her zaman eşit bir birey gibi davranmıştı. Ve şimdi birden böyle bir tavır takınıyordu.
Yumruğunu sıktığında elindeki kağıt buruştu. Her zamanki sakin tutumunun eridiğini ve yerini yakıcı bir öfkeye bıraktığını hissedebiliyordu. "Bu saçmalığın daniskası resmen."
Bayan Shin Jeno'ya karşı memnunsuzluğunu daha fazla gizlemeye çalışmadı. Değişik bir danışmanlık ve arkadaşlık ilişkisi kurmak için birlikte kahve içmeye gittikleri zamanlar mazide kalmıştı. Artık Jeno'nun tanıdığı, yetenekli öğrencileri kendi elleriyle seçip onlara başarı yolunda rehberlik eden profesör gibi değildi. Sadece bir numara her şeyi değiştirmişti.
"Bay Lee, sizden ofisimi terk etmenizi rica etmek zorundayım." Sesi sert ve keskindi.
Jeno'ya ikinci kez söylenmesine gerek yoktu.
"Seve seve." dedi yakıcı bir sesle. Eşyalarını aldı ve kapıyı sesli bir şekilde çarparak çıktı.
Ruh eşinin varlığının haberini alır almaz burs programına başvurarak biraz aşırı özgüvenli davranmış olabilirdi. Hayatta istediği hiçbir şeye sahip olamayan şanssız bir herif olduğunu hatırlamalıydı. Ama bunun için kimse onu suçlayamazdı, ruh eşi sistemine girebilecek yaşa geldiğinden beri o anın gerçekteşmesi için bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Running In Circles | nomin
FanfictionJaemin test sonuçlarına baktı. Derin bir nefes aldı ve kağıtları sakince masanın üstüne koyup ileri itti. Bakışlarını karşısında oturan doktora çevirdi. "Bu sonuçlar doğru mu gerçekten?" kağıdın üzerinde yazan numaraya bakarak sesli bir şekilde düşü...