Olayların üzerinden 3 gün kadar geçmişti. Bu süre zarfından sadece yatak ve banyo arasında gidip gelmiştim. Canım birşey yapmadan sadece yatmak istiyordu. Ben öyle yapıyordum.
Düşünecek çok zamanım olmuştu. Hemde çok fazla. Fakat olabildiğince düşünmekten kaçmaya çalıştım çünkü düşündükçe boğuluyor gibi hissediyordum. Büyük bir utanç etrafımı kaplıyordu. Gene de elinde sonunda kendimi o anları düşünürken buluyordum. Her ne kadar bana sefil duygular yaşatsa da.
Hala İno ve Naruto'nun neden oraya geldiklerini sorguluyordum. Naruto bana her buluşmadan sonra onun evinin önüne gelmemi istemişti. Böylece benim güvende olduğumu görebilecekti. Böyle birşey önerdikten sonra neden direk buluşacağım yere gelmişti ki? Saat geçte değildi. Ben ona en az 3'e kadar gözükmezsem endişelenmesi gerektiğini söylediğimi de hatırlıyordum. Onların geldiği zaman tahminimce saat bir buçuktu. Gerçekten onların o vakit orada olması saçmalıktan ibaretti.
Fakat bundan daha önemli şeylerde vardı.
Ben artık Sasuke'nin gözünde cadaloz, şımarık ve itici biriydim. Buna emindim. Hem ona verdiği sözü tutmamış hemde başkalarının yanında arkadaşıma vurup aşağılamıştım. Ama bilmeliydi ki bunların hiçbirini keyfimden yapmamıştım.
İno için bitmiş olabilirdim. Belki geri dönüşü olmayan bir küslüğe girmiş olabilirdik. Onun gibi birini kaybetmek benim içimde büyük eksiklik oluşturuyordu. Her ne kadar ona sinirlendiğim ya da gıcık olduğum anlar olsa da o benim dostumdu. Küçüklüğümden beri onun varlığı hep benim yanımdaydı. Pek belli etmesem de onun değeri büyüktü.
Ve Naruto. Onun bana kızgın ve kırgın olduğuna emindim. Benden beklemeyeceği hareketlerde bulunmuştum. Onlara yaptığım terbiyesizlikti. Ve onların bana yaptıkları da öyleydi.
Suçlu olan taraf hepimizdik. Hepimizin hataları ve kendince haklı tarafları vardı. Bunu anlamalıydık. Ama sanki tüm suç bendeymiş gibi hissediyordum. Ya da beni öyle hissettiren onlardı.
Dipsiz bir çukurdaydım. Zaman geçtikçe daha da batıyordum. Kendi kendimi kaybediyordum.
Daha fazla böyle yaşayamazdım. Hergün her saat depresif duygular içerisinde olmak bana aykırı idi. Hayatım boyunca ne zaman üzgün hissetsem kendimi neşelendirmeye çalışırdım fakat şu son 3 gündür kendimi bu hayırsız duygulardan kurtaramıyordum. Sürekli ağlamaktan akıtacak gözyaşım bile kalmamıştı.
Bilemiyordum.
Böyle yaşamın devam etmeyeceği bir gerçekti.
Onların hepsiyle teker teker konuşup sorunlarımı halletmek isterdim ama yüzlerine bakacak cesaretim yoktu. Belki İno ve Naruto beni anlarlardı. Onlar beni tanıyorlardı. Gerçek benin kim olduğunu biliyorlardı. Ama Sasuke beni tanımıyordu. Onun şu an gözünde oluşan imajımı asla düzeltemezdim. Ben kendimi nasıl gösterirsem göstereyim hep o anki benin gerçek ben olduğumu düşünürdü.
Evet, tatlı bir heyecanla başlayan bu serüven bir kazanç ile değil, sahip olduklarımı da kaybederek bitmişti.
Tekrardan boğazımdan kaçan hıçkırık ile kafamı yastığa gömdüm. Gözlerimi sıkıca kapatarak bir an önce uykuya dalmayı diledim.
"Oğlum, kaç gündür biz bile yüzünü doğru dürüst göremedik. Sen biraz olsun onu kendine getirmeye çalış lütfen yavrum." Odamın kapısın hemen arkasından gelen annemin sesiyle hızlıca yüzümü yastıktan kaldırdım.
Bir dakika.. şu rezalet halimle anamın bile karşısına çıkamazdım. Ve şu an içeriye birisi girmek üzereydi.
Panikle kendimi yataktan kaldırdım ve daha sonrasında aklıma gelen şey ile yatağa geri oturdum.