Sıkıntıyla nefes veren genç kız bitkin gözleriyle etrafa göz gezdirdi. Bu kocaman mekanda tek dikiş makinesin önünde oturmayan kişi oydu. Durmadan masa da çalışanlara malzeme getirip götürüyor, istenilen içecekleri getiriyor, gelen müşterilerin kaprisli tavırlarına rağmen gülen suratını hiç bozmuyordu. Hiç bu kadar berbat olacağını düşünmemişti. Ama birgün o masaların başında oturabilmek için bu zahmete katlanmalıydı.
"Sakura, hemen buraya gel! İçeriden seni çağırıyorlar!"
Duvara yaslanmış bedeni bir dakika bile dinlenemeden tekrardan harekete geçti. Hızlıca bu kocaman dükkanın arka kısmında kalan üretim yerinden çıktı. Kolidorlar da ilerleyip "Personal harici giremez!" yazısı bulanan kapının içinden çıktı.
Binbir çeşit mükemmel desenli elbiselerle dolu dükkan şıklığı ile karşı karşıya kalmıştı. Başta böyle güzel bir dükkanda staj yapacağı için mutlu olsa da şu an lanet okuyordu. Genç kız asla ama asla dinlenmeye zaman bulamıyordu. Sürekli birileri tarafından çağırılıyordu.
Genç kız kendisini çağıran görevli kadının yanına gittiği gibi kadın ona "Şu kızıl saçlı müşteriyi Nadia'nın yanına götür ve gidene kadar ona eşlik et." dedi ve onu itekledi.
Genç kız gözlerini iyice kısarak bu devasa dükkanın içinde kızıl saçlı birini aramaya başladı. Sonunda arkası dönük kızıl saçlı bir hanımefendiyi gördüğünde hızlıca onu olduğu yere doğru adım atmaya başladı.
"Buyrun, hoşgeldiniz." Sevimli ama samimiyetsiz bir karşılama sundu.
Kızıl saçlı kız gelen ses arkasını dönüp kendisini karşılayan genç kıza doğru döndü.
Genç kız gelen müşteriyi gördüğünde ciddi bir tiksinme duygusu hissetti. Karşıladığı müşteri generalin kızı idi. O gece Sasuke'nin yanında gördüğü kızdı. Genç kız onca insan arasından bu kıza hizmet etmek zorunda mıydım, diye iç geçirdi. Böyle bir tesadüfe lanet okudu.
"Nadia nerede?" Kızıl saçlı kız umursamaz tavırlarıyla gözleri ve elleri elbiselerin üzerinde gezinirken sormuştu. Her müşteri genelde bu tavırda olsa da bu kızıl saçlı kızın böyle yapmasına genç kız ayrı ayar etmişti.
"Beni takip edin lütfen." Bu gıcıklığını hiç dışarıya vurmadan nazikçe onları istediği yere götürmeye başladı. Kendisi yürürken arada kızıl saçlı kızı yoklamak adına arkasına bakıyordu. O an farketmişti ki kızın yanında gri saçlı, maskeli garip bir tip de vardı. Ama bunu pek takmadı.
Kısa bir yürümeden sonra istenilen yere varmıştılar. "Nadia hanım müşteriniz var."
Beyaz bir kabinin içinden çıkan yaşlı hanım, kızıl saçlı kızı görünce gözleri mutlulukla açıldı ve hemen ona sarıldı. Aynı şekilde kızıl saçlı kız da ona. Genç kıza göre samimiyetsiz bir sürü sevgi ve özlem cümleleri döküldükten sonra birbirlerinden ayrılmışlardı. Bu sarıldıkları süre boyunca genç kız her ikisininde boğazına yapışmamak için zor durmuştu.
"Haftaya olan balo da kesinlikle ihtişamlı bir elbise giymeliyim. Annemler artık bir talip bekliyorlar. İyi bir soyadı almalıyım." kızıl saçlı kız heyecanla konuşuyor, elleri kolları yerinde durmuyordu.
"Sen çirkin bir elbiseyle bile mükemmel birini bulursun. Şu güzelliğine bir bak." Kızıl saçlı kız bu lafı duymasıyla yüzüne tatmin olmuş bir gülümseme yerleşti.
Genç kız bu aptalca laflara karşılık gözlerini devirmemek için zor durdu. Bu kızıl kafa nasıl böyle bir müşteri avlama sanatına kanabiliyordu hayret ediyordu.
