3- İşe yarayan domuz

251 35 16
                                    

   Küçük çaplı bir öksürük krizine girmiştim. Ağzımdaki ramenlerin hepsini boğazıma kaçırmıştım.

Sonunda öksürüklerim bittiğinde gözlerim dolmuş, suratım ise kıpkırmızı olmuştu. Bir bardak su içip sonunda kendime gelebilmiştim.

"Bu kadar şaşıracağını bilsem söylemezdim."

Ellerim aniden İno'nun omuzlarını bulmuştu. Ona iyice yaklaşıp tehditkar bir sesle "Bana çabuk nasıl onu bulacağımı söyle." dedim.

"Terbiyeni takınsan iyi edersin geniş alın. Her an fikrimi değiştirebilirim. Hem bu işler beleşe olmaz."

Güzel bir fırsat eline geçirmişti. Beni istediği gibi elinde oynatabilirdi. Buna izin vericektim. Yeter ki bana onu nasıl bulacağımı söylesin.

"Ne istiyorsun?"

Yapmacık bir şekilde düşünür gibi yaptı. "Hm galiba şu an aklıma gelmedi."

"Ne istersen kabulum. Yeter ki bana söyle." Gururumu bir kenara atmak içime biraz oturasa da sorun değildi.

"Pekala. Öyleyse ne istediğimi sonra söyleyeceğim. Onu nasıl bulacağımıza gelince ise sana ismini söylemişti değil mi? Benim yakın bir asker arkadaşım var. İsmi Sai. Sende görmüşsündür onu büyük ihtimalle. Ona sorup bulabiliriz."

Sevinçle İno'ya sıkıca sarıldım. "KESİNLİKLE ONU BULABİLİRİZ." İno da bana sıkıca sarılmıştı.

Aniden yerimden kalktım. İno'nun da kolundan tutarak kaldırdım. Naruto'ya da aynısı yapacakken onun burada olmadığını farkettim. Dükkana biraz dönüp baktığımda onun erkeklerle oturduğunu gördüm.

"Hey geniş alın napıyorsun? Daha yemeğimi bitirmedim."

"Kaybedecek zamanımız yok. Çabucak Sai'ye gidelim."

"Sen delirdin herhalde. Saat 9'a gelmek üzere. Bu saatte milleti rahatsız edemeyiz."

"Umurumda değil. Hem her zaman mantıklı davranmak zorunda değiliz, öyle değil mi?"

Bu lafım onun da aklını çelmiş olacak ki gülümseyerek "Tabikide değiliz. Hadi gidelim." Dedi.

Böylece Naruto'ya haber verip dükkandan ayrıldık ve Sai'nin evinin yolunu tuttuk. Bu akşam İno domuzu yüzünden Naruto ile yeteri kadar ilgilenememiştim. Başka bir zaman ona sürpriz yapmayı aklıma koydum.

Hava serindi. Suratımıza doğru hafif hafif rüzgar esiyordu. İno'yla beraber kol kola sohbet ederek Sai'nin sokağına gelmiştik. Bilmiyorum neden ama bu yürüyüş beni ferah hissettirmişti. Ne kadar sade ve sıradan bir anı olsa da benim aklımda her zaman kalacağına emindim.

Sai'yi o tanıdığı için İno konuşacaktı. Bende onu bir kenarda bekleyecektim.

Konuşacaklarını planladıktan sonra İno'yu itekledim ve bir kenara geçip onun gelmesi bekledim.

Yaklaşık 10 dakikadır bekliyordum. Onların konuşmalarını izliyordum. Seslerini duyamıyordum fakat suratlarını görebiliyordum.

Açıkca İno'nun bu çocuğa ilgi duyduğu çok barizdi. Konuşurken yaptığı cilveli hareketlerle bunu belli etmişti. Gerçi çocukta boş gibi durmuyordu. İno'yu gördüğünde suratı hoşnutlukla dolmuştu.

Özgür Ruh -Sasusaku-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin